11 Ocak 2017

Bizde dolar rekor tazelerken dünyanın hali

Son günlerdeki ekonomik gelişmeleri, bir grup yorumcu daha çok dışarıdan gelen ve siyasi yönü ağır basan içerikle açıklıyor. Diğerleri, siyasete pek bulaşmamaya çalışarak, daha çok iç ve dış ekonomik veriler üzerinden yorum yapmaya çalışıyor.
Kimin haklı olduğunu zaman gösterecek.

Ben sorunun sadece Türkiye’de olmadığına inananlardanım. Yani dünya çok karışık. Böylesine karışık bir ortamda, bir yandan yüksek dış finansman ihtiyacı diğer yanda yüksek işsizlik ve enflasyon yaşanırken kur ile faizin sabit kalması beklenemez. Diğer bir deyimle, dert bugüne mahsus değil, geçmişte yapılan hataların bedelini ödüyoruz. Ekonomi ithalatıyla, sıcak parasıyla dışa bağımlı hale getirilirken nedense hiç bugünlerin yaşanacağı düşünülmedi.

Ama konumuz içerisi değil, dünya.

Çok uzatmamak için yabancıların raporlarından alıntılar yaparak örnekler vereceğim.

En dikkat çeken değerlendirme İsviçre’nin dünya devlerinden Credit Suisse ait. Onlara göre, Donald Trump’ın seçimi, dünyada Berlin Duvarı’nın yıkılması, 11 Eylül olayı ve küresel finansal kriz benzeri etkiler yaratacak. Bu konuda haklı olabilirler. Çünkü Trump, seçim kampanyası sırasında, II. Dünya Savaşı sonrasında Yalta’da kurulan düzenin değişmesi gerektiği söylemiş. Anladığım kadarıyla; BM, IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası yapılanmaların geleceğini tartışmaya açacak.

Düzeni yıkmak kolaydır. Ancak yenisini kurmak, öyle sözle olmaz. Mutlak bir güç gösterisi gerektirir. Ama nasıl? Kavga iktisadi mi yoksa askeri temelli mi olacak? Yoksa her ikisi birden mi? Buna cevap veremeyen piyasalar dünyadaki siyasi risklerin arttığını düşünüyorlar.

Bu bağlamda ilginç çalışmalardan birisi, Amerika’nın etkin dış politika dergilerinden Foreign Policy’ye ait. Ocak 2017 tarihli bir makalede, bu yıl dünyada yakından izlenmesi gereken 10 anlaşmazlık listelenmiş. 1) Irak ve Suriye 2)Türkiye, 3)Yemen, 4)Afrika’da Çad gölü çevresi, 5) Kongo Demokratik Cumhuriyeti, 6) Güney Sudan, 7) Afganistan, 8) Myanmar, 9) Ukrayna, 10) Meksika.

Başka bir örnekte, Fortune dergisinde, “2017 yılında Dünyanın Karşılaşacağı En Büyük 10 Risk” başlıklı makalede yer aldı. Riskler şunlar: 1) Donald Trump ve onun “Bağımsız Amerika’sı 2) Çin’in aşırı tepki göstermesi, 3) Almanya’da Angela Merkel’in güç kaybetmesi, 4) Reformlara son verilmesi, 5) Ortadoğu’da teknoloji kullanımının politik istikrasızlık yaratma olasılığı, 6) Merkez bankalarının gittikçe politikleşmesi, 7) Beyaz Saray’ın Silikon Vadisi’ne karşı duruşu, 8) Türkiye, 9) Kuzey Kore, 10) Güney Afrika.

Devamla başka bir uluslararası yatırım bankası örneğine bakalım. Deutche Bank’ın “Trump’ın İlk 100 Günü” adlı çalışmasında, dünyada izlenmesi gereken 10 risk şöyle sıralanmış: 1) Güvercin FED piyasanın gerisinde kalabilir, 2) ABD stagflasyona girebilir, 3) FED veya dolar finansal şartların sıkılaşmasını tetikleyebilir, 4)ABD-Çin ticaret tartışması kötüye gidebilir, 5) Doların yayılma etkisi (EM, Çin, petrol, ihracat), 6) Avrupa’daki politik gelişmeler (Brexit, seçimler, göçmek krizi), 7) Cumhuriyetçilerin kapsamlı vergi reformunu başaramamaları, 8) Petrol arzının artması, 9) Emtia ihracatçısı ülkelerde büyümenin gecikmesi, 10) Jeo politik risklerdeki artış (siber güvenlik, terörizm, aciz devletler).

Böylesi listeleri uzatmak mümkün. Son olarak, turizm gelirlerinin önemine binaen, Türkiye’nin adının geçtiği, The Active Times adlı seyahat sitesinde “Dünyadaki en tehlikeli turizm merkezleri” listesine değinmekte yarar var. Kenya’dan Kolombiya’ya, Mısır’dan K. Kore’ye 16 ülkenin yer aldığı listede ülkemizin de yer almasının ne kadar doğru olduğu ciddi olarak tartışılır. Ama haksızlık ta yapılsa, orada da ismimiz bulunuyor.


Kısacası, dünya bunca belirsizlikle boğuşurken içerde doların, Euro’nun rekor kırmasının nedeni, iktisadi ve siyasi bağışıklık sisteminin hazırlıklı olmamasından kaynaklanıyor. Dahası, hastaya yanlış teşhis konulunca tedavisi de yanlış yapılacak ve hastanın ağırlaşmasının önüne geçilemeyecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder