Baştan özür dilememde
yarar var. Yazı biraz veri ağırlıklı olacak. Kamu borç stokundaki gelişmeleri
rakam olmadan yorumlamak oldukça zor.
2013 sonu itibariyle kamu iç ve dış borç stoklarının
toplamı, 586 milyar liraya ulaşmış.
Bu toplamın 403 milyar lirası iç borç, kalanı dış borç. Dış borçların dolar
karşılığı 85,6 milyar dolar.
Bir önceki yıla göre artış 54 milyar lira olmuş. Bu rakam, 2009 yılındaki değişimden sonraki son
on yılın en hızlı yükselişine karşılık geliyor.
Görüleceği üzere, aşırı artışın nedeni dövizli borçlar. Aslında dövizli borçlar
stok olarak sadece 4 milyar dolar çoğalıyor. Ama son dönemde kurdaki değişimin
etkisiyle, stokun TL karşılığı büyüyor. Kurlardaki
artış durmazsa, her döviz borcu olan gibi, Hazine’nin borç stokunun TL
karşılığı durduğu yerde artacak. Geri ödemek için devlet ya daha çok vergi
toplayacak ya da daha çok borçlanacak.
Stokun yapısında önemli bir değişim yok
Stokun yüzde 61’i sabit faizli.
Bununla beraber, kamu borç stokunun, yüzde 64’ünün, 375
milyarlık bölümünün faizi 12 ay içinde yenilenecek. Az değil. Yani iç ve dış faizlerde görülecek yukarı doğru
bir hareket, stokun 360 milyar liralık bölümünü etkiliyor. Her yüzde 1’lik faiz
artışın etkisini siz de hesaplayabilirsiniz. Bu durumda, dövizli borçlarda ABD
Hazine kâğıtlarının faizlerindeki yükseliş, TL borçlarda ise son dönemdeki faiz
artışları faiz ödemelerini artıracak.
Alacaklılara göre
dağılımı şöyle: Bankalar stokun yarısını
taşıyorlar. Ancak üç kamu bankasının aktifindeki kağıtların toplamı neredeyse
özel bankalarınkine eşit. Kalan yarısını portföyünde taşıyanlara yakından
bakınca, yüzde 21 ile tüzel kişiler, yani şirketler ve yüzde 22 ile yurtdışı
yerleşikler öne çıkıyor.
Özetle, kamu bankaları,
tüzel kişiler ve yabancıların risk iştahı değişirse, Hazine yeni borç almada
eskisine oranla biraz daha sıkıntı çekebilir. Bu grupların içinde en riske duyarlısı yabancılar.
Gelelim önümüzdeki
döneme. 2014 yılı faizler açısından iyi başlamadı. Merkez Bankası’nın Ocak
ayında yaptığı artışın, borç stokuna etkileri ileride daha iyi görülecek. En az
bunun kadar önemli olabilecek diğer bir gelişme de bütçe açığının beklenenden
çok artması. Faiz ve kur artışının yarattığı baskıya bir de kamu açığının
büyümesi eklenirse stok hızla büyür.
Basına yansıdığı kadarıyla devletin şirketlere 30 milyar
lira civarında KDV iadesi borcu varmış. Buna 4,5 milyar liralık müteahhit
alacaklarını ekleyin. KİT’lerin ve diğer kamu kurumlarının kişilere ve şirketlere
borçlarının en az 5 milyar lira olduğu varsayılırsa toplam 40 milyar lirayı
bulur.
Kısacası, bazı borçlar ötelendiği için devlet olması
gerekenden daha az borçlanmış. Seçim döneminde daha ne kadar ötelenebileceğine
bakacağız. Harcama baskılarına direnmek kolay değil.
Olur mu? Ön yargılı
olmayalım. Bekleyip görelim.
2001 öncesi bankacılığına laf edip duranlar aynı limana doğru dolu dizgin gidiyorlar. Sonu iyi gelmiyor maalesef.
YanıtlaSilRakamlar hiç de rahatsız edici değil. Eline sağlık sevgili Hakan. Süper bir değerlendirme.
YanıtlaSilSevgili Enver,
YanıtlaSilTeşekkürler