Ekonomide ne zaman bir
dalgalanma yaşansa, çoğumuzun aklına ilk önce 2001 Krizi geliyor.
O zaman faizler şu kadar
olmuştu, şimdi bu kadar. O zaman dolar şuralara çıkmıştı şimdi buralarda. O
zaman Hazine’nin borcu şu kadardı, şimdi bu kadar gibi karşılaştırmalar
yapılıyor.
Yapmayın. Bana göre elmayla armudu karşılaştırıyoruz.
Farkı teknik olarak
detaylandırmada önce bir örnek vereyim. Teşbihte hata olmaz. 2001 Krizi kalp krizine benzetilebilir.
Ana damar (maliye politikası) neredeyse tamamen tıkanmıştı. Diğer büyük
damarlarda (bankacılık) kapanma oranı oldukça yüksekti. Efor testlerinde yaygın
kriz göstergeleri emaresi vardı.
Tedavi edeceklerden biri olan
Merkez Bankası bağımsız değildi. Etkin çalışamıyordu.
Bir de, o günler için eldeki
olanaklara en uygun olduğu düşünülen fakat yanlış bir tedavi yöntemi olan sabit
kur sistemi uygulanıyordu.
Krizden sonra hasta ameliyata
alındı. Önce kapsamlı maliye politikası reformu yapıldı, ana damar tedavi
edildi. Ardından bankacılık sistemindeki sıkıntılar giderildi. Sonra TC Merkez
Bankası’nın bağımsızlığı sağlandı. Hasta iyileşti, ayağa kalktı. Hatta sonraki
dalgalanmalara da oldukça direndi.
Ancak bugün yaşadıklarımız farklı.
Öncelikle dünyada küreselleşme ve serbest ticaret karşıtları, hem de sağ
cenahtan çoğalmaya başladı. Büyüyememe derdi yayılıyor. Faizlerin yönü yukarı
doğru vs. Özetle dertler çok.
İçeride, 15 Temmuz Darbe
girişiminden sonra belirsizlikler çoğaldı. OHAL şartları var. Başkanlık
referandumu veya erken seçim gündemde. AB ve genel olarak Batı ile ilişiklerde
bugüne kadar duyulmamış söylemler gündemde. PKK, IŞİD ve FETÖ terörü ile yoğun
mücadele devam ediyor vs.
Buna karşılık ekonomide,
kamunun kayıtlı borcunda sorun yok. Borç oranı yüzde 30’larda. Finansal
sektörde sermaye yeterlilik rasyoları yeterli. Yani 2001 yılındaki alanlarda,
şimdilik, sorun görünmüyor.
Ancak, yüksek işsizlik,
enflasyon, dış finansman ihtiyacı hala daha sorun olmaya devam ediyor. 2001 Krizinden farklı olarak özel sektör ve
hanehalklarının borçluluğu zirve yapmış durumda.
İzninizle birkaç rakam vereyim.
2002 yılı sonunda, Türkiye’de toplam borçların yüzde 74’ü (272 milyar TL)
kamuya, kalan yüzde 26’sı (94 milyar TL) si özel sektör ve hanehalklarına
aitti. Buna karşılık 2016 yılının ilk
yarısı itibariyle, kamunun borcu yüzde 27 (738 milyar TL) olurken, özel sektör
ve hanehalklarının borcunun toplam içindeki payı yüzde 73 (1,981 milyar TL)
oldu.
Daha önemlisi, tüketici
kredisi, kredi kartı borçlularının
sayısı 26 milyon kişiye ulaştı. KOBİ’lerin neredeyse hepsi, esnafın büyük
çoğunluğu borçlu. Sıcak para ve dolarizasyonun artması sonucu, reel sektörün
döviz açığı 210 milyar doları geçti. Dolardaki her kuruşluk artış şirketler
kesimini daha fazla zora sokuyor. Yani borçluluk geçmişte olduğu gibi
birkaç merkezi yapıda değil.
Bununla beraber kur, enflasyon
ve faiz gibi dengeler değiştikçe, büyüme yavaşladıkça borç geri ödeyemeyen
şirketlerin ve insanların sayısı çoğalıyor. 2001’den faklı olarak bugün dertli olanlar, İstanbul’da, Konya’da,
Edirne’de, Gaziantep’te, Diyarbakır’da, Antalya’da, Samsun’da velhasıl ülkenin
her yanında.
Yukarıdaki örneğe dönersek,
dert kalbin birkaç damarı meselesine benzemiyor. Vücudun her yanına yayılmış bir sorunla karşı karşıyayız. Hekim değilim
ama şartlar bana lösemiyi çağrıştırıyor. Kan hücreleri kendini
yenileyemiyor. Şimdilik bir kriz yaşanmıyor belki ama acil önlem alınmazsa
vücut dışarıdan gelecek her mikrobik saldırıya açık olduğu için her geçen gün direncini
kaybediyor. Acil akılcı önlemler alınamazsa krize girecek.
Tedavi için, “Yok canım
abartmayın. Bu lösemi değil, yorgunluk var, hasta biraz üşütmüş” denip;
antibiyotik, vitamin verilirse yeterli olmayacak. Kemik iliği nakli gerekiyor.
Tabi önce uygun bir donör sonra da iyi bir doktor bulmak şart.
İflaslar başlayıp, yaygınlaştığında zurna zırt der. (Yaklaşık 1-1.5 yıl sonra). Bu arada RTE iyi doktora da ayar vermeye kalkar. Ülke Bastille hapishanesine döner. Sonra... Sonrası pek yakında değil.
YanıtlaSilPİYASA SERBEST EKONOMİ LİBERAL,ALAN MEMNUN SATAN MEMNUN. BU MİLLET TAVLAYI ÖĞRENMEDEN ZAR NASIL TUTULUR ONU ÖĞRENMEYE ÇABALIYOR. "HURMALAR.....TIRMALAR"MESELESİ.. ARJANTİN'DE ÖYLE BİR AN GELMİŞTİ Kİ;İNSANLAR MARKET VİTRİNLERİNDEN ETLERİ YAĞMALIYORDU.YUNANİSTAN YANI BAŞIMIZDA ,ÖRNEK ÇOK.
YanıtlaSilTespit doğru tedavi o kadar kolay değil. Sistematik hatalar anlık reaksiyonlar (ilik nakli gibi) ile kotarılamaz. Borç yükü özel sektörde görünüyor olabilir ama özel sektör projelerinin birçoğunda devlet garantisi mevcut. Nihayetinde borç yükü dönüp dolaşıp kamuya patlayacak. Üretmediklerden cari açığı döndürmek için sıcak para bulmak zorundalar, üstelik totoliter baskıcı, değerli insan kaynağını kaçırmış ve yatırımcı için güven vermeyen bir ülke için borç isteyecekler. Para bulabilecekler mi?
YanıtlaSilPetrol fiyatlarındaki düşüş kadim sünni dostlarımızın "valla benim de ayağım bozuk" demelerine neden olmuş durumda batılı dostlarımız! (IMF) ile ilişkiler ortada, suriyeli mülteci kozunu zaten kullandık, asya pasifik ülkeleri bizler için daima yabancı ve mesafeli olmuştur. Tanımadığımız birine borç verir miydiniz kendinize sorun? Sonuç olarak parayı nereden bulacaklarına göre takvim ötelenebilir ama tüketim ekonomisi ile sıcak para bulunamadığında ödenecek bedel 2001 krizine benzemez, ülkenin egemenliğini konuşuyor oluruz. (bkz Duyunu Umumiye)
Hocam Selam Yazı super kutlarım emeğinize sağlık ama moralim çok bozuk çünkü aynı belirtiler bende de var....Acil bir muayene etmeniz gerekiyor.....saygı ve sevgiler....
YanıtlaSilBence obezite.Yedi yedi şişti şeker ve eklem romatizması var.kımıldıyamıyoruz.
YanıtlaSilYazı için teşekkürler.
Dedikleriniz ve tespitleriniz çok doğru. Bununla birlikte sizi 3/4 yıldır özlüyorum, yakın zamana kadar böyle analizler yapmiyordunuz. Oysa kaç yıldır özel sektör ve hanehalkı borcu büyüyordu. Bu ekonomik modelin dünyada başka ülkelerde verdiği sonuçlar da ortada. Dış finansmana dayalı borçlanma ve tüketim modelinin bu noktaya varacagi belliydi. Bence daha önceden bu model konusunda uyarıcı olmalısınız. Sonuçta bedelini hep beraber ödeyeceğiz.
YanıtlaSilBoşverin diziler güzel, antideprasanlı millet..Dolar ne kadar desen %80 i bilmez ama aktörün tüm aşk hayatını ezbere sayar.. Kolay mı geldi bu kurbağa bu günlere? Özenle yavaş yavaş haşlandı şimdi çık desen de çıkmaz artık tencereden..
YanıtlaSil