TÜİK enflasyon verisinde
yaptığı hatayı telafi edebilmek için olsa gerek, iyi bir şey yaptı. Finansal
yatırım araçlarının reel getiri oranlarını yayımlamaya başladı.
Önce reel getiri, en basit anlatımı
enflasyondan arındırılmış getiri demek. Biliyorsunuz, enflasyon paranın alım
değerini düşürür. Yılbaşında 100 liraya 10 adedini alabileceğiniz bir maldan,
yılsonunda aynı parayı ödeyerek 9 adet alabildiniz düşünün. Paranız değer kaybediyor
demektir. Bu durumda, eğer parayı tasarruf ediyor ve bankaya yatırıyor veya
devlet iç borçlanma senedi (DİBS) alıyorsanız, zarar etmemeniz için, size
ödenen faiz enflasyondan daha büyük olmalı. Aksi halde parayı biriktirmek
yerine harcamayı tercih edebilirsiniz.
Veya reel faizi az olan ülkeye ve/veya yatırım aracına
değil, yüksek olan piyasaya/enstrümana yönelirsiniz.
Tasarruf açığımız olduğu,
bunun cari açığa neden olduğu artık neredeyse sokaktaki insanın bildiği bir
ekonomik gerçek. Cari açığı finanse etmek için de yabancıların Türkiye’ye döviz
getirmesini teşvik ediyoruz. Ekonomik ve
siyasi istikrar ile yüksek reel getiri başta geliyor.
Ancak veriler,
yabancıların DİBS piyasasından son aylarda çekilmeye başladıklarını gösteriyor.
İki veri setini
bilginize sunacağım. İlk tablo, iç borç
stokunun alıcılara dağılımını gösteriyor. 2004 yılında topla stokun sadece
yüzde 7,1’ini taşıyan bıyıklı/bıyıksız yabancılar, 2012 yılında neredeyse
stokun dörtte birini almışlar. Ancak geçen yılsonunda oranı yüzde 21,5’a kadar
düşürmüşler.
YÜZDE
|
2004
|
2005
|
2012
|
2013
|
Bankacılık
Kesimi
|
44,9
|
47,1
|
50,5
|
50,1
|
Kamu Bankaları
|
25,6
|
23,7
|
20,3
|
20,9
|
Özel Bankalar
|
17,9
|
21,2
|
23,9
|
22,7
|
Yabancı Bankalar
|
1,0
|
1,5
|
5,1
|
5,6
|
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
|
0,4
|
0,7
|
1,2
|
0,9
|
Banka Dışı
Kesim
|
47,4
|
46,1
|
47,6
|
47,7
|
Gerçek Kişiler
|
14,4
|
10,5
|
0,7
|
0,9
|
Tüzel Kişiler
|
19,0
|
17,3
|
19,8
|
20,6
|
MKYF
|
6,9
|
8,0
|
3,9
|
4,7
|
Yurtdışı Yerleşikler
|
7,1
|
10,3
|
23,2
|
21,5
|
TCBM
(Nakit Dışı-TÜFE Endeksi)
|
7,6
|
6,8
|
1,9
|
2,1
|
TOPLAM
|
100
|
100
|
100
|
100
|
Bunun bir nedeni olmalı.
Neden yabancılar iç borçlanma piyasasından çekiliyor?
Sorunun doğru cevabını
bulup çözümü de hızlandırmak lazım. Böylelikle
kısa vadede döviz üzerindeki baskılar azalırken orta vadede cari açığın
finansmanında sorunlar büyümemiş olur.
Ben cevaba ulaşmak için,
Türkiye’deki siyasi risklerin artması ve
buna bağlı olumsuz gelişmeleri bir kenara koyup önce reel getirilere baktım.
Bu değerlendirmeyi yaparken TÜİK verilerini kullandım. Bir anlamda reel
getiriyi hesaplarken alınan farklı yöntemlerin yaratacağı tartışmadan kaçınmış
oldum.
Aşağıdaki grafikte yabancıların tuttukları DİBS stoku
ve reel getiriler görülüyor. Özellikle 2013 yılından sonra reel getirilerin
düşmesine bağlı olarak yabancılar ellerindeki Hazine iç borçlanma senetleri
stokunu azaltmaya başlamışlar.
TÜİK’e göre reel faizler geçen Haziran ayından bu yana
negatif. Böylesi bir ortamda ya
faizleri yükselteceksiniz (ki TCMB bunu yaptı) ya da enflasyonu düşüreceksiniz.
Enflasyon tarafında
beklentiler olumsuz. O zaman eğer cari
açık ve Hazine’nin borçlanma ihtiyacı hızla azalmazsa, önce iç borçlanmada
vadeler kısalacak. Çünkü bankalardaki mevduatın ortalama vadesi neredeyse iki
aya düştü. Yanı sıra, döviz gelişi de
azalırsa, para politikasının yapabileceği tek şey kalıyor: “Faiz lobisi olmak”
(!?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder