12 Ocak 2016

Yeni Orta Vadeli Program mı (OVP) niyet mi?

OVP nin 2000’li yıllarda mali sistemimize girmesinde, az da olsa, emeğim var.

Amacı, reel yatırımlar için çok önemli olan üç ekonomik değişken hakkında (kur, faiz, fiyat) yatırımcıya orta vadeli perfektif vermek. Böylelikle istihdam yaratan yatırım yapacaklara ışık tutar.

Değişkenler belirlenirken büyüme, cari açık, mali disiplin, para politikası gibi ana politika alanlarında olabildiğince detaylı bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması amaçtır.
Bu bağlamda 2016-2018 arsı dönemi kapsayan OVP bakalım.

Öncelikle belirtmemde yarar var. Kur tahminleri çok iddialı. Bu yılın ortalama dolar kurunun 2,998 lira olacağı varsayılmış. Geçen yılın ortalaması 2,719 lira olduğuna göre, değişim yüzde 10,3 olacak. Bulunduğumuz yıla 3,04 lira ile başlayan doların belirtilen ortlamaya gelmesi için yılsonunda dolar kurunun 3,10 lira olması lazım. Olur mu? FED karar değiştirir yeniden parasal genişlemeye başlarsa ve/veya TCMB faizleri uçurursa neden olmasın.


Kur böyle ise fiyatlar nasıl acaba? Geçen yıl % 8,2 olan TÜFE, bu yıl % 7,5’a düşecekmiş. Ancak uzmanlar, asgari ücret ve yapılan zamların 2016’daTÜFE’ye 1,5 – 2 puan etki yapacağını hesaplıyor. Yani, normalde yüzde 10’lar civarında olacağı düşünülen enflasyonun, en az 2,5 puan (Yüzde 25) düşmesi hedeflenmiş. Eğer kurlar tahmin edildiği gibi olur, gıdada radikal önlemler alınabilir ve tüketim harcamaları bıçak gibi kısılabilirse olabilir.

Faiz konusunda OVP’de özel bir açıklama yok. Ancak iki konuya bakarak bazı çıkarsamalar yapabiliriz.

İlki dışarıdan gelecek sıcak para. FED’in parayı kısacağım, faizleri yükselteceğim dediği, Çin ve diğer risklerin yükseldiği bir dönemde faizleri düşürecek olumlu bir ortamın olmayacağı kesin.

İkincisi, içeride de kamu mali disiplinindeki duruma bakmak lazım. Çünkü Hazine borçlanmak için piyasaya girince faizlerde belirleyici olur. Fazla borçlanmaya başlarsa faize baskı olacak demektir. Böyle bir durum var mı? Korkulacak bir şey olduğunu söylemek doğru olmaz.

Ancak yapısal sorunların derinleşmekte olduğunu belitmemde büyük yarar var. Ne demek istediğimi özetleyebilmek için size bir tablo ve bir grafik hazırladım.
Tablo, 2015 yılı bütçesindeki, yıl başındaki program ile yılsonu gerçekleşme tahmini arasındaki değişimi gösteriyor. Faiz Dışı Harcamalar 34 milyar lira artmış. 
Seçimlerin etkisi. Peki gelirlerdeki durum ne? Toplamdaki artış 31 milyar lira. Dikkat çeken şey buradaaki artışın çoğu diğer gelirlerden geliyor. Kısacası geçen yıl mali disiplin adına bir şey yapılmamış. Eğer referandum yapılırsa bu yılda aynı eğilimi göreceğimiz kesin.

Tablo: 2015 yılı bütçe değişimleri (Milyar TL)

Aslına bakarsanız mali disiplin 2005 yılından bu yana bozuluyor. Mali disiplinin en temel göstergesi merkezi bütçe faiz dışı fazlasının milli gelire oranıdır. Bu gösterge, olası bir sıkışıklık/kriz durumunda, kamunun krizin etkilerini azaltabilecek birikimi olup olmadığını gösterir.

Grafikten de görüldüğü gibi küresel krizin etkisiyle 2009’da bu oran sıfırlanmıştı. Daha önce yüzde 6’lara kadar çıkabilen gösterge, kriz sonrasında 2013’te  yüzde 2 düzeyine çıkmış. Sonrasında devamlı düşüş eğilimde. Bu durum OVP süresince de devam edecek.

Bu arada, 120 milyar liralık büyük kamu altyapı yatırımlarının Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) programlarıyla bütçe dışına çıkarıldığını unutmayın. Kamu garantileri ve borç üstlenimleriyle bir kriz anında Hazine’nin üstüne kalacak bu tür koşullu yükümlülükleri çok dikkatle izlemek gerekiyor.
  
Grafik: Bütçe faiz dışı fazlasının milli gelire oranı (%)

Anlaşılan mali disiplinden verilen tavizin ana nedeni, kamu harcamları dahil iç tüketime dayalı büyüme modeline dönüş. Yanı sıra özel sektörün tüketimi artacakmış gibi görünüyor. Sabit sermaye yatırımlarını kamu değil, özel sektör yapacakmış. Yapısal reformların yatırımlara ivme kazandırması bekleniyor.

İç tüketime dayalı büyümeye geçiş için, bütçeden aktarılacak transferlerin ve bankalardan alınacak kredilerin harcanabilir gelirin artmasına etki etmesi bekleniyor.

Özetle, bu OVP’nin amacı sıcak para yatıtımcılarına “Biraz daha kalın, bizden kısa vadede faiz yükseltmemizi istemeyin. Yapısal reformlar yaparak herşeyi orta vadede halledeceğiz.” demek istiyor.

Kabul görür mü? Bu yazının yazıldığı saatlerde yatırımcının kafası karışıktı.


OVP, reel sektör yatırımcılarına da net bir mesaj veremiyor.

1 yorum:

  1. Tıpkı zamanında Yunan merciilerine AB kontrolörlerinin dediği gibi:Sayfa numaraları hariç hepsi palavra...

    YanıtlaSil