Mülkiyeliler Birliği’nin
Çarşamba Söyleşilerinin geçen haftaki konukları Prof. Dr. Korkut Boratav ile
Prof. Dr. Bilsay Kuruç’tu. Dünya
ekonomisindeki gelişmelere değindiler. Son zamanlarda bu kadar doyurucu bir söyleşi
dinlediğimi hatırlamıyorum.
Bilsay Hoca, son 40
yılda, özellikle uluslararası finansal hareketlerin serbestleşmesiyle, dünyada
yurttaşlığın yerini tüketicinin aldığının üstünde durdu.
Dünya 1970’lerde
başlayan ve 1990’ların sonunda zirve yapan bir gelişme sonucunda kamu,
şirketler ve hane halklarının her yerde borçlandırıldığını bir yer oldu. Toplam
borç rakamları havada uçuşuyor. Bir tahmine göre 213 trilyon dolar toplam borç
var. Özetle, küçük bir azınlık dışında herkes borçlu. Aldıkları borçla tüketip, ekonomiye can veriyorlar.
Her kesimde olduğu
gibi, özellikle kamu borçlarının sebebi de harcamaların fazlalığı değil, gelirlerin azlığı. Yani toplumda kimse vergi vermezken, devletten
daha fazla hizmet talep edilmesi.
Bunun sonucunu, Alman
ekonomist Wolfgan Streeck, “Satın Alınan
Zaman” adlı eserinde, “vergi devletinin
yerini borç devleti” aldı şeklinde özetliyor. Devletin ekonomik yapısında
yaşanan bu değişimin sonucunda, o devletin
ekonomik sınırları içinde yaşayanlar yurttaş değil tüketici/yatırımcı oluyorlar.
Yani Piyasa Halkı oluyorlar. Devletten
ona göre davranış görmeye başlıyorlar.
W. Streeck bunu bir
tabloyla özetliyor.