11 Temmuz 2014

Seçim döneminde yapısal reform hazırlıkları

Son günlerde, Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimleri ile meşgulken,   uluslararası kuruluşlardan yoğun yapısal reform duyumları gelmeye başladı.

Önce Dünya Bankası dokümanlarında bir eylem listesi olduğunu duyduk. Gelir vergisi reformundan, Ticaret Kanunundaki şeffaflık uygulamalarına kadar uzun bir liste var. Rekabeti arttırma, tüketiciyi koruma gibi önemli konular olduğu söyleniyor. Enerji sektöründe, özellikle doğal gaz dağıtımı alanında bazı yenilikler ve demiryollarında yeni yapılanmalar için hazırlıklar yapılıyormuş. Aslında yapılacaklar listesindekilerin büyük bir bölümünün yasal alt yapısı hazırmış. Sadece uygulaması hayata geçirilecek şeylermiş.


Dahası IMF bir iç çalışmasında üye ülkelerin dış kırılganlıklarını incelediğini öğrendik. Dünyadaki likidite bolluğunun sona ermesi durumunda hangi ülkelerin, ne derecede etkileneceğini araştırmışlar. Duyumlarım doğru ise uzmanlar, Türküye için dikkat çeken bir resim çizmişler. Örneğin TL’nin yüzde 15-20 civarında değerli olduğunu düşünüyorlarmış. Net uluslararası döviz pozisyonu ile cari açığın yüksekliği buna karşılık uluslararası rezervlerin yetersizliğini hatırlatmışlar. Kısa vadeli çözümü her zaman yaptıkları gibi para politikasında bulmuşlar. Orta vadede yapısal reformların önemine değinmişler. 

En son OECD  her yıl yaptığı Türkiye ekonomisi çalışmasını yayımladı. Orada da yapısal reformlara özel bölüm ayırılmış. İşgücü piyasasından, özelleştirmeye; 2013 yılında çıkan Elektrik Piyasası Kanunundan, Doğal Gaz Kanununda yapılacak değişikliklere kadar birçok başlık incelenmiş.

Zamanlaması doğru

Eğer gelişmeler bu yönde ise, içeriğini tam olarak bilmesem de, yapısal reformlar için doğru bir zamanlama. FED piyasadan para çekmeye hazırlanıyor. ECB ve BoJ devam edeceklerinin sinyalini veriyorlar. Tamam öyle beklenmedik hareketler olmayacak. Ama şimdiden reformları hazırlamak lazım. Çünkü uygulamak için de çok kısa olmayan zamana ihtiyaç var.

Bununla beraber içerik, hangi alanlarda ne tür başlıkların öne çıkarıldığı da önemli. Uluslararası rekabet, sanayi üretiminin artışı, tüketicinin korunması gibi konuların yanı sıra, her geçen gün yenisi ortaya çıkan bütçe dışı işlemlerin de kapsamda olması gerekir. Ayrıca TCMB ve bağımsız kurulların ekonomideki yerinin yeniden belirlenmesi ve bağımsızlıklarının iyice sağlamlaştırması da hayati öneme sahip.

Başarı için gereken ön koşullar

Ama çok faydası olacak kapsamlı bir yapısal reform süreci için siyasi şartlar ne kadar uygun emin değilim. Konuşulanlar kadar geniş kapsamlı bir yapısal reform listesinin hayata geçirilebilmesi için; önce teknik olarak uygulanabilir olması lazım. Bunu içeriğini öğrenince değerlendirebiliriz.

Yanı sıra politik olarak desteklenebilir olmalı. İşte benim kafam burada net değil. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonraki siyasi yapılanmalar nasıl olacak? Hükümette ve idarede reformları hazırlayan ekip görevde kalacak mı? Yoksa, haberlerde ve sosyal medyada duyduğumuz gibi önemli değişiklikleri mi göreceğiz? Değişim olursa yeniler listeyi tekrar ele alacaklar mı? Bu sorular  reform ajandasının içeriği kadar istekli ve disiplinli uygulanması açısından da önemli.

Diğer önemli bir konu da başarılı bir reform süreci halkın kabul etmesine bağlıdır. 1994 ve 2001 yıllarındaki Kriz ve reform deneyimlerinin gösterdiği gibi; eğer halk yapılacakların gerekliliğini sorgular ve uygulamalara direnirse siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın istediğiniz başarıyı yakalamazsınız. Bu kadar seçimin üst üste yaşandığı bir dönemde halkın etkin bir reform sürecini ne kadar destekleyeceği de çok dikkatle düşünülmesi gereken bir durum.


Hayırlısı diyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder