Normalde evde TV seyrettiğimiz gece saatlerinde ekonomi
haberleri seyretmeye başladık. Bazen TC Merkez Bankası’nın olağanüstü
toplantısını bazen de FED’in açıklamasını bekler olduk.
Dışa açık bir ekonomi
için döviz dengesi önemlidir. Hele bir de yüksek cari açık veriyor,
dövize olan talep az değilse, dövizle ilgili gelişmeleri daha yakından izlemek
gerekiyor.
Bu arada küçük bir hatırlatma yapmama izin verin. Ekonomide bir malın fiyatını arz ve talebi
belirler. Kur dövizin fiyatıdır. Arz eden FED veya ECB. Yani onların
kararlarına müdahale olanağımız yok. Eğer
para musluklarını kısıyorlar, arzı azaltıyorlarsa, biz de ne yapıp edip talebi
azaltmak zorundayız. Aksi halde döviz fiyatlarının (kurun) yukarı gidişini
engelleyemeyiz.
Talebi kısamayınca,
arzın azalmasını engellemek için gelen dövize ödenecek yüksek getiriyi
sağlamak, faizleri yükseltmek zorunda kalırsınız. Bugün yapılmaya
çalışılan da budur.
Peki, talep neden bu
kadar yüksek?
Bu sorunun cevabını Merkez Bankası’nın her ay yayımladığı
Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerinden bulabiliriz. UYP Türkiye’nin döviz varlıkları ile
yükümlülüklerinin stokunu gösterir. Aradaki fark ülkenin net döviz
pozisyonunu verir. Yükümlülükler
varlıklardan fazla ise, ülkenin döviz pozisyonu açığı vardır.
Bu veriler, döviz şoku olursa ilk önce ve en fazla hangi
sektörlerin etkileneceğini anlamak açısından önem taşırlar. Literatürde döviz
şoku, döviz akımlarında ani duruşu ifade eder. Bugün için ani bir duruşun söz
konusu olmadığını belirtmemde yarar var. Ama arz azalıyor.
Aşağıdaki tablo, 2002
– Kasım 2013 itibariyle sektörler ve toplam olarak döviz pozisyonu açığı,
ülkedeki sıcak para stoku ile milli geliri içeriyor. Son sütün ise iki
dönem arasındaki değişimi gösteriyor.
Anlaşılacağı üzere, merkezi yönetim ile hanehalkı ile
şirketler kesimini içeren diğer sektörlerin döviz açıklarında aşırı artışlar
yok. En yüksek artış bankalarda. Özellikle son dönemde dışarıdan yüklü miktarda
döviz borçlanmışlar. Diğer bir deyimle cari açığı getirdikleri dövizle finanse
etmişler.
Buna karşılık, büyüklük
olarak en fazla açık hanehalkı ve şirketler kesiminde. 300 milyar dolara
yaklaşmış. Açık hesaplanırken, şirketlerin ve hanehalkının bankalarda bulunan
döviz tevdiat hesaplarının varlık olarak ele alındığını belirtmemde yarar var.
Dolayısıyla, arz
azalıp kurda bir hareketlenme, ilk ve en fazla tepkiyi, talebi açığı büyük olan
bu sektör veriyor.
Madem döviz dengesi dedik, bu dövizin geldiği kaynağa, sıcak para stokundaki değişime bir bakalım.
2002 yılı sonunda 39 milyar dolar kadar olan sıcak para stoku, 2013 sonuna
doğru 297 milyar dolara çıkmış. Artış yaklaşık sekiz kat kadar.
Gelen dövizle ne yapmışız? Öyle ya bu kadar sıcak para
gelmiş, sektörlerin döviz açıkları bu kadar çoğalmış. Peki, 11 yılda ekonomi kaç kat büyümüş? Rakam öyle beklendiği kadar
büyük değil, sadece 3,6 kat.
O zaman şu soruyu sorabiliriz; “Dışarıdan bunca döviz elde eden ekonomi neden aynı oranda büyümüyor
acaba?” Aslında cevabı basit. Gelen para üretime değil; borçlanmaya,
tüketime, ithalata harcandı. Kısacası yabancılar kendi mallarını satın almamız
için bize borç verdiler.
Şimdi morfine alışmış hastanın tedavi yöntemlerini
tartışıyoruz.
SICAK PARA, MİLLİ GELİR VE ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONUNDAKİ
(UYP) ARTIŞ
|
|||
Milyar Dolar
|
2002
|
2013 Kasım
|
Artış
|
Merkezi Yönetim
|
-55,0
|
-125,4
|
2,3
|
Merkez Bankası
|
7,5
|
131,1
|
17,5
|
Finansal Sektör
|
2,5
|
-126,2
|
50,5
|
Diğer Sektörler (Şirketler + Hanehalkı)
|
-40,4
|
-296,2
|
7,3
|
TOPLAM NET UYP AÇIĞI
|
-85,4
|
-416,7
|
4,9
|
Geniş Tanımlı Sıcak Para
|
38,7
|
296,9
|
7,7
|
Dar Tanımlı Sıcak Para
|
31,5
|
266,0
|
8,4
|
GSYH (2013 OVP Tahminidir)
|
230,5
|
822,0
|
3,6
|
Saniyorum bireysel olarak ustumuze dusen; ayagimizi yorganimiza gore uzatmamiz, mumkun oldugu kadar TL yi kullanmamiz, uretmeden para kazanma hayali kurmamamiz ve ulkemizin icinde bulundugu durumu her ortamda anlatmamiz gerekiyor
YanıtlaSilİnsanların ortak yanı tüketimdir. Onun sayesinde yaşarlar. Üretmek ve onun için mücadele etmek sadece eğitimlilerin kafa yorduğu bir alandır. Bir toplumun eğitim düzeyi Ne kadar çok yükselirse, üretime, teknoliye verdiği önem o kadar artar.
YanıtlaSil