Gelin biraz eskilere gidelim. Şu çok bilinen tarih tekerrürden ibarettir sözünün doğruluğunu bir daha kontrol edelim.
Önce şu alıntıyı dikkatle okuyun lütfen.
“Kamu İktisadi Teşebbüslerinin döviz işlemleri. Dalgalı döviz kurundaki değişimle tutarlı olarak, Özelleştirme İdaresi, 2002 yılı Ocak ayında portföyündeki kuruluşlara döviz işlemlerini Merkez Bankası resmi kuru yerine piyasa döviz kuru üzerinden gerçekleştirme yetkisi verecektir. Petrol ve doğal gaz şirketleri (TÜPRAŞ ve BOTAŞ) döviz uygulamalarını geliştirmek ve dolayısıyla döviz piyasasındaki yüklü döviz işlemlerini en aza indirmek amacıyla kamu bankalarıyla işbirliği yapacaktır. Buna ilişkin olarak, Hazine Müsteşarlığı halihazırda BOTAŞ’a söz konusu talimatı vermiş̧ olup, bu kuruluşlardan başlıca piyasa katılımcılarından piyasa kotasyonu sormasının beklenmesi uygulaması (ve böylelikle, kurumun döviz ihtiyacını belli etmesi) sona ermiştir.”
Bu metin, 18 Ocak 2002 tarihinde IMF’ye gönderilen, Devlet Bakanı Kemal Derviş ve TCMB Başkanı Süreyya Serdengeçti imzalı Niyet Mektubunun “para ve döviz kuru piyasalarının isleyişinin geliştirilmesine yönelik reformlar” bölümünden alınmıştır.
Tahmin edeceğiniz gibi, Ocak ayında gönderilen bu niyet mektubu, 2001 yılının son aylarında kaleme alınmıştı.
O günlerde de döviz piyasalarında dalgalanmalar vardı. Önlem olarak, aynen dün yapıldığı gibi, enerji KİT’lerinin döviz ihtiyaçlarının Hazine ve kamu bankalarının ortak hareketleri sonucunda karşılanacağı konusu gündeme gelmişti.
Aradan 13 yıl geçmiş. Dönüp dolaştık aynı yere döndük.
BOTAŞ ve diğer enerji KİT’lerinin döviz ihtiyaçları piyasalarda aşırı oynaklık yarattı ve dolar geçen gün 2,41 lira seviyelerini gördü.
Burada sorulması gereken soru şu: Bunca yıl sorun olmayan KİT’lerin döviz talebi neden yeniden dert olmaya başladı? Soruya doğru cevap verirsek döviz kurularındaki oynaklığın geçici olup olmadığını anlamamız kolaylaşacak.
Sorun, yapısal olarak değişen bir şey olmamasında. BOTAŞ dövizle ithal ettiği doğal gazı TL ile satıyor. Rusya ve diğer satıcılara borçlarını ödeyebilmek için her ayın sonuna doğru, 1 – 2 milyar dolar arasında dövize ihtiyacı var. Piyasada döviz talep eden sadece KİT’ler olsa ne güzel olurdu. Bir yandan diğer ithalatçılar diğer yandan ayda ortalama 14 milyar dolar civarında olan borç geri ödemeleri var. Kısacası talep çok.
Bu gerçek çok iyi biliniyor ama 2008 Küresel Krizinden sonra döviz bollaştığı için siyaset yapıcılar yan gelip yatmışlar. Yapılması gerekenler ötelenmiş. Örneğin, BOTAŞ’ın nakit ihtiyacını azaltmak için yapılması gereken zamlar zamanında yapılmamış. Aynen 2000’li yıllarda elektriğe zam yapılmadığı gibi. Önceden nakit biriktiremeyen KİT’ler, geçmişte olduğu gibi bugün de, son anda döviz piyasalarına girip ortalığı dalgalandırmışlar.
Hatırlatmadan geçemeyeceğim, insan aynı hatayı iki kere yapıyorsa ciddi bir sorun var demektir.
Umarım daha başka tarihsel hatalar tekrar yaşanmaz. Çünkü FED faiz yükseltmeye başlayınca şartlar bugünkünden daha zor olacak.
Hakan bey yazınız için teşekkürler. Bu hatrlatmalar önemli
YanıtlaSil