Son günlerin en çok tartışılan maliye
politikası konularından birisi Hazine garantileri ve borç üstlenimleri. Son
yayınlanan Hazine Müsteşarlığı yönetmeliği ve basın duyurusu konuyu medyanın
gündemine getirdi.
Eleştirilerden birisi şeffaflık
sorunuydu. Müsteşarlık borç üstlenim anlaşmalarının Resmi Gazetede
yayımlanmayacağını belitti. Onlara göre ticari sır ilkesi engeli vardı.
Aslına
bakarsanız kimse hangi şirketin ne gibi şartlarla devlete yük olduğunu
araştırmıyor. O müfettişlerin sorunu. Yanlış bir iş
varsa müfettişler veya Sayıştay gerekli incelemeyi yapar diye biliyoruz. Ama
bir vatandaş olarak, hangi proje için ne kadar garanti verildiğini ve hangi
şartlarda borçların ne kadarının devlet tarafında üstlenileceğini bilmek en
doğal hakkımız. Çünkü vatandaşız ve gücümüz oranında vergimizi veriyoruz.
Bir
bilgi seti var ama biraz geçmişte kalmış
Araştırmalarım beni Kalkınma Bakanlığı’nın web sitesine götürdü. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ)
projeleri hakkında bazı bilgiler ve geniş bir mevzuat setine ulaşılabiliyor.
Ancak güncel değil, 2012 de kalmış. Kasım 2012 tarihinde yayımlanmış bir rapor
var. Kısmen detaylı bilgilere ulaşılabiliyor.
Örneğin toplam 167 KÖİ projesi var. Bunların 97 tanesi Yap-İşlet-Devret
projesi, 60 adeti işletme hakkı devri. Kalanlar yap- kirala ve diğer
türlerde.
Aşağıdaki
tabloda toplam 87,6 milyar dolarlık projenin sektörlere göre dağılımı var. En
çok tutar 52 milyar dolarla havaalanı projelerinde.
Sonra enerji ve karayolu projeleri geliyor. Anılan Raporda yer alan listede İstanbul
3. Havaalanı ve Kanal İstanbul projeleri yok.
Riskler
konusunda hiç bilgi verilmemiş
Veriler eksikte, eskide olsa genel
hakkında bir bilgi veriyor. Ama
projelerin toplam yükü bize riskler hakkında yeterli veri seti sunmuyor. Diğer
bir deyimle, neye garanti verildiği belli değil.
Örneğin, havaalanında gelen yolcu
sayısına göre verilmiş ise yıllık ne kadar yolcu garanti edilmiş. Yanı sıra
yolcu başına ne kadar para ödeneceğini de bilmiyoruz. Duyumlarım doğru ise
Ankara – Esenboğa havaalanı dış hatlar için verilen garantiler nedeniyle Devlet
Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ilgili şirkete para ödemek zorunda kalmış.
Yeteri
kadar şeffaf olunmadığı için bu miktarın en kadar olduğunu ne ilgili KİT’in
bilançosundan ne de eğer o KİT’e bütçeden para aktarılıyorsa, bütçe harcama kalemlerinden
takip edebilmek mümkün değil. Bunu yapabilecek tek kamu kuruluşu Sayıştay.
Onun da durumu ortada.
Böylesi bir durumda yapılacak tek şey
toplam 88 milyar dolar veya buna 2013 ve 2014 yıllarında eklenen projeleri de
ekleyin 100 milyar dolardan fazla bir tutarın belli bir yüzdesini risk olarak hesaplayın.
Bütçede o miktarda para varsa dert değil.
Eğer yoksa Hazine daha fazla borçlanarak bu
parayı garanti verdiği şirkete ödeyecektir. Bir de dış borçlarını üstlenecekse
o zaman iş biraz daha zora girecektir.
Tesekkurler. Bir de Hazine garantileri oncesinde de varolan TOKI garantili projelerdeki 'muteahhit firmanin yukumluluklerini yerine getirememesi' durumunda yeterli teminat olup/olmadigi konusu da var. Aslinda TOKI bu sekilde sektore gayri nakdi bir garanti semsiyesi acmis durumda ve bunun 'intrinsic' degerini bilebilmek mumkun degil.
YanıtlaSilYorumunuz için ben teşekkür ederim. TOKİ garantileri konusunda yeterli bilgim olmadığı için komuya girmek istemedim.
Sil