Dolardaki dalgalanma devam
ediyor. Döviz bozdurması için vatandaşa yapılan çağrı ilginç örneklere vesile
oldu. Basında yer aldığı kadarıyla, döviz bozdurup Türk Lirasına dönenlerden
çok altın alındığı anlaşılıyor. Bu da ilginç. Neden TL değil?
Bu yerlilerin davranışının
medyatik tarafı. Satışların döviz kuruna
etkisinin sürekli olması için vatandaşın sattığı dövizi yarın, öbür gün tekrar
almaya kalkmaması lazım.
Ben içerideki piyasa oyuncularının
karar ve davranışlarını, şimdilik bir kenara bırakıyorum.
Gelelim yabancıların, sıcak
paracıların davranışlarına.
Konuyu özeti aşağıdaki tabloda
yer alan örnek yardımıyla açıklayıp, yazıyı uzatmayacağım.
Bir yabancı yatırımcının 20
Ocak 2016 tarihinde yapılan Hazine ihalesine girdiğini varsayalım. İhale 329
gün vadeli, ortalama dönem faizi yüzde 10,06 olmuş. Örneği basitleştirmek için
yatırımcının 1,000 dolar bozdurduğunu varsayalım. O gün dolar kuru 3,03 TL
imiş. Yatırımcının 1,000 $ x 3,03 = 3,030 liralık DİBS satın alacağını
düşünelim.
19 Ocak 2016
|
1 $ = 3,03 TL
|
1,000 $ x 3,03 = 3,030 TL
|
14 Aralık 2016
|
Faiz = %10,06
|
3,030 x 1,1006 = 3,335 TL
|
1 $ = 3,03 TL olsaydı
|
3,335 TL / 3,03 = 1.100,6 $
|
Getiri = 101 $
|
1 $ = 3,42 TL olunca
|
3,335 TL / 3,45 = 975 $
|
Zarar = 25 $
|
Toplam kayıp
|
|
101 + 25 = 126 $
|
Her şey aynı kalır ve yatırımcı
vade sonuna kadar beklerse, 14 Aralık geldiğinde, 3,030 TL x %10,06 = 3,335 TL
getirisi olacaktır.
Eğer kur sabit kalsaydı 3,335 /
3,03 = 1.100,6 $ dolar getiri tahmin
edecekti. Yani getirisi yüzde 10 civarında olacaktı.
Oysa dolar kuru 3,42
TL civarında.
O zaman aynı TL getirine sahip
olacak sıcak paracı, tahvil itfasından elde ettiği lirayı piyasaya götürünce,
1$= 3,42 liradan dolar alabilecek. Bu durumda Hazine’den alacağı 3,335 liranın
karşılığı olarak cebine sadece 975 $ girecek.
Diğer bir deyimle bırakın kar
etmeyi, zarar etmiş olacak.
Şimdi siz olsanız bu şartlarda
Türkiye piyasasında kalır mısınız? (Bazıları bu örnekten benim sıcak paracıların
haklı olduklarını söylediğimi çıkarabilirler. Hayır, sadece onların davranış
biçimini, bir örnekle göstermek istiyorum.)
Söylemek istediğim şu: ekonomi iki
arada bir derede kaldı.
Döviz gelmesini ve kurların kalıcı olarak düşmesini
bekliyorsak, eğer her şey aynı kalacaksa,
ya kurun bu kadar oynamasının önüne geçeceğiz ya da faizleri kur değişiminden
fazla yükseltip, sıcak parayı tekrar Türkiye’ye çekmeye çalışacağız. Bu arada ÖTV artışı ve akaryakıt zamları gibi nedenlerle enflasyonun
yukarı yönlü olmasının da faizleri etkileyeceğini unutmayacağız.
Ama o zaman değneğin diğer ucu
gündeme gelecek. Zaten büyümesi patinaj yapan ekonomiyi, borç sarmalına düşmüş
reel sektörü ve hane halkını, yükselen faizlerin olumsuz etkilerinden nasıl
koruyacağız? Biliyoruz ki, faizler yükselir büyüme yavaşlarsa ve diğerlerinin
yanı sıra işsizlik gibi hayati sorunları orta vadede biraz daha derinleşecek.
Bunlar bilinen doğrular. Ne
yazık ki, ekonomi sıcak paraya bu kadar muhtaç hale geldikten sonra, karar
alıcıların eli kolu bağlı.
Bağlı çünkü ekonominin ithalata
ve sıcak paraya bağımlılığı bir günde bitirilemez. O zaman kurun yıkıcı etkilerini hafifletmek için TCMB politika faizini
yükseltmek durumunda kalabilir. Bu kararın kalıcı etki yaratabilmesi,
ekonominin döviz ihtiyacını kalıcı olarak azaltacak, dışarıdan borçlanma
ihtiyacını minimuma çekecek, kalıcı siyasi ve iktisadi önlemler alınmasına
bağlı. Aksi halde her kur oynayışında Merkez Bankası aynı çelişkiyi yaşamak
durumunda kalacaktır.
Bu yorumlamayla, dövizin düşmesi yabancıları rahatlatmış olmuyor mu?
YanıtlaSilSiz bana hitap ediyorsunuz ve ben Sizi anlıyorum.Fakat diğer vatantaşlarımızla nasıl iletişim kuracağız.Sorunun kök nedeni bu galiba?.Veya başka irdeleyeyim:Din,iman, para,çıkar,homoekonomikus ve VİCDAN,PAYLAŞMA,insanlar biraz aynaya bakabilmeyi öğrenmeli ama bunun için minimum bir eğitim ve variyet şartki oda bura namevcut.Saygılar.ME
YanıtlaSil