Normal
günlerde telefonla çok konuşan bir insan değilimdir. Ama ekonomide oynaklık
çoğalınca telefonum susmuyor. En çok
sorulan soru “Kur ne olur?” Benim cevabım da basit: “Ne olacağını bilsem söyler
miyim? Sizden para toplar, yatırım yapar, zengin olurum. Bildiğini söyleyene de
sakın inanmayın” diyorum.
Birde
seçim ortamına girilince, eksik olmasınlar, önceden hiç aramayan kendini “uyanık” sanan siyasetçiler de “halimi
hatırımı soruyorlar. (!)” Ekonomik gidişi sorup, çözüm olup olmadığını
öğrenmek istiyorlar.
İnanın
bana elimden geldiğince tümüne aynı cevabı vermeye çalışıyorum. Bilginin, çoğu
zaman para ettiğini, deneyimlerimle bildiğim halde, paylaşılması gerektiğini
düşünenlerdenim. Çok özel bilgiler değilse ya bu blokta ya da sorulduğunda
insanlarla paylaşmayı görev bilirim.
Öyle
ki; bir arkadaşımla paylaştığım teknik bilgiyi hiç oy vermediğim partilerden
arayanlarla da paylaşırım. Doğruları bilenlerin ülkeye katkısı olacağını
düşünürüm.
Hazine’den
ayrılalı neredeyse 15 yıl oldu. Günümün çoğunu okuyarak ve araştırarak
geçiriyorum. Çoğu zaman hafta sonları da buna dâhil oluyor. Bu sayede, karınca
kararınca bilgilerimi güncel tutmaya, yazılarımı sağlam bilgilere dayanarak
yazmaya, tahlillerimi olabildiğince sağlıklı yapmaya çabalıyorum.
Bunları
kendimi size tanıtmak için yazmadım.
Biraz
uzun oldu ama bir Temel fıkrası
aklıma gelince giriş olsun dedim.
Bizim
Temel uzun süredir hastaymış. Ancak hasta olduğuna eşini, çocuklarını ve
çevresini bir türlü ikna edememiş. O da arkadaşına bir vasiyet bırakmış ve
mezar taşını hazırlatmış. Yakınları defin işleminden sonra taşta şunun yazıldığını
görmüşler: “Hastayim dedum, inanmadunuz. Şimdi ne oldi?”
Aman
siz sağlıcakla kalın.
Türk Ekonomisi bugün hasta olmadı. Bu yıllardır var olan kronik bir hastalık sadece 10 yılda bir mezar taşı yazısı gibi kendini herkese gösterir ve çok can yakar. 2002 den sonra 1.2 lere kadar düşen dolar kurunun bedelini üretimden vazgeçerek ödedik. İthal tüketim ülkesine döndük ve yerli üretici bununla rekabet edemez hale gelip karlı popülüst yatırımlara yöneldiler. Ve şimdi dolar 4 ü 4.5 u görünce bütün çamaşırlar ortaya dökülüyor fakat faizi arttîralım yabancı sermayeyi çekelim doları düşürelim dersek bu Temeli yine umursamamaktır.bu da bizi 3-5 yıl daha götürüp sonra tekrar bugün kü noktaya getirir. Bunun yerine Temeli karşımıza alıp konuşmalıyız. Finansal okur yazarlık arttırılmalı, teşvikler inşaat gibi ölü sektörlere değil katma değer yaratan sektörlere verilmeli.Yeni nesil de bilgisayar yazılımında dış dünya ile rekabet edebilecek yetenekler var bunlar değerlendirilmeli , siyasetin de sokaklarında dili yumuşamalı güler yüzlü insan sayısı giderek azalıyor.
YanıtlaSil