Yazılı ve görsel medyada vatan,
millet, Sakarya edebiyatı yapanları izlerken, bir fırsat bulsam da; “Madem bu
kadar vatanseversiniz, cebinizde neden Türk Lirası taşımıyorunuz?” diye sormak
isterim.
Hemen hemen toplumun her kesiminden
insanların bankalardaki ve/veya yastık altındaki parasınn büyük bir çoğunluğu
döviz. Bunlara ithalat/ihracat/turizmle
uğraşan şirketleri de eklerseniz ekonomide birikimlerilerin önemli bir bölümü
yerli parada tutulmuyor.
Aşağıdaki Grafik, Aralık 2012 – Mart 2016 arasında yurtiçi yerleşiklerin
bankalardaki döviz tevdiat hesaplarındaki (DTH) gelişmeleri gösteriyor.
Kaynak: TCMB
Görüldüğü
gibi, 2012 yılı sonunda 110 milyar dolardan biraz fazla olan DTH’lar, son günlerde 150 milyar doları aşmış.
Yani, dövizle tutulan paralar, üç yıl kadar sürede, yaklaşık yarı yarıya
büyümüş.
Gelin
bu hızlı artışın nedenlerini bulmaya
çalışalım.
İlk
neden, bizi eskilere 1989 yılında
götürüyor. Kambiyo rejiminde yapılan o tarihi değişikliğe. Tüm döviz
işlemelerinin, tamamen serbest
bırakılmasına. Bu ülke ekonomisinin en büyük darbeyi yediği güne. Buna 2009
yılında yapılan şirketlerin döviz borçlanmasına yönelik değişikliği de ekleyin.
Resim tamamlansın.
Osmanlının,
1800’lü yıllarda Kırım Savaşı sonrasında
başlattığı dış borçlanmanın etkileriyle, 1989 ve 2009 Sermaye Hareketlerinin
tamamen liberalleştirilmesinin sonuçlarının ne kadar benzer olduğunu iyi
anlamak gerek.
Sonrasında
toplumun yüksek enflasyon karşısında
değer yitiren TL yerine, tasarruflarını korumak için dolar saklamasının
gereğini anlamak da önemli.
Yukarıdaki
Grafik, dolarizasyonda en hızlı artışın Gezi
Olaylarından sonra olduğunu gösteriyor. Burada toplumsal huzursuzluğun
etkisi görülüyor. Belki bazıları, suçu Gezi’ye yıkmak isteyebilirler. Onlara, sonraki
gelişmelere bakmaları gerektiğini hatırlatmak lazım. Çünkü ülkeye güven ortamı geri gelmiş olsaydı, mudiler TL’ye döner, DTH’lar
hızla düşerdi.
Diğer
bir artış dönemi de geçen yıl ki seçim
dönemi. Yine oluşan olumsuz hava, Temmuzdan sonra başlayan terör olaylarındaki
tırmanış, insanların dövize yönelmesine neden olmuş.
Bunlara
bir de dünyanın “helikopterden para
atma” dönemine girdiğimizi hatırlayın. Bu
daha fazla dolarize olma tehlikesi demektir.
Ne
olur demeyin.
Ekonomi
dolarize olunca TL üzerinden politika
üretilemez. TC Merkez Bankası’nın faizle yapmaya çalıştığı değişimler
yeterince etkin ve verimli olmaz. Hızla
faiz düşürürse, dolar tutanlar korkar yurtdışına kaçarlar. Kurlar yukarı
fırlar. Döviz borcu olanlar batmaya başlar.
Tersi
olsa, TCMB faiz yükseltse, yüksek getiri
peşinde olanlar daha çok sıcak para getirirler, dolar kuru düşer. İthalat
ucuzlar, patlar. Dış ticaret ve cari açık büyür.
Anlayacağınız,
kambiyo rejiminin geleceği, sıcak
paranın akıllı yönetimi, ekonominin en öncelikli konusudur. İvedilikler
çözüm üretilmez, döviz işlemlerine akılcı
sınırlamalar getirilmezse, dışarıdan gelecek küçük bir şok dalga, ülke
ekonomisinde tusunami etkisi yaracaktır.
Hakan Bey merhaba, yaziniz icin tesekkurler. Ben nasil bir politika onerdiginizi merak ediyorum. Makro politikalarla mi yoksa makro-ihtiyati politikalarla mi bu sorun asilmali? bu alanda yapilacak reformlar, nasil ve neye gore onceliklendirilmeli?
YanıtlaSilTesekkur ederim,
Selamlar
ASLINDA HER İKİSİ DE. KESİN KARAR VEREBİLMEK İÇİN BANKALARIN VE ŞİRKETLERİN DIŞ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİNİN DETAYLARINI İYİ BİLMEK LAZIM.
SilBahar döneminde yeni bir gezi olayları ve pkk ile artan gerilim nedeniyle para çıkmış fakat bu periyot kazasız belasız geçerde paranın geri gelmesi ile ekonomideki canlanma muhteşem olacaktır , kritik bir 6 ay var önümüzde.
YanıtlaSil