Faiz lobisi yeniden
gündeme geldi. 260 milyar dolar büyüklüğünde
sıcak paraya bağımlı hale getirilmiş bir ekonomide faiz lobisi var mı yok mu
tartışmaya gerek yok. Bununla beraber siyasetçilerin çok sevdiği bir konu
olduğunu biliyorum.
Önceden yaşananları, hafızam
güçlü olmadığı için arşivlerden buldum.
Yorum yapmayacağım. Sadece Sabah
gazetesinde o günlerde yayımlanan haberleri olduğu gibi aktaracağım.
Öncelikle hatırlatmakta
yarar görüyorum. Günümüzdeki ve aşağıda
belirtilen tarihlerdeki ekonomik altyapılar çok farklı. O günlerde
yaşananlar sonucunda Türkiye ekonomisinin yaşadığı krizlerin aynısının yeniden tekrarlanacağını söylemek
doğru değil.
Sadece ekonominin
sıkışma dönemlerinde siyasetçilerin bakış açılarındaki benzerliklerle dikkat
çekmek istiyorum. Farklı dönemlerde ve kriz ortamlarında ülkeyi yönetenlerin
benzer söylemleri gündeme getirmesi ilginç. Tarih tekerrürden ibaret değilse, neden sonra göreve gelenler,
kendinden önce aynı işi yapanlardan gerekli dersleri almıyorlar anlayamıyorum.
Soruyu sormamın nedeni
basit. Biliyorsunuz bu ülkenin bugüne
kadar yaşadığı en büyük ekonomik krizin tarihi Şubat 2001. Ondan önceki büyük krizin
tarihi ise 1994’ün ilk ayları.
Neyse uzatmayayım. Bazı
haber özetleri aşağıda. Takdir sizlerin.
·
4 Temmuz 1993 – Başbakan Tansu Çiller, ülkenin geleceğini etkileyecek, mega projeleri
gündeme getirmeye hazırlanıyor. Boğaza tüp geçitten, hızlı trene, çok sayıda
havaalanından doğalgaz kullanımının yaygınlaşmasına kadar uzanan proje zinciri
için özellikle dış finansman yolu zorlanacak. Çiller projelere dış kaynak
bulmak için talimatlar verdi.
·
21 Ocak 1994 – Dövizdeki hızlı artışa üç gün seyirci kalan Hükümet,
sonunda müdahale etti. Merkez Bankası ve Hazine Türk Lirası faiz oranlarını
yükseltti. Faizler çıkınca dolar bin 50 lira gerileyerek 16 bin 800 liraya,
mark da 850 lira gerileyerek 9 bin 700 liraya indi.
·
27 Ocak 1994 / SON BASKI- Devalüasyon. Hükümet krize boyun eğdi, dolar
resmi kurda 17 bin 250 lira oldu. İğneden ipliğe zam var!
·
8 Haziran 1994 – T. Çiller: “Rantçılara baltayı
vurduk”. Türkiye’de uzunca
yıllar rant oluşturan çevreler bulunduğunu, banka sayısının kısa sürede 60-65’e
yükseldiğini kaydeden Çiller, rant çevrelerinin Türkiye’de uzun süre dövizin
düşük tutulmasından yararlanarak bir “saadet
zinciri” oluşturduklarını söyledi. Çiller, Türkiye’ye ucuz döviz getiren
rant çevrelerinin bunu Türk Lirası’na çevirerek yüksek faizle satılan Hazine
Bonosu aldıklarını, kazandıkları parayla yeniden daha fazla döviz
getirdiklerini anlattı. Bu sıcak paranın 13 milyar doları bulduğunu ifade eden
Çiller, “Bu saadet zincirini kıran, rant
ekonomisinin göbeğine baltayı vuran biziz.” dedi. Çiller, son 18 ayda
ödenen faizin 217 trilyon lira olduğuna dikkat çekti.
·
29 Kasım 2000 – “Yüksek faiz lobisi maraza
çıkarıyor.” Başbakan Bülent Ecevit, son günlerde piyasalarda yaşanan
dalgalanmaların yapay sorunlardan kaynaklandığını belirtirken, yüksek enflasyon ve faiz lobicilerini
suçladı. Hükümetin enflasyona karşı mücadelesini ve faizlerdeki düşüşü
önlemek için her marazanın yapıldığını ifade eden Ecevit, bu etkenlere karşı
gereken önlemlerin alındığını açıkladı. Ecevit, ekonominin temelde sağlam
olduğunu vurgularken, bunun başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere uluslararası
finans kuruluşları tarafından da onaylandığını söyledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder