15 Haziran 2016

Aynı değil birlikte olmak için

Bugün ekonomi yazmayacağım. 12 Eylül’ü öncesiyle, sonrasıyla derinden yaşayan bir 78 Kuşağı mensubu olarak, son dönemde gördüğüm keskin toplumsal bölünmenin, 1980 öncesinden daha derin olduğunu düşünüyorum. Bu gidişin önüne hemen geçilemezse olacakları düşünmek bile istemiyorum.

Bana göre böylesi keskinleşmenin nedeni, toplumda farklılıkları körükleyip, aynıları bir araya getirme ve oradan siyasi gelecek yaratma çabası. Ne yazık ki, gelinen aşamada tüm partiler, bilerek veya bilmeyerek bu gelişmeden nemalanma yarışına girdiler.

Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek için acilen yapılması gereken şey, aynıları ayrıştırmak yerine farklılıklarımızla birlikte yaşamanın şartlarının nasıl oluşturulacağını düşünmek.

Birliktelik kurallarla olur. Ailede, okulda, fabrikada, dairede, toplumda birlikte yaşayabilmenin önkoşulu akılcı, dinamik, çağdaş kurallar koymaktır.

Ailede kuralı büyükler koyar. Ama kendilerine göre, istedikleri zaman değişen, baskıcı kurallar bir süre sonra çocuklarla ebe beyinlerin arasını açar. Sıkıntılar başlar.

Aynı ilkeler, okulda, fabrikada, dairede de geçerlidir. Aradaki tek fark, bu yapıların kuralları önceden bilinir. Kuralları beğenmeyen, istemezse orada okumaz, çalışmaz.

Toplumlarda durum farklıdır. İstersen aileden, işten ayrılabilirsin ama ülkenden asla. Dolayısıyla birlikte yaşamanın kuralları herkesi kapsamalıdır. Bu nedenle Kural koymak, uygulamak demokrasinin temel koşuludur. Demokrasi kurallar ve kurumlar rejimidir. Ben istedim oldumcu yaklaşımlar anti demokratiktir.

Çağdaş demokrasilerde temel kuralları yasama organları koyar. Anayasa ve kanunlar genel kuralların temellerini belirler. Gelişmiş demokrasilerde yasama organları hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda demokratik bir seçim sistemi ve siyasi partiler düzeni de demokrasinin olmazsa olmazıdır.

Ana kurallar belirlenince günlük uygulamaları yürütme organları, hükümetler yapar. Günlük işler sırasında gerekli detay kuralları da hükümet belirler. Bakanlar Kurulu Kararları, tüzükler, yönetmelikler, tebliğler çıkarır. Savunma, emniyet, adalet, sağlık ve eğitim işleri başta olmak üzere devlet/kamu hizmetlerini yerine getirir.

İşte bu aşamada, vatandaşlarının etnik, dinsel, cinsiyet vb. farklılıkları karşısında devletin gözü kör olmalıdır. Devlet kapısında sadece bunlar değil, partili ayrımı da yapılamaz. İhale verilirken bizim partililere göre düzenlemeler olmaz. Müdürler seçilirken liyakate bakılır. Sosyal yardımlar ilçe teşkilatından getirilen karta göre dağıtılmaz.

Bu nedenle devlet öncelikle laik olmak zorundadır. Laiklik çağdaş devletin olmazsa olmazıdır. Dinle devletin bağları mutlak anlamda kesilmelidir. Yanı sıra hukukun üstünlüğü demokrasinin olmazsa olmazlardandır.

Kurallar kondu, hükümet uygulama yaptı. Denetimini kim yapacak? Kurallara uymayana nasıl ceza verilecek? Uyanlar nasıl ödüllendirilecek? Demokrasilerde kural koymak kadar denetlemek te önemlidir.

İşte çağdaş, demokrat ve hukukun üstünlüğüne inanan yargının görevi budur. Yargı eğer iyi çalışmıyor, yavaş ve adil değilse toplumda adalet duygusu kaybolur. Bir süre sonra herkes kendi kuralını koymaya ve uygulamaya başlar. Toplumda mafyöz ilişkiler yayılır. Kaos gelişir.

Bu aşamadan sonra, ülkede her alanda kurallar değil ilişkiler etkin olmaya başlar. Toplumsal aynılıklar daha da etkinleşir. Hemşerilik, okulculuk, cemaatçilik, dernekçilik, partidaşlık vb. benzerlikler devlette prim yapar hale gelir.

Devlette işi olanlar kuralları öğrenmek ve onlara uymak yerine, siyasi ve bürokratik ilişkilerini geliştirmeye çaba gösterirler. Bir süre sonra devlette üst düzey tanıdığı olanlar kuralları yok saymaya başlar. Kamudan haksız menfaat elde edenler çoğalır. Sonunda siyaset idealler için değil, kamudan zengin olmak için yapılır hale gelir.

Devletten beklediği, hak ettiği hizmeti alamayanlar karşılaştıkları davranışın nedenini ararlar. Haklı veya haksız olarak sorunun kendi etnik veya mezhepsel kimliğinde vb. şeylerde olduğunu düşünmeye başlarlar. Umutsuzluk gelişir. Toplumsal bataklıkta sivrisinekler ürer. Dışarıdan atılan ilaçlarında yardımıyla bölünme gelişir, derinleşir.
Yapılacak şey bellidir.


Çözüm çağdaş, demokratik, laik, ve hukukun üstünlüğü ilkelerini esas alan, kuvvetler ayrılığının sağlandığı parlamenter sistemdedir.

1 yorum:

  1. Sonra fıtratları gereği farklı taraflara savrulan kardeşler birbirlerini öldürmeye başlar ve sonrası içfelaket.Uyarılarınızı umarım birileri dikkate alır.ME..

    YanıtlaSil