Dünyada yaşanabilecek riskleri önceki yazımda ele almıştım. Sıra memlekettekilerde.
Önceden belirtmemde yarar var. Para
ve sermaye piyasalarında işlem yapanlar hesaplanabilen risklerden korkmaz.
Onlar için kriz bile, eğer öngörülebilirse, alınır/satılır bir şeydir. Ne yazık
ki, ben bazıları gibi, yüzdeler verip olasılıkların hesaplanmasına yardımcı
olamayacağım.
Önce ekonomik riskler:
·
Büyüme yavaşlayacak.
Geçmişte gördüğümüz yüzde 5-6’lı büyüme oranları geride kaldı. Yeni bir model
uygulanamazsa, sıcak paraya dayalı büyüme modeli artık bitti. Yenisi için
hazırlık yapan var mı bilmiyorum.
·
Yeteri kadar büyüyemeyen
ekonomide işsizlik, özelikle kadınlarda
ve üniversite mezunlarının işsizliği sıkıntı olacak. Seçim sonrasında umutlar tazeleyemezse ekonomik sorun sosyal sıkıntılara kaynak olabilir.
·
Cari açık azalma
sürecine girecektir. Ancak dış borç geri ödemeleriyle beraber ele alındığında
en az 200-210 milyar dolarlık döviz girişine ihtiyaç olacak. Bu miktarın
yaklaşık yarısı bankalara ait yükümlülük.
·
Enflasyon diğer
ekonomilerle karşılaştırıldığında, göreli olarak yüksek, para politikası kur
değişimlerinin esiri olmuş durumda. Bir ekonomide sıcak paranın toplamı milli
gelirin yüzde 25’ini geçince bu sonuç normal.
·
Bütçe resmi verilere göre
büyük açık vermeyecek. Olaya bu dar pencereden bakınca sorun yok. Ancak bilinmesinde
büyük fayda var; bütçe dışı işlemlerde hızlı bir büyüme var. Örnek kamu özel
işbirliği uygulamasıyla büyük kamu yatırımlarının bütçe dışına çıkarılması.
Siyasi risk olasılıklarına gelince.
Aslında önümüzdeki dönemi siyasetteki hareketlilik belirleyecek.
·
Genel seçimler
yılın ilk yarısının en önemli başlığı. Alında her seçim dönemi ekonomik ve
siyasi hayatın hareketli olduğu dönemlerdir. Ancak 1991, 2002 yıllarındaki gibi
seçimler iç ve dış dengelerin beraber değiştiği siyasi gelişmelerdir. 2015
seçimleri de benzer etkiler yaratabilir. İktidar seçim sonuçlarını garantiye
alabilmek içim kamu harcamalarına hız verebilir. Aşırı popülizm, sıcak paranın
çekilme dönemine rastlarsa, seçim sonrası ekonomini toparlanmasını
zorlaştırabilir.
·
Ancak siyasetin geleceği “Çözüm sürecinde”
yaşanacak gelişmelere bağlı. Görüşmeler tamamen perde gerisine taşındı. Bu
bağlamda olasılıkları kısmen de olsa hesaplayabilmek çok zorlaştı. Bununla
beraber eğer, özerklik gibi başlıklar “egemenlik
paylaşımını” içerecek şekilde ele alınıyorsa ortada büyük bir anayasa ihlali
var demektir. Buna bir de anadilde eğitim ve genel af vb. başlıklar
eklenirse seçmenlerin büyük çoğunluğunun tepkisi çok sert olabilir. Ancak,
Kandil’den yapılan açıklamalara göre, verilen sözlerden dönmek te terörü tekrar
gündeme getirecek gibi görünüyor. Böylesi bir gelişme hukuk ve özgürlükler
açısından sıkıntılara yol açabilir.
·
Nisan 2015 Ermeni Tehcirinin 100. yılı. Başta ABD
olmak üzere birçok ülkede hoşumuza gitmeyen siyasi kararlar alınabilir. Yanı
sıra Suriye, İran, Irak ve Ukrayna – Rusya ekseninde yaşanacak olayların da
ekonomik sonuçları olacaktır.
·
Seçim sonrasında,
sonuçlara göre iktidardaki ve/veya muhalefetteki
siyasi partilerde yeni denge arayışları başlar. Bir de ekonomi de
sıkışıklar artarsa siyasi istikrar olumsuz etkilenebilir.
Yazması benden değerlendirmesi
sizden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder