Ekonomide başarının formülü ve tatmin hovardalığı
Ekonomi günlük değerlendirilecek kadar basit bir şey değildir.
Tamam eğer borsada, para piyasasında işlem yaparak para kazanıyorsanız bir
sözüm olmaz. Ama günlük yorumlar, o sadece küçük bir kesimi ilgilendiren bir
değerlendirme olarak kalır. Oysa uzun vadede asıl olan, insan elindeki kaynaklarla en
yüksek tatmini elde etme mücadelesi vererek hayatını idame ettirmeye çalışır.
Dolayısıyla insan davranışlarının bir bileşkesi olan ekonomi içinde temel
değerlendirme; ülkedeki kaynakların nasıl ve niçin kullanıldığı olmalıdır. Kıt kaynaklar en etkin ve verimli bir
şekilde kullanılıyor mu asıl olan budur.
Peki bunu nasıl
anlayacağız?
Formülü var:
Tatminler /
Fedakârlıklar = Tatminler / Mal ve Hizmetler X Mal
ve Hizmetler / Üretim Faktörleri X Üretim Faktörleri / Fedakarlıklar
Bu formüldeki;
Tatminler:
Toplumun tüketimden elde ettiği tatminler toplamını,
Mal ve
Hizmetler: Toplumun yararlanabileceği mal ve hizmetleri,
Üretim
Faktörleri: üretim için gerekli olan emek, sermaye ve teknolojiyi,
Fedakarlıklar:
Üretim faktörlerini sağlamak için toplumun katlandığı fedakarlıklar toplamını
gösterir.
İlk oran,
ekonomik faaliyetin somut sonucunun, tüketici olarak insanlar için etkinliğini
belirtir. Bu etkinlik insanların kullanımına sunulan mal ve hizmetlerin
yararlarına bağlıdır. İçgüdüsel bir insan davranışı olan maksimum tüketim
arzusu bu formülde kendisini göstermektedir. Diğer bir deyimle insanlar daha
çok mal ve hizmet tükettikçe daha mutlu olmaktadırlar.
Ancak daha fazla tüketebilmek için daha fazla üretebilmek
gerekiyor. Daha fazla üretim ise ya daha çok kaynak kullanarak ya da eldeki kıt
kaynakları daha verimli kullanarak mümkün Bu bağlamda ikinci
oran, ekonomik faaliyetlerin verimliliğini yani miktar olarak etkinliğini
gösterir. Bunun gerçekleşmesi için, sermaye ve kıt kaynaklar olarak minimum
düzeyde üretim faktörü kullanarak üretilecek mal ve hizmet miktarı maksimum
kılınmalıdır.
Ama nüfus ve ihtiyaçlar çoğalırken, ekonomideki üretim
kaynakları aynı hızla çoğalmıyor. Üçüncü
oran, çalışmanın güçlüğü ve daha geniş çevrede ekonomik yaşamın, kıt ve
yenilenemeyen kaynaklar olarak üretimin, insan maliyetini belirtir. Bu oranın
maksimize edilmesi, çalışmanın ve ekonomik yaşamın insancıllaştırılmasına
bağlıdır.
Diğer bir deyimle insanlar bazı fedakarlıklar yapmadıkça;
daha çok çalışmadıkça, daha fazla tasarruf yapmadıkça, eğitime, ARGE’ye yatırım
yapmadıkça ellerindeki üretim faktörlerini çoğaltmaları mümkün olamıyor. İthalatla elde
edilen tatmin hovardalığı Sonuç olarak yaptığınız fedakarlıklar ile elde ettiğiniz
tatminler arasında doğrusal bir ilişki var.
Ne kadar çok fedakarlık yaptıysanız
o kadar çok tatmin elde edebilmeniz, ekonomiden elde ettiğiniz elen yararın en
üst düzeyde olması gerekir. Ekonomide Genel
Yarar ise formüldeki oranların her birinin maksimize edildiği durumu gösterir.
Bizde durum nasıl? Uzun bir tartışma konusu. Ancak içerde
devamlı yol, bina inşaatına kaynak harcayan bir ekonomi, eğer cep telefonu ve
otomobil gibi çok yüksek teknoloji gerektirmeyen tüketim mallarından tatmini ithal ederek
elde edebiliyorsa sorun büyük demektir. Kaynaklarımızı yanlış kullandığımız
söylenebilir.
İthalatla elde edilen tatmin hovardalığının acısı bir gün
çıkacaktır. Atalarımız boşuna dememişler
“el atına binerek çalım satılmaz”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder