Aslında bu bir yeni yıl yazısı
olmalıydı. Birçok şeyin geçmişte kaldığını, gelecek yılın umut dolu olduğunu
içermeliydi. Medyayı izleyebildiğim kadarıyla bahsettiğim yazılardan çok var.
Bir önceki yazıda kaldığım
yerden devam edeyim. Eskiyi çok aratmayan ama yeni yıla da yabancı olmayan bir
konu: Ödenek üstü harcama.
Nedir?
İzninizle önce yabancısı
olanlar için konuyu biraz açayım. Bildiğiniz gibi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”. Millet adına bu yetkiyi
Türkiye Büyük Millet Meclisi kullanır. Milletten ne kadar vergi toplanacağını,
diğer bir deyimle devletin milletin cebinden ne kadar para alacağına karar
verir. Ardından toplanan vergilerin ve diğer gelirlerin nerelere ne kadar
harcanacağını belirler. Demokratik parlamentolarda, yürütme organı olan
hükümet, meclisten aldığı yetkinin dışında harcama yapamaz. 100 lira harcanacak
denirse 101 lira harcanamaz.
2001 Reformlarının ve mali disiplinin önemli ayaklarından
olan 5018 sayılı Kanunun 20. maddesine göre ; “Kamu idareleri, bütçelerinde
yer alan ödeneklerin üzerinde harcama yapamaz”.
Eğer hükümet verilen yetkinin
üstünde harcama yapılması gerekiyorsa, meclise gidip ek yetki ister.
Parlamentolar da uygun görürse, yeni vergi toplanarak ya da ek borçlanma yoluyla
ek harcamalar yapılmasına izin verir. Böylelikle vatandaşların ceplerine giren
elin ne kadar orada kalacağını önceden bilmeleri sağlanır.
Buna “Yasama organının bütçe hakkı” deniyor. Modern dünyada demokratik
parlamentoların var oluş nedeni budur. Tam 800 yıl önce İngiltere’de krala
karşı çıkarak vergi toplama ve harcama yetkilerini sınırlayanların koyduğu bu
ilkeye sahip çıkmak, çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır.
Bizdeki uygulama.
TBMM “bütçe hakkını” kullanmaktan
vaz geçmiş gibi görünüyor. Bunu söyleyen ben değilim. Sayıştay’ın 2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Genel Uygunluk Bildirimi bu
konuya geniş yer vermiş.
Kısaca söylenen şu: Hükümet geçen yıl 9,3 milyar lira ödenek
üstü harcama yapmış. Bu yeni bir uygulama değil. 2011 yılında ödenek üstü
harcanan miktar 6,5 milyar lira, 2012 yılındaki ise 15,1 milyar liraymış.
Ödenek üstü harcama çok masum
bir yöntemle yapılıyor. Gelirler ve/veya ihtiyaçlar beklenenden fazla olursa,
örneğin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesindeki personel ödeneklerinden bir
bölümü yedek ödenek kalemine aktarılıyor. Buradan da Maliye Bakanlığı istediği
bakanlığın yatırım, sosyal yardım gibi harcama kalemlerine. Yılsonu gelince
öğretmenleri maaşsız bırakmamak için MEB’na tamamlayıcı ödenek veriliyor ve TBMM’den
alınan yetkiden fazlası harcanıyor.
Eskiden idari yöntemlerle
yapılan bu işlem yeni bütçe kanunuyla yasalaştırıldı. 2015 yılı Bütçe Kanunun 6. Maddesi ile Maliye Bakanı’na öyle bir yetki
verildi ki artık TBMM’nin “bütçe hakkı” diye bir şeyden bahsetmek imkânsız.
Belki bazı okurlarım “sen
neredesin memleket nerede? Buna gelene kadar dünya kadar konu var” diyebilirler.
İtirazım olmaz. Ben diğerlerinin önemsiz olduğuna yönelik bir şey yazmıyorum.
Sadece işin özüne dikkatinizi
çekmek istiyorum. Diğer bir yaklaşımla, bazıları camlardan soğuk geldiğini evin
yeteri kadar ısınmadığını söylüyor ben betonarme sisteminin sorunlu olduğunu
bilmezinizi istiyorum.
Bunlara rağmen hayat geleceği
umut edebilmektir. Yeni yılınız kutlu, her şey gönlünüzce olsun.
Cok onemli bir nokta.Kutluyorum.Bunu Muhalefet partileri okumustur umarim.
YanıtlaSilSANIRIM OKUYORLAR.
SilHer şeyin yasal olmasında fayda görmüşler :)
YanıtlaSilYeni bir yıldan önce, yeni yeni bir yaşıma daha girdim:(
Doğru. Ancak yasal olması doğru olacağı anlamına gelmiyor.
Sil