Biliyorum, “Azalmadığını nereden
çıkardın?” diye soracaksanız.
İsterseniz dış ticaret
açığındaki azalışa bir bakın ve öyle karar verin. 2014 yılında 63,6 milyar
dolar olan dış ticaret açığı, geçen yıl 16 milyar dolar azalarak 47,8 milyar
dolara düştü. Buna karşılık, cari açıktaki azalış 11 milyar dolar. Aradaki fark
diğer döviz gelir ve gider kalemlerinden kaynaklanıyor.
Diğer tanımının içine, başka
kalemlerin yanı sıra; turizm, faiz, navlun, doğrudan yatırımlar, portföy
yatırımları gibi işlemlerin gelir ve gider farkları giriyor.
Bunların en büyüğü yabancılara yapılan faiz ödemeleri,
portföy giderleri ve yancıların ülkede yaptıkları doğrudan yatırımlardan elde
ettikleri karların dışarıya transferleridir.
Bu tür döviz giderlerini yıllar
itibariyle izlemekte yarar var. Çünkü,
ekonomi ister yapısal uyum önlemleri sonucunda ister konjonktürel olarak dış
ticaret açığını azaltsa bile, faiz ve portföy giderleri gibi kalemler, cari
açığın azalmasında gereksiz direnç yaratır.
Ben bu bağlamda aşağıdaki tabloyu,
bir önceki yılsonu verilerini içerecek şekilde yayınlıyorum. Bir konuya
dikkatinizi çekmemde yarar var. Tabloda
yer alan ara toplam cari açık kalemlerine dâhil edilir. Buna karşılık,
“yabancıya ödenen DİBS faizi” kalemi içeride bütçeden, TL olarak ödenir.
Tablo hazırlanırken yabancıların aldıkları TL’yi, dolara çevirdikleri ve
paralarını yurt dışına götürdükleri varsayılmaktadır.
Veriler 1998-2015 arası dönemi kapsıyor. Dikkatinizi çekmiştir. İlk yıllarda yüksek olan rakam
Devlet İç Borçlanma Senetlerine (DİBS) yani iç borçlar için ödenen faizlerin
yüksekliği. Nedeni basit. Yabancıların iç borçlanmadan aldıkları senetlerin
payı çok olmamasına rağmen o yıllarda yıllık faizler yüzde 110’ların
üzerindeydi.
Buna karşılık 2001 Krizi
sonrasındaki dönemde iç borçlanma faizleri düşünce, yıllık faiz ödemeleri 5
milyar dolar seviyelerinden 3 milyar dolar düzeyine inmiş.
Ancak dış borçlara, kamu ve özel sektörün ödediği ve cari
açık rakamlarına dâhil olan faiz ödemeleri, 10 milyar dolar düzeylerine çıkmış
.
Kar transferlerinde de hızlı
bir yükseliş göze çarpıyor.
Diğer dikkat çeken artış ta
portföy giderlerinde. 1 milyar dolar düzeyinden 4,6 milyar dolara tırmanmış. Yabancıların hisse senedi ve tahvil alım
satımı işlemlerden elde ettikleri gelirlerin miktarı neredeyse dört katına
çıkmış.
Dışarıya yapıla döviz kaynağı
transferine bakınca önceki yıllarda 10 milyar dolar civarında olan büyüklük
artık 20 milyar doları geçmiş. İki katına çıkmış. Diğer bir deyimle, milli gelirin yüzde 3 kadar parayı her yıl
dışarıya transfer ediyoruz.
Bizim ihracat yaparak, turiste
hizmet ederek, çölde inşaatlarda bin bir emekle biriktirdiğimiz dövizi, yabancı
emekliler, hayat sigortası poliçesi sahipleri biraz daha rahat etsinler diye dışarıya
gönderiyoruz.
Ha bu arada bazılarımız
otomobil için, bazılarımız cep telefonu için, bazılarımız da üç, beş günlük
tatil için dövizle fonlanan kredi alıyoruz. Kendimizi zenginleşmiş sanıyor,
mutlu oluyoruz.
Baş yapıt olmuş. İlminizi bilginizi sağlığınızı ve ömrünüzü Rabbim arttırsın inşallah. Çin ekenomisi hakkında yazınızı bekiyorum.
YanıtlaSil