Son günlerdeki ekonomik
gelişmeleri, bir grup yorumcu daha çok dışarıdan gelen ve siyasi yönü ağır
basan içerikle açıklıyor. Diğerleri, siyasete pek bulaşmamaya çalışarak, daha
çok iç ve dış ekonomik veriler üzerinden yorum yapmaya çalışıyor.
Kimin haklı olduğunu zaman
gösterecek.
Ben sorunun sadece Türkiye’de olmadığına inananlardanım. Yani dünya
çok karışık. Böylesine karışık bir ortamda, bir yandan yüksek dış finansman ihtiyacı
diğer yanda yüksek işsizlik ve enflasyon yaşanırken kur ile faizin sabit
kalması beklenemez. Diğer bir deyimle, dert bugüne mahsus değil, geçmişte
yapılan hataların bedelini ödüyoruz. Ekonomi
ithalatıyla, sıcak parasıyla dışa bağımlı hale getirilirken nedense hiç
bugünlerin yaşanacağı düşünülmedi.
Ama konumuz içerisi değil,
dünya.
Çok uzatmamak için yabancıların
raporlarından alıntılar yaparak örnekler vereceğim.
En dikkat çeken değerlendirme
İsviçre’nin dünya devlerinden Credit Suisse
ait. Onlara göre, Donald Trump’ın seçimi, dünyada Berlin Duvarı’nın yıkılması,
11 Eylül olayı ve küresel finansal kriz benzeri etkiler yaratacak. Bu konuda
haklı olabilirler. Çünkü Trump, seçim kampanyası sırasında, II. Dünya Savaşı
sonrasında Yalta’da kurulan düzenin değişmesi gerektiği söylemiş. Anladığım
kadarıyla; BM, IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası yapılanmaların
geleceğini tartışmaya açacak.