Önceki yazımda kur hareketinin, şirketlerin ve Hazine’nin borçlarında yaratacağı etkileri değerlendirmeye çalışmıştım. Kurlardaki yükselişi yavaşlatmak için TCMB’nin faiz artırmak zorunda kalabileceğine vurgu yaparak, ekonominin kur ve faiz kıskacına girdiğini ileri sürmüştüm.
Merkez Bankası politika faizini yükseltti. Yetmedi ardından sadeleşme adımıatarak piyasalara, bir anlamda, faizleri geri çekmeyeceğinin garantisiniverdi.
Yanı sıra Sayın Mehmet Şimşekve TCMB Başkanı, Londra’da sıcak para yatımcılarına, enflasyon rakamlarına bağlı olarak, 7 Haziran’da yeniden faizlerin yükseltilebileceği sinyalini verdiler.
Böylelikle %13,5 olan Merkez Bankası politika faizi, %16,5’ğa; gecelik faiz %18’e; geç likidite penceresi faizi de %19,5 düzeyine kadar yükseltildi. Nereden baksanız önemli bir artış. Hatta piyasalardaki 7 Haziran’dan sonra tekrar bir artış olacağı beklentilerini de eklerseniz artış burada durmayacakmış gibi görünüyor.
Evet kurlardaki hareket tersine döndü. Ama faiz artışının borçlulara ve ekonomiye etkisi ne olacak? Hazine’ye ve kamuya gelen yükü şimdilik bir kenara koyuyorum.