Hukukun üstünlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hukukun üstünlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Haziran 2019

Umumi helalar da Yap-İşlet-Devret kapsamına alınır mı?

4 Haziran 2019 tarihli Cumhuriyet gazetesinde,“Keçiören’de yap-bana ver dönemi!” başlıklı bir haber vardı.
Haber özetle şöyle; Ankara-Keçiören belediyesi 2015 yılında iş adamı Cengiz Peker’le bir anlaşma imzalıyor ve 15 yıl işletmesi karşılığında, yap-işlet-devret (YİD) modeliyle üç katlı bir bina yaptırıyor. Binanın iki katında düğün salonları var. Üçüncü katı belediyeye ait. 15 milyon lira harcama yapan Peker, 31 Mart belediye seçimlerinden sonra (seçilen başkan değişti ama parti aynı) işlerin değiştiğini iddia ederek mahkemeye gidiyor. Söylediğine göre, belediye binada imara aykırılık var diyerek ona ait olan iki katı kapatıyor. Ama kendisine ait olan 3. kata dokunmuyor. Bu arada işletme açılırken belediyeden her türlü onay alındığı da ısrarla belirtiyor. 
Peker’in iddiasına göre, “belediye ile sözleşmesi olmasına karşın, işletmenin bazı bölümleri kendisinden alınarak” yeni belediye başkanının bir tanıdığına verilmek isteniyor. O da haklı olarak “Yaşadığım korkunç bir haksızlığı anlatacağım diyerek, 3 yıl önce hukuka ve devletime güvenerek Keçiören Belediyesi ile bir sözleşme imzaladım…sözleşmeye göre 15 yıl boyunca binadaki bütün ticari faaliyetleri ben yönetecektim.”diye isyan ediyor.
Ben, çok önemli olmasına rağmen, olayın haber ve siyaset mantığı tarafına değinmeyeceğim.
Değinmek istediğim konuların başında hukukun üstünlüğügeliyor. 

15 Haziran 2016

Aynı değil birlikte olmak için

Bugün ekonomi yazmayacağım. 12 Eylül’ü öncesiyle, sonrasıyla derinden yaşayan bir 78 Kuşağı mensubu olarak, son dönemde gördüğüm keskin toplumsal bölünmenin, 1980 öncesinden daha derin olduğunu düşünüyorum. Bu gidişin önüne hemen geçilemezse olacakları düşünmek bile istemiyorum.

Bana göre böylesi keskinleşmenin nedeni, toplumda farklılıkları körükleyip, aynıları bir araya getirme ve oradan siyasi gelecek yaratma çabası. Ne yazık ki, gelinen aşamada tüm partiler, bilerek veya bilmeyerek bu gelişmeden nemalanma yarışına girdiler.

Bu tehlikeli gidişin önüne geçmek için acilen yapılması gereken şey, aynıları ayrıştırmak yerine farklılıklarımızla birlikte yaşamanın şartlarının nasıl oluşturulacağını düşünmek.

Birliktelik kurallarla olur. Ailede, okulda, fabrikada, dairede, toplumda birlikte yaşayabilmenin önkoşulu akılcı, dinamik, çağdaş kurallar koymaktır.