Hiç
vergi harcaması diye bir şey
duydunuz mu?
Duymadıysanız
sorun değil. Bütçeyle yakından ilgilenenler dışında pek bilinen bir tanım
değil. Belki “vergi muafiyeti ve istisnası” olarak duymuş olabilirsiniz.
Tanımı,
Bütçe Kanunun ekinde bir listeyle beraber şöyle yer alıyor: “Vergi harcaması kavramı; en genel anlamda "devletlerin
gelir toplamını azaltan, standart vergi sisteminden ayrılan ayrıcalıklar veya
istisna ve muafiyetler" olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda; bazı indirim,
istisna ve muafiyetler, standart vergi sisteminin unsurları olmaları nedeniyle
vergi harcaması kapsamı dışında tutulabilmektedir.”
Kısacası, birçok
ülkede olduğu gibi, bizim vergi sistemimizde de bazı gelirler ve harcamalardan
alınması gereken vergiler alınmıyor.
Yalnız dikkat
buyurun. Alınmayan vergi, yasalarla
belirlenen bir işlem. Kanun koyucu, vergi idaresine emir veriyor.
Belirlediği işlemlerde verginin bir bölümü alma, istisna uygula veya işlemi
vergiden muaf tut diyor.
Bir örnek vereyim. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı
faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve
yakacak maddelerinin maliyet bedelleri vergi gelirleri hesaplanırken gider
olarak gösterilebiliyor. Verginin esas alınacağı miktar (matrah) bu kadar
düşürülüp ona göre gelir vergisi ödeniyor.
Yani devlet
alabileceği vergiden bilerek ve isteyerek vaz geçiyor.
Dolayısıyla vergi harcamasını,
kayıtdışılıkla veya vergiden kaçınma, vergi kaçırma gibi şeylerle karıştırmamak
lazım.
Ayrıca,
tekrarında yarar var, bu her ülkede yaygın olarak uygulanan bir sistem. Ama gelişmiş ekonomilerde muafiyet ve
istisnalar, zamana ve ekonominin durumuna göre değişken olabiliyor. Bütçe
açığı büyüdüğü zaman, şartlar elverdiği ölçüde böylesi harcamalardan
vazgeçerek, bütçe açığını ve dolayısıyla borçlanma azaltılıyor. Çünkü açık
borçlanma demek. Borçlanmak için gereksiz yere ödenen her kuruş faiz giderinin
hesabını vermek çok zor.
Aşağıdaki tablo bu bakış açısıyla hazırlandı. (Veriler
yıllık bütçe kanunlarından ve Maliye Bakanlığı sitesinden alınmıştır.)
Şimdi tabloya
dikkatle bakalım. İlk bölümde hangi
vergi türünde ne kadar muafiyet ve istisna uygulaması sonucunda toplanmayan
vergi miktarını gösteriyor. Örneğin, 2015
yılında 18,1 milyar liralık kurumlar vergisinden vazgeçilmiş. Bu rakama
gelir, KDV, ÖTV ve diğer kanunlardaki istisnaları da ekleyince 26,1 milyar liralık muafiyet ve istisna toplamına
ulaşıyorsunuz.
Peki, aynı yıl bütçe açığı ne kadar? Sadece 22,6
milyar lira.
Şimdi bir soru
soralım. Daha önce yazdığım gibi, (http://www.hakanozyildiz.com/2016/01/tahakkuk-eden-kdv-toplansa-butce-ack.html) tahakkuk eden ama toplanamayan 32,3 milyar liralık KDV’yi de bu rakama
ekleyin. Bırakın diğerlerini, alın size 58,4 milyar liralık kaynak. Açığın
neredeyse 2,5 katı kadar bir tutar. O
zaman bütçe neden bu kadar açık veriyor?
Bütçe TBMM’de görüşülürken,
bu kadar uzman, bunca vergi konusunu benden iyi bilen siyasetçi varken neden
bir araya gelip bu konuya çözüm bulunmaz acaba? Bu yazıyı okuyan bazılarının
“Sen vergi işini bilmiyorsun. Bu uygulama yeni bir şey değil ki” dediklerini
duyar gibiyim.
Haklı
olabilirler.
Ancak açık veren
bütçenin nasıl finanse edildiğini, çoğundan iyi bildiğimi belirteyim. Bütün
muafiyet ve istisnaları kaldırın demiyorum. Her yıl gözden geçirilmesini, şartlara
göre listenin yenilenmesini öneriyorum.
Onlara
hatırlatmak istediğim başka bir genel doğru daha var. Kamunun ödediği faiz, her zaman ve her yerde, dar ve sabit gelirlilerin
cebinden çıkar. Diğer bir deyimle, bir kaynak transferidir. Dar ve sabit
gelirlilerden, çoğunlukla dolaylı vergilerle kesilen para, faiz olarak, kamu
kağıdı alabilecek kadar parası olanlara ödenir. Böylelikle birileri biraz daha
fakirleşirken, diğerleri daha çok zenginleşir.
İktidardaki yönetimin bir görevide servet dağılımını yönetmektir diye sanki bir yerlerde okumuştum...:)
YanıtlaSilÇok doğru. Vergi ve transfer politikalarının özü budur. Birilerinden alınır ötekilere dağıtılır. Asıl olan bunu şeffaf ve hesap verilebilir bir şekilde yapıp, siyasetçilerle bürokratların bu arada kendi ceplerini doldurmamalarıdır.
SilHakan Bey; vergi harcaması kaleminde GYO (gayrimenkul yatırım ortaklık) ları da dahil edilmemeli mi? Bunların belli oranda halka açılma vaadiyle elde ettikleri vergi imtiyazı sizce ne kadar ve sürededir? Kimler yararlanmaktadır? Sorgulamalı bize göre... Saygılar..
YanıtlaSilHakan Bey; vergi harcaması kaleminde GYO (gayrimenkul yatırım ortaklık) ları da dahil edilmemeli mi? Bunların belli oranda halka açılma vaadiyle elde ettikleri vergi imtiyazı sizce ne kadar ve sürededir? Kimler yararlanmaktadır? Sorgulamalı bize göre... Saygılar..
YanıtlaSilHülya Hanım, Bütçe Kanunun ekinde istisna ve muafiyetleri içeren uzun bir liste var.
YanıtlaSilBilginize.