İnanın son günlerde
ekonomide alınan kararları, özellikle kurdaki gelişmeleri anlamak için
okumaktan, telefon etmekten helak oldum.
Yetersizliğimin bir nedeni
konu uzmanlık alanım değil. Ben de işin uzmanı köşe yazarlarının makalelerini
altını çizerek okuyarak anlamaya çaba gösteriyorum.
Dünya Gazetesi’nde Fatih Özatay hocanın yazısını okudum. Şu cümleler dikkatimi çekti:
“Döviz kurunda bu nedenlerle son haftalarda artış
oldu. Dahası, çoğu analistin işaret ettiği gibi döviz kurunun ileride yukarıya
gitme ihtimali az değil. Bu ihtimal döviz borçlusu şirketler açısından önemli
bir risk. MB’nin atmayı düşündüğü adım öncelikle bu riski azaltmayı hedefliyor.
Dikkat: Şirketler yükümlülüklerini yerine getirmek için yine döviz bulmak
zorundalar; bu nedenle ortaya çıkan döviz talebi azalmayacak.”
“Ne olacak o zaman?” derken, Hürriyet’ten Uğur
Gürses’in yazısı konuya açıklık getirdi. Yazısını şöyle bitirmiş: “Son
nokta şu; Merkez Bankası bu aracı kullanarak özel kesimin potansiyel kur
zararını da üstüne almış olacak. Kar ettiğinde Hazine’ye transfer ederken,
zarar ettiğinde bunu Hazine’den isteyecek mi? Hazine bunu ödemek için bütçeye
ödenek koydurtacak mı?”
Bu cümle beni eskilere götürdü.