Piyasa
oyuncuları mali disiplin deyince devamlı bütçe açığı ve kamu borç toplamının
milli gelire oranına bakarlar. Rakamlar küçükse sevinirler. Haklıdırlar. Çünkü
onların vizyonu kısa vadelidir. Uzun vadedeki olası dertler onları germez.
Belki
bazı okuyucularım hatırlayacaktır. Özellikle 90’lı yıllarda ortaya çıkan fonlarla
kamu kaynaklarının kamu harcama hukuku dışına çıkarılarak özel mevzuatına göre
harcanır, muhasebeleştirilir ve denetlenirdi. Bu tür uygulamalar o yıllarda ülkemizde
bütçe disiplinin bozmuş; mali yönetim sisteminde dağınıklık yaratmış, kamu
kaynaklarının kötü kullanılmasına yol açmıştı. Sonuç 2001 Krizi olmuştu.
Bütçe sistemini çok iyi bilen değerli
dostum Baki Kerimoğlu uyardı. Bütçede fon uygulamasından daha kötüsü,
özel hesap uygulaması başlatılmış. Ancak fonlardan biraz farkı var. “Fonların
kanunu, özel mevzuatı, dış denetimi gibi hususlarda düzenlemeler vardı. Bir
bakıma TBMM, Sayıştay ve kamuoyunun gözetim ve denetimindeydiler. Son yıllarda oluşturulmaya
başlanılan özel hesap uygulamalarında ise Bakanlıkların bütçelerine konulan
ödeneklerin özel hesaba aktarılması, nasıl harcanacağına karar verilmesi,
muhasebeleştirilmesi ve denetimi gibi hususlara ilgili Bakana yıllık bütçe
kanunları ile yetkiler verilmektedir. Bunların üstüne özel hesaplardan yapılan
harcamaların 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununa tabi olmadığı da hüküm altına alınınca keyfiliğin boyutu
iyice ortaya çıkmaktadır. Özel hesaplara aktarılan bütçe kaynakları ve buradan
yapılan harcamalar TBMM, Sayıştay ve kamuoyu denetiminden kaçırılarak saydam ve
hesap verilir olmayan yeni bir mali alan oluşturulmaktadır.”
Sayıştay
özel hesapların hazine birliğini bozduğu, kaynakların bütçe dışına
çıkarıldığının farkında. Ama onu dinleyen yok. Bütçe Kanunu da bir kanundur
denerek işin üstü örtülüyor.
Bu bağlamda Bütçe Kanunun (E)
Cetvelinde çok önemli hükümlere yer verilmiş. Ama hem uzmanlar hem de muhalefet
olayın farkında değil, uyumuşlar.
(E ) cetveline yazılan maddelerle
yapılan özetle şunlar:
- · Kamu idarelerinin bütçe ödeneklerini bütçe sistemi dışına çıkarılarak özel hesaplara aktarılıyor,
- · Harcama yetkilisi, muhasebe yetkilisi, gerçekleştirme görevlilerinin kimler olacağının belli değil ve yetki ilgili bakana veriliyor,
- · Özel hesap uygulaması ayrı bir vezne açmak anlamına geliyor,
- · Özel hesaptan yapılacak harcamaların 5018 ve 4734 sayılı Kanunların kapsamı dışına çıkarılıyor,
- · Özel hesaptan yapılacak harcamaların kayırmacılığa ve belirli kişilerin korunmasına açık,
- · Özel hesaptan yapılan harcamaların genel denetim yerine ilgili bakanın yetkilendiriliyor,
- · Özel hesaptan yapılan harcamaların hesabı TBMM’ne verilmiyor,
- · Sayıştay’ın özel hesapları takibi ve denetimi konusu net değil,
- · Özel hesaplar iç denetime tabi değil,
·
Özel
hesaptan yapılan harcamaların belgelendirilmesi ve muhasebeleştirilmesi
konularında ayrı bir sistem oluşturulması konusunda ilgili bakana yetki
verilmesi, gibi pek çok açıdan “özel hesap” uygulaması kamu mali yönetimi ve
kontrol sistemini düzenleyen yasal düzenlemelere aykırılıklar içeriyor.
Şimdide Bütçe Kanunundaki örnekleri
özetleyeyim. E Cetvelinin;
- · 11’nci maddesinde Dışişleri Bakanlığı,
- · 17’nci ve 29’uncu maddelerinde Kalkınma Bakanlığı,
- · 56‘ncı maddesinde ilköğretim öğrencilerine dağıtılacak ders kitapları, taşımalı ilköğretim ve ortaöğretim kapsamındaki öğrencilerin öğle yemeği giderleri için Milli Eğitim Bakanlığı,
- · 72’nci maddesinde yer alan hükme göre Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,
- · 78’nci maddesinde 5449 Sayılı Kanuna göre merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin kalkınma ajansları tarafından desteklenmeye hak kazanan projeler,
- · 81’nci maddesinde Avrupa Birliği Bakanlığı,
- · 83’ncü maddesinde Afet ve Acil Durum Başkanlığı,
- · 85’nci maddesinde Türk Tarih Kurumu,
- · 88’nci maddesinde İçişleri Bakanlığı,
adına özel hesaplar açılmış ve
harcamalar bütçe sistemi dışına çıkarılmış.
Belediyelere yardım ödeneği
Mali
disiplini, şeffaflığı ve hesap vermeyi bozan tek örnek bunlar değil. Aynı (E) cetvelinin 64’ncü maddesinde yer
alan aşağıdaki hüküm ile Maliye Bakanlığı bütçesine belediyelere yardım ödeneği
adı altında ödenek konulmakta ve Maliye Bakanına zorunlu hallerde kullandırılması
konusunda yetki veriliyor. Ancak Maliye, saydamlık ve hesap verilebilirlik
ilkelerini hiçe sayarak, bu ödenekten hangi belediyelere ne kadar ve hangi
zorunluluktan dolayı ödeme yapıldığını kamuoyuna ve TBMM’ye açıklamıyor.
Burada
keseyim. Nasıl olsa çok fazla önemsenmeyen bir konuda yazıyorum.
Siz önemsemeye devam edin lütfen. En azından tarihe kayıt oluyor.
YanıtlaSilKamunun hafızasının yok edildiği bu dönemde, bazıları için detayda görünse, bozulan bütçe disiplinini ve sistemin temeli olan hesapverilebirliğin nasıl ortadan kaldırıldığının altını çizmek bence çok önemli
YanıtlaSilBÜTÇEDE NE DİSİPLİN NE DE ŞEFAFLIK KALMIŞ. BENİ ÜZEN ARTIK KİMSE BU İŞLERE DEĞER VERMİYOR. AYNEN 2001 KRİZİ ÖNCESİNDE YAŞADIĞIMIZ GİBİ.
YanıtlaSil