Doların hızla yukarı tırmandığı
bir ekonomik ortamda borçlulara yakından bakmakta yayar var. Devletin çok dış
borcu olmadığını biliyoruz. Bu defa sorunun özel sektör ve hanehalkında
olduğunu, bir önceki yazımda belirtmiştim.
26 milyondan fazla insanın borçlu olduğunu basın yazdı. Türkiye’deki toplam aile sayısının 21
milyon civarında olduğunu biliyoruz. Yanı sıra üst gelir gruplarının
(hanehalkının yaklaşık yüzde 20’sinin) borçlu olmadığı TÜİK verilerinden
anlaşılıyor. O zaman şöyle bir sonuca ulaşabiliriz: Bazı ailelerde birden fazla insan borçlu ve/veya aile reisi birden
fazla bankaya ve/veya finansal kuruluşa borçlu.
Diğer bir deyimle toplumun çok
geniş bir kesimi ekonomideki fırtınalı ortama aşırı borçlu yakalandı. Gemi sallanıyor,
su alıyor, yolcular çığlık çığlığa bağırıyor. Ama kaptan ve mürettebat başka alemdeler. Hala daha meleklerin
cinsiyetini tartışıyorlar.
Yolcuların büyük bölümünün (hanelerin) ne tür borcu olduğu ve kimlere
borçlu oldukları aşağıdaki tabloda yer alıyor. Ayrıntılı veriler çok geriye
gitmiyor. Çünkü T.C. Merkez Bankası bu detayda rakamları son iki yıldır
yayımlıyor. Daha önce farklı formatta tablolar vardı. Örneğin 2003 yılında toplam hanehalkı borçları 13,4 milyar liraydı. Bu
yılın ilk çeyreğinde 441 milyar lirayı geçti. Artış oranını yazıp
moralinizi bozmayayım.
Ama borçların türüne ve hanelerin
kime borçlu olduğuna bakmakta yarar var.