Gazetelerde yer aldı. Bankacılık sisteminde bir
milyon liradan büyük hesabı olanlar gün geçtikçe artıyor.
Aşağıdaki
tabloyu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerinden düzenledim.
2005 yılından başlamasının nedeni, aradığımız detaydaki ilk rakamlar o yıl
yayımlanmış. Önce mevduat bilgileri
hakkında bir açıklama yapmakta yarar var. Verilerde Haziran 2010
döneminden itibaren mudi sayılarına bakiyesi sıfır olan mevduat hesabı mudileri
dâhil değil. Yanı sıra bir bankada aynı mudiye ait farklı büyüklüklerde mevduat
bulunabilmekte. Farklı mevduat dilimlerinde yer alan aynı mudi, toplamda tek bir
mudi olarak gösterilmekte. Ayrıca aynı mudinin birden fazla bankada farklı mevduat
hesabı varsa, her bir banka söz konusu mudiyi ayrı ayrı raporlanmakta. Kısacası mudi sayısında çifte, hatta daha
fazla sayım var.
Yani
tablonun sonunda yer verdiğim, milyon liradan büyük hesap sahiplerinin kaç kişi
olduğuna yönelik tahminde, mudi sayısı eşittir kişi sayısı demek yanlış
sonuçlar verecektir. Aynı kişinin veya şirketin birden fazla hesabı olma
olasılığı nedeniyle sonuçlar olduğundan büyük gözükmektedir.
Bu açıklamalardan sonra tabloyu kısaca özetlemeye çalışayım.
- · Sekiz yılda mevduatlar yüzde 300 kadar artmış,
- · Toplam mevduatın yaklaşık yüzde 40’ı döviz. Bu ortamda TL faizleriyle tasarruf politikasını etkilemek çok zor.
- · Mevduatın yüzde 60’ı gerçek kişilere, şahıslara ait. Yüzde 35’i ise şirketlere. Ancak burada çok dikkatle üzerinde durulması gereken bir gelişme var. Son sekiz yılda gerçek kişilerin ağırlığı yüzde 11 kadar azalmış. İnsanların tasarruf yapamadığının bir göstergesi burada ortaya çıkmış.
- · Bu bağlamda yurtiçinde yerleşik mudi sayısında 11 milyon azalma var. Yüzde 16’ya tekabül ediyor. Yurtdışında yerleşiklerin Türkiye’de açtıkları hesaplarda tersine bir gelişme olmuş. Onlarda yüzde 52 gibi büyük bir artış var. İçerideki faizler yüksek kaldıkça, dışarıdan mevduat gelmiş.
- · Milyonerlerdeki artış daha da ilginç. 2005 sonunda 96 milyar lira kadar olan bir milyondan büyük hesapların toplamı, geçen Şubat ayı itibariyle 492 milyar liraya ulaşmış. Önceden toplam mevduatın yüze 38’ini oluşturan bu hesaplar şimdi yüzde 51’ini geçmiş.
- · Sektördeki mevduatın yarısı 72 bin 439 hesaba ait. Bu hesapların 3.421’i yurtdışında yerleşikler tarafından açılmış. Kalan 68.614’ü yurtiçinde yerleşiklerin hesabı. BDDK bu hesapların mudi ayrımını vermiyor. Ama kendi içindeki dağılımı toplam mudi sayısına dağıtarak bir tahmin yapılabilirse (tabi yukarıda açıkladığım gibi çifte sayım olasılığını unutmamak kaydıyla) 23 bin gerçek kişinin, bir milyon liradan daha büyük hesabı olduğunu söyleyebiliriz.
Buradan şu sonuca ulaşmak mümkün. Bankaların
pasif tarafında birkaç büyük şirket ve mevduat sahibi, faiz ve vade seçenekleri
dahil her şeyi belirliyor. Bir anlamda sektör onların gözüne bakar hale gelmiş.
O zaman resme makro taraftan bakarsak, ekonomik büyümenin küçüklere yaramadığını
söyleyebiliriz. Amerika ve Avrupa ekonomilerinde de olduğu gibi zenginlik az
sayıda şirket ve insan elinde toplandığı anlaşılıyor. Bu konuda daha kesin
bir yorum yapabilmek için yeterli veri ve bilgi yok. Ancak önemli bir gösterge
olan mevduatlardaki dağılım, yanlış vergi politikasının sonuçlarını bize bir
kez daha gösteriyor. Dolaylı vergilere, KDV ve ÖTV’ye dayalı adaletsiz vergi sistemiyle
gelinen yer burası.
Dahası resim her yıl biraz daha bozuluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder