31 Aralık 2016

2017’de dünyada ve Türkiye’de riskler

2016 çok sıkıntılı geçti. Umarım yeni yılda benzeri olaylar hiç gündeme gelmez. Biraz daha nefes alırız, yüzümüz güler.

Niyetimiz ne olursa olsun bir de hayatın gerçekleri var. Olaylara sadece pembe gözlükle veya sadece kara gözlüklerle bakamazsınız. Çünkü her olay, iyiyi ve kötüyü, güzeli ve çirkini içinde barındırır. Ama bu zıtlardan birisi ağır basar ve biz ona göre karar veririz. Tabi kararımızı verirken gözlemlere, bilgiye dayalı düşünmeye çalışmak gerekir.

Bu bağlamda olabildiğince çok sağlıklı ve kaliteli bilgi sahibi olmak önemlidir. Çünkü eskilerin dediği gibi, “Yarı cahil kör cahilden beterdir.” Dolayısıyla eksik bilgi ile yapılacak önermeler, saptamalar eksik olmaktan öte tehlikelidir de.

Bu ön tespitleri yaptıktan sonra gelelim gelecek yılın olası risklerini kısaca sıralamaya.

28 Aralık 2016

Sosyal güvenlik sisteminin bütçeye yükü hızla artıyor

Bugünkü yazımın alıntı ağırlıklı. Ama Sayıştay’ın Sosyal Güvenlik Kurumu 2015 yılı Denetim Raporunu okuyunca, fazla yorum yapmaya gerek olmadığını düşündüm.

Aşağıda önce Raporun toplam 80 adet “Bulgusundan” çok önemli gördüklerimin özetini okuyacaksınız. Sonra Kurumun bütçeye olan yükünün 2000-2017 yılları arasında nasıl geliştiğini özetleyeceğim.

Sayıştay’ın tespit ettiği “bulgular” şöyle

25 Aralık 2016

Kur hareketlerini izlemek için cari açık yeterli bir gösterge mi?

Durun lütfen hemen itiraz etmeyin. İzin verin ne demek istediğimi açıklamaya çalışayım.
Öncelikle belirtmemede yarar var. Ben bir akademik iktisatçı değilim. Öyle literatüre katkı sağlamak gibi bir iddiam olamaz. Sadece akademisyenlerden ricam bu konuyu biraz daha farklı bir açıdan ele almaları.
Bir ülkenin döviz dengesi iki ana tabloda gösterilir. Birincisi ve ne çok bilineni ödemeler dengesi bilançosudur. Adı üstünde bir bilançodur. Belli bir tarih itibariyle, ekonominin döviz dengesini, giriş ve çıkışları gösterir. Öteki Uluslararası Net Döviz Pozisyonu (UYP) verileridir.  
Bildiğiniz gibi, ödemeler dengesi akım verileri, belli bir dönem içindeki değişimleri, gösterir. UYP ise stok rakamları. Yani UYP bir tarih itibariyle ülkenin döviz varlıkları ile yükümlülük stokunu içeriyor. Önemli bir gösterge olduğu kesin. Eğer varlıklar ile (borçlar dahil) yükümlülükler arasındaki fark açılıyorsa iyiye işaret olmadığını anlarız.

19 Aralık 2016

Önlem alınmazsa borç sarmalına girebiliriz

Terör yüzünden canından olan gencecik insanların resimlerine bakmakta zorlandığınızda borç hakkında yazmak inanın çok zor. Hele bir de unutamadığınız 12 Eylül deneyiminiz varsa; provokatörlerin, ajitatörlerin ülkenin başına açtıkları belaları unutamıyorsanız, işiniz biraz daha güçleşiyor. Böylesi bir ortamda borç sorunuyla kim ilgilenir diye kendinize soruyorsunuz.

Ama klasik bir laftır; hayat devam ediyor. Ekonomi durmuyor.

Önümüzdeki dönem borçlular için zorlu geçecek.

Dünyada borç stoku çok yükseldi. IIF (Uluslararası Finans Enstitüsü) toplam borcun 216 trilyon dolar, IMF ise 153 trilyon dolar olduğunu yazıyor. Aradaki fark az değil. Bununla beraber yorumcuların büyük çoğunluğu IMF verilerine itibar ediyor.

Rakamın ne kadar olduğu bir yana herkesin üzerinde anlaştığı bir konu var. Ülkelerde borç/milli gelir oranları devamlı yükseliyor. Yani borçlar, milli gelirden daha hızlı büyüyor. Bu ne demek? Alınan borçlar üretime gitmiyor. Ya ithalat için ya da üretken olmayan harcamalarda kullanılıyor. Özetle milli gelir borçlar kadar artmıyor.

15 Aralık 2016

Yeni milli gelir verileri ışığında bütçe büyüklükleri

Milli muhasebe, Mülkiye’de de mesleki hayatımda da çok sevdiğim bir konu değildi. Ama özelikle kamu dengeleriyle ilgilenmeye başladıktan sonra geceleri öğrenciymiş gibi çalıştığımı bilirim.

TÜİK’in açıkladığı yeni milli gelir hesaplarındaki düzenlemeleri elimden geldiğince anlamaya çalıştım. Yetmedi bilenlere sordum. Ne yazık ki şimdiye kadar konuştuğum uzmanların kafasının benden daha karışık olduğunu gördüm.

Teknisyenler 2012 yılına ait input-output tablolarının kullanılmasından mutlular. Buna karşılık yeni milli serisiyle eskisi arasındaki farkın, ilk yıllarda yüzde 2’ler civarında iken, 2015’e gelindiğinde yüzde 20’lere yaklaşmasını tam olarak açıklayamıyorlar.

Ben konunun teknik detaylarına çok girmeyeceğim. Ancak örneklerden yola çıkarak, bütçenin gelir ve harcama rakamlarındaki durumu bilginize sunacağım.

11 Aralık 2016

İki yeni bütçe dışı yük daha

Piyasaya yönelik, kısa vadeli ekonomik yorum yapanlar açısından mali disiplin tanımı bütçe açığı ile sınırlıdır. Onlar için önemli olan, yatırımlarının vadesi süresince ortaya çıkabilecek olası riskleri hesaplamaktır. Sıcak para yatırımcısı için ortalama vade üç ay civarındadır. Diğer bir deyimle her üç ayda bir yatırımını yenileme kararı vereceğinden, ondan sonrası sıcak paracıyı çok ilgilendirmez. Eğer şartlar hoşuna gitmezse, alır parasını, birkaç dakika içinde başka ülkeye gider.

Oysa orta vadeli, üretimci bir bakış açısı söz konusu olduğunda mali disiplin daha geniş bir tanımla ele alınır. Sadece bütçe içi işlemler ve basit bütçe açığı değil bütçe dışındaki olası yüklerde hesaba katılır.

Bütçe dışı işlem denince, bazı koşullar oluşunca bütçeye yük olacak işlemler akla gelir. Mevduat garantisi bunu klasik örneklerinden birisidir. Belli bir miktarı geçmeyen kişisel mevduatlar, banka batsa dahi devletin garantisi altındadır. TMSF tarafından ödenir. (Bu bağlamda, 6 Aralık 2016 tarihi itibariyle bankacılık sistemindeki 1,5 trilyon liralık mevduatın sadece 369 milyar liralık bölümü sigortaya tabidir)

Koşullu yükümlülüklerin bir başka klasik örneği hazine garantileridir. Hazine garantili borç stoku, Haziran 2016 itibariyle, 12 milyar doları (40 milyar TL) geçmiş.


7 Aralık 2016

Dolar ve faiz: İki ucu kirli değnek

Dolardaki dalgalanma devam ediyor. Döviz bozdurması için vatandaşa yapılan çağrı ilginç örneklere vesile oldu. Basında yer aldığı kadarıyla, döviz bozdurup Türk Lirasına dönenlerden çok altın alındığı anlaşılıyor. Bu da ilginç. Neden TL değil?

Bu yerlilerin davranışının medyatik tarafı. Satışların döviz kuruna etkisinin sürekli olması için vatandaşın sattığı dövizi yarın, öbür gün tekrar almaya kalkmaması lazım.

Ben içerideki piyasa oyuncularının karar ve davranışlarını, şimdilik bir kenara bırakıyorum.

Gelelim yabancıların, sıcak paracıların davranışlarına.

Konuyu özeti aşağıdaki tabloda yer alan örnek yardımıyla açıklayıp, yazıyı uzatmayacağım.

3 Aralık 2016

Sıcak paraya kapı nasıl açıldı?

Doların son hareketini çeşitli nedenlere bağlayanlar var. Bazıları olayı dış güçlerin manipülasyonu olarak yorumlarken bir kısım yorumcular ekonomik ve teorik açıklama getirme gayreti içindeler.
Ben biraz farklı bir yaklaşımla, teknik bir yaklaşımla yorumu sizlere bırakmak istiyorum. Bundan amacım işin ne sadece iktisadi ne de siyasi olduğunu göstermek. Tabi her zaman ve her yerde işin bir insan faktörü, karar alıcıların yönlendirmesi olduğunu unutmamak kaydıyla.
Aşağıda sizlere, meşhur Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanununa ilişkin 32 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında (Kambiyo Rejimi) 2008, 2009 ve 2015 yıllarında yapılan değişikleri kararlarını içeren bir tablo hazırladım. Burada orijinal metinle, sonradan yapılan değişiklikleri karşılaştırmanıza yardımcı olacak bilgiler yer alıyor.

1 Aralık 2016

Bir Temel hikayesi


Dolar 3,5 lirayı gördükten sonra uzun uzun ekonomik tahliller yapmaya gerek kalmadı. En iyisi bir fıkra yazayım.

Uzun bir hastalık dönemi geçiren ve ailesinin ilgisizliğinden şikayetçi olan Temel, bir tanıdığına öldükten sonra mezar taşının üzerine yazılmasını istediği şeyleri şöyle vasiyet etmiş. 

"Hastayum dedum inanmadunuz. Şimdi ne oldi?"