Baştan söylemem
gerekir. Ben sosyolog veya siyaset bilimci değilim. Amacım kamu verilerinden
yararlanarak, kaç kişinin, ne kadar sosyal yardım aldığını saptamak. Böylelikle
yoksulluğun kamuya yükünü anlamak.
Ancak bir de yakında
referandum sandığı kurulacak. Yaklaşık 56 milyon insan, ülkenin yeni yönetim rejimini
belirlemek için oy kullanacak. Çok önemli bir karar verecek. Böylesine hayati
kararı vermek için yeteri kadar bilgilendirilmiş seçmen kitlesinin ne için oy
verdiği hakkında olabildiğince özgür bir ortamda olması beklenir.
Evet hiçbir toplumda
tüm seçmenler sadece bilgiye dayalı tercihlerde bulunmazlar. Ama çağdaş bir
demokrasi için bağımsız ve bilgiye dayalı oy kullanma kararı alabilen seçmen
sayısının çokluğu olmazsa olmazlardandır.
Ancak Türkiye’de seneler
öncesine dayanan bir tartışma var. Tartışmanın taraflarına göre, devletten
sosyal yardım alan seçmenler özgür tercihlerini sandığa yansıtamıyorlar. Bunlara
bir de feodal ilişiklerin ağır bastığı kırsal kesimleri ekleyince, durum demokrasinin
geleceği açısından biraz daha tartışmalı hale geliyor.
Sokakta ve kırsalda
yaptığım, çok ama çok basit gözlemlerden, kamudan
sosyal yardım alan insanların çoğunun, aldıkları yardımı devletin değil, partinin
ve/veya liderinin verdiğine inandığını gördüm. Onlar için çok önemli olan
sosyal yardımların, bırakın kaldırılmasını, azaltılması bile korkunç bir
düşünce.
Görüldüğü gibi devletin farklı kurumları yardım
dağıtıyorlar: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yanı sıra, Millî
Eğitim Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kredi Yurtlar Kurumu, T. Taşkömürü
Kurumu (TTK), T. Kömür İşletmeleri (TKİ) ve belediyeler.
Hem yararlanıcı sayısı
hem de gider açısından en büyük kurum Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.
Yaşlı ve engelli aylığından tutun da genel sağlık sigortası primlerine kadar
birçok ödemeyi bu bakanlık yapılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı ile YURTKUR, doğal
olarak öğrencilere burs türü yardımlar yapıyorlar. TKİ ve TTK, devletin kanunla
verdiği görev gereği ürettikleri kömürü dağıtıyorlar. Belediyeler de
azımsanmayacak tutarda sosyal yardım yapıyorlar.
Devletin toplam sosyal yardım harcamaları, önceki
yıl sonu itibariyle 24 milyar lira. Az
bir tutar değil.
Ama yararlanıcı sayısını belirlemek bu kadar
kolay değil. Öncelikle sosyal yardım alanlarda mükerrerlik söz konusu. Yani hem kömür yardımı hem de evde bakım
yardımı almak mümkün. Ne yazık ki veriler her yardım türü için ayrı ayrı
düzenlenmiş. Yanı sıra SYDV tarafından verilen sosyal yardımlar ile kömür
yardımları (tabloda kırmızı rakamlarla
gösterilmiştir) rakamları aile bazlı. Yani bir ailede kaç kişi olduğunu
belirtilmemiş.
Bundan sonrası için bazı varsayımlar yapacağım. Kişilere
dağıtılan yardımlara göre toplam yararlanıcı sayısı 11,5 milyon kişi. Artı, 5,1
milyon aile yardım alıyor. Bir ailenin ortalama dört kişiden oluşuğunu
düşünelim. (O gelir segmentinde ailelerin daha kalabalık olduğunu söylemek çok
yanlış olmaz).
Toplarsak, devletten sosyal yardım alan toplam insan sayısı
32 milyon kadarmış gibi görünür. Ama mükerrerlik
nedeniyle bu sayı doğruyu göstermiyor. Çok kaba bir tahmin yürütüp, 7 milyon
kişiyi listeden çıkarırsak 25 milyon insan gibi bir rakama ulaşabiliriz.
Bunların ne kadarının seçmen olduğunu söylemek te çok zor. Yine politikacıların sigara kutusunun arkasına yaptıkları hesap gibi
ele alırsak, her ailede sadece anne ve babanın oy verdiğini düşünürsek, 15-16
milyon kadar seçmen olduğu söylenebilir.
Kısacası, seçmenlerin neredeyse üçte biri, karar
verirken devletin sözcülerinin söylediklerine daha çok önem veriyor demek
çok yanlış olmaz.
Devlete bağlı seçmen=nemalanan grup=borçluluğa sürüklenip istikrar için oy veren grup.Dinle pek bir alakam yok ama Kuran'da yazılanları uygularım.Başıma pislik yağmadan bankadaki $ hesabımla ilgili önlemimi pazartesi günü alacağım.Bakanlar Almanya'daki toplantıların iptal edilmesini özgürlükler vs vs.altında kınarken bende adımı yazamama korkusunu onlara atfediyorum.FRANKENSTEİN cumhuriyetine hoşgeldiniz.
YanıtlaSilHocam saygılar. Devlet ile hükümeti halkımız bir ayırt edemedi malesef. O kadar güzel anlatmışsınız. Aile ve sosyal politikalar bakanlığı bütçesi ile hükümetin lehine gelen oylar doğru orantılı.
YanıtlaSilCHPnin amaci basta ogrenci burslari olmak uzere sosyal yardimlari kesmektir. CHP 2008de anayasa mahkemesine gidip belediyelerin universite ogrencilerine verdigi bursu kesilmesi icin sikayette bulunmustur.Anayasa Mahkemesi de sosyal belediyecilik ve sosyal devlet evrensel ilkelerini gormezden gelip CHPyi hakli bulmus belediyelerin univeriste lisanstan doktoraya kadar burslarini kesmistir. CHP fakir ogrencilerin egitim ozellikle yuksek ogretim almasini istememektedir. CHP, ABye AB projelerine karsidir. CHP, Anadolu bir universite ogrencisinin Avrupada bir universitede ogrenci degisim programina katilmasina karsi olmustur. Onlara gore zenginler yuksek ogrenim yapmali zenginlerin cocuklari Avrupada egitim alma hakkina nail olmalidir. Iste bu yuzden AKPli olmama ragmen CHPye hic bir zaman oy vermeyecegim. CHP,yoksul halktanda hic bir zaman oy alamayacak. Yoksul emekci kitleler CHPden korkmaktadir. CHP sosyal yardimlari keser dusuncesindedir, Bakiniz AKP, KYKnin yurt icinde univeriste lisansdtan doktoraya verdigi burs/krediyi genisleterek 2013den itibaren yurtdiisnda da okuyan lisans yl dr hic farketmez gittikleri ulkelerin kosullarina gore ayarlayarak burs/kredi miktarini yasa tasarlamis mecliste CHPnin muhalefetine ragmen kabul edilmistir. Bugun gineden norvece kubadan yeni zellandaya amerikadan mogolistana kadar ulkeler kosullarina gore miktarlandirilmis en dusuk burs/kredi miktari Turkiye ile es tutulmus yani afrikada tarim ziraat masterina giden turkiyedeki master ogrencisi ile ayni parayi alabilecek taban kosullari koymustur. Kisaca genclere yardim etmistir. CHP ne yapmis geldigi vizyon itibariyle yaslilara uretime katilmayan emeklilere maas arttirma sozu vermistir, CHP gencleri sevmemektedir. Genclerde CHPyi sevmeyecektir. CHP yaslilarin partisidir.CHP zenginlerin partisidir.
YanıtlaSil