30 Kasım 2014

Petrol Rusya ve Ortadoğu

Petrol fiyatları 80 doların altına indikten sonra, sanki Papa onları kutsamaya gelmiş gibi heyecanlanan piyasalar bir bayram havasına girdi. Borsa tavan yapıyor, rekorlar kırıyor. Kur hareketleri aşağı yönlü. Faizler yüzde 7 leri gördü.

Kısa vadeli işlem yapanlar için bundan iyisi Şamda kayısı. Bilanço bağlama ve dolayısıyla kar yazma mevsimindeyiz. Ne kadar çok kar olursa CEO'lar o kadar çok bonus alacaklar.

Neyse, zenginin malı fakirin çenesini yormasın. Çalışan kazansın, elması kızarsın.

Biz gelelim petrol fiyatlarındaki gelişmelere ve olası sonuçlarına.

Uzmanlar üç teknik neden sayıyorlar:

26 Kasım 2014

Son on yıldaki en büyük ekonomik kırılma

Yazılarımda devamlı belirtirim. İlginçtir, hesabında bir tane hisse senedi olmayan, cebinde bir doları bulunmayan bile ekonomik gidişatı borsaya, kura bakarak değerlendirir oldu. Bunu kendi durumunu gizlemek için mi yapar yoksa tamamen siyasi bir söylem mi kullanır anlamam.

Ermenekli Recep Amcanın yırtık ayakkabısı aslında durumun gerçek göstergesiydi. Aynı şeyi Somalı madencilerin “borcumuz var tekrar madene inmek zorundayım” söylemlerinde de gördük. Benzer içerikli en yeni veri seti hafta başında, öğretmenler gününde yayımlanan haberlerde yer aldı. Öğretmenlerin çok büyük bir çoğunluğu borçlu ve yüzde 60’tan fazlası mesleğini bırakmak istiyor.

Kısacası insanlar borç içinde yüzüyor.

22 Kasım 2014

AB-ABD ticaret görüşmeleri dünya dengelerini değiştirirken Türkiye

Tarih bize dünya savaşlarının en önemli nedeninin ticari paylaşım olduğunu öğretmiştir. Emperyalistler dünya kaynaklarını olabildiğince sömürürken, biraz palazlanan yeni güçler pay isteyince ortalık karışmıştır. Her büyük savaşın sonrasında, galiplerin dizayn ettiği yeni bir ekonomik düzen kurulmuştur.

Sovyetlerden sonrası

Buna pek uymayan bir örnek Uruguay Raund Ticaret Müzakereleridir. Sovyetler Birliği’nin savaşsız yıkılmasıyla dünyada yeni bir denge kurulmuştur. Yeni dönemin ticari dengeleri Dünya Ticaret Örgütü kontrolüne bırakılmış, küreselleşme hızla yayılmıştır.

1990’lı yılların başında, Birleşmiş Milletler Cenevre Daimi Temsilciliğinde görevliydim. Uruguay Raund Ticaret Müzakerelerini izlemek ve bazı görüşmelere katılma şansım oldu.

Ticaretin diğer konulardan ne kadar farklı olduğunu yaşayarak gördüm. Her konuda ülkeler arasındaki ittifakları görmek ve anlamak mümkündür. Ticaret müzakerelerinde kim kimin dostudur, düşmanıdır konuya göre değişir. Tarım konusu görüşülürken düşman olan AB ile ABD, fikri mülkiyet hakları görüşülürken dost oluverirler.

Yeni düzene doğru

20 Kasım 2014

Dünya İslamiyet Endeksi! Türkiye kaçıncı sırada?

The George Washington Üniversitesinden iki bilim adamı, Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari bana çok ilginç gelen bir çalışma yapmışlar. Çalışmanın adı “Müslüman Ülkeler Ne Kadar İslami?” (How Islamic are Islamic Counries?)[1]

Dinin sosyolojik önemini değerlendiren uzmanlar, insanların ekonomik davranışlarına olan etkilerini değerlendirmişler. Büyümeye etkilerinden tutun  da piyasa ekonomisine etkilerine kadar geniş kapsamda değerlendirme yapmak amacıyla yola çıkmışlar.

Aslında amaçları, dünya ülkelerinin ne kadar Müslüman olduklarını bir endeksle belirlemek. Basit görünen bu değerlendirmeye 208 ülkeyi dahil etmişler. Dünyadaki tüm ülkeleri 113 değişkenden oluşturdukları bir endeksle sıralamışlar.

Değişkenlerin neler olduğunu aşağıda bağlantısı verilen dokümandan bulabilirsiniz.

18 Kasım 2014

Genç işsizliği ve sosyal etkileri

Bugün dersten çıktım. Öğrencilerime anlattıklarımın ne kadar anlamlı olduğu bir kez daha düşündüm. Merkez Bankası önemliymiş, dünyada enflasyonla nasıl mücadele ediliyormuş. Bu konular onlar için ne kadar önemli? Bunları neden öğrenmek zorundalar?

İş bulma hayali

10 Kasım 2014

Bütçe açığını sıfırlamak için

Devletin bütçesi bu sene 24,4 milyar lira, gelecek yıl ise 21 milyar lira açık verecek. Bütçe açık verince Hazine mecburen bankalardan borçlanacak. “Faiz lobisinin” cebine bu sene 50 milyar lira aktaran devlet seneye 54 milyar lira ödeyecek. Tamam bu faizler önceki yılların açıklarından kaynaklanıyor. Hemen sıfırlanması mümkün değil.

Ama önümüzdeki yıldan itibaren açıklar sıfırlansa, yeni borçlanma yapılmasa, stok azaltılmaya başlansa olabilir mi? Hemen zor demeyin.

Gelin hayal kuralım.

Size üç tane seçenek sunacağım. Seçim sizin.

4 Kasım 2014

Bütçede yapısal dengeler bozuluyor

Önce bir hatırlatma yapayım. Maliye politikasında önemli olan bütçe dengesidir. Yani bütçe gelirleri ile giderleri arasındaki farktır. Eğer giderler gelirlerden fazla ise malum sonuç ortaya çıkar: Bütçe açığı ve onun sonucu da kamu borçlanması olur.
Borç takip edilirken esas olan anaparadaki değişimdir. Çünkü kamu borç stoku = anaparadır. Eğer bir yılda kamu borcunun anaparasında artış varsa stok büyüyor demektir.

Diğer bir deyimle faiz ödemelerindeki değişim stoku tanımsal olarak etkilemez. Öte yandan eğer bütçede o yıl ödenecek olan faiz kadar faiz dışı fazla (FDF) verilirse, Hazine sadece anapara ödemesi kadar yeni borç alır ve stok sabit kalır. Ama faiz dışı fazla o yılın faiz ödemesi kadar olmaz ve kamu faizleri ödemek için de borçlanmak zorunda kalırsa ve stok artar.
Bu nedenle kamu borç sorunu olan ekonomilerde asıl izlenmesi gereken bütçe göstergesi klasik bütçe açığı değil, faiz dışı dengedir. Onun tanımı da basittir:  Gelirler – faiz dışı harcamalar.

1 Kasım 2014

Bütçede kara delikler artıyor

Piyasa oyuncuları mali disiplin deyince devamlı bütçe açığı ve kamu borç toplamının milli gelire oranına bakarlar. Rakamlar küçükse sevinirler. Haklıdırlar. Çünkü onların vizyonu kısa vadelidir. Uzun vadedeki olası dertler onları germez.

Belki bazı okuyucularım hatırlayacaktır. Özellikle 90’lı yıllarda ortaya çıkan fonlarla kamu kaynaklarının kamu harcama hukuku dışına çıkarılarak özel mevzuatına göre harcanır, muhasebeleştirilir ve denetlenirdi. Bu tür uygulamalar o yıllarda ülkemizde bütçe disiplinin bozmuş; mali yönetim sisteminde dağınıklık yaratmış, kamu kaynaklarının kötü kullanılmasına yol açmıştı. Sonuç 2001 Krizi olmuştu.