Şöyle
düşünün. Aile bütçenizi yönetiyorsunuz. Geliriniz belli. Maaş, ücret en temel
gelir kalemi. Hadi babadan kalma evden gelen kira geliriniz de olsun. Yanına
bir de köydeki tarlalardan gelen yarıcı/kiracı geliriniz olduğunu varsayalım.
Bunca
gelir kalemine rağmen harcamalarınıza yetmediği için borç aldığınızı düşünelim.
Ne
kadar borç alırsınız?
Evet,
sorum çok basit. Geliriniz ile gideriniz
arasındaki fark kadar değil mi? Gereğinden fazla borçlanır mısınız?
Kamu
bazı yıllar borçlanıyor. Acaba neden?
Her
şey normal gidiyorsa Hazine’nin her yıl, o yıl verilecek bütçe açığı kadar ek
borçlanma yapması gerekir. Örneğin bütçe açığı 22 milyar lira olacaksa, yeni
borçlanmanın, anapara/stokun artışının da bu kadar olması beklenir.
Ancak her zaman böyle
olmuyor. Zaman zaman büyük sapmalar ortaya çıkıyor.
Veriler,
özellikle kriz yıllarında Hazine’nin
bütçe açığından daha fazla borçlandığını gösteriyor. Burada şu sonucu çıkaranlar
olabilir. Kriz dönemlerinde gelirler azalıyor, harcamalar artıyor açık büyüyor.
Tamam, ama kamu neden açıktan daha fazla borçlanmak zorunda kalıyor?
Demek
ki, kamunun bütçe dışında ödemesi
gereken bir şeyleri var. Hazine sadece bütçe açığını finanse etmek için başka kamu
yükümlülükleri için de piyasalardan borç almak zorunda kalıyor.
Bir
neden dövizli borçların kur etkisiyle,
stokun durduğu yerde büyümesi, artışı olabilir. Örneğin geçen yıl bütçe
22,6 milyar lira açık vermişken kamu borç stoku, yani borcun anaparası 65,5
milyar lira artmıştır. 2015 yılına mahsus olarak bütçe açığı ile stok artışı
arasındaki farkın çıkmasının en büyük etken kur değişiminden geliyor.
Başka
bir neden garantiler, borç üstlenimleri gibi, bütçe dışı işlemlerden bütçeye gelen beklenmeyen yüklerdir. Tabloda
2001 yılına dikkat. Ekonomi Kriz
ateşiyle yanıp tutuşurken, bütçe açığı 29 milyar lira olmuş. Buna karşılık stok
artışının 114 milyar lira olmasının en büyük nedeni, daha önce bütçe dışında,
kamu bankalarının bilançolarında gösterilen görev zararları için bankalara
Hazine kâğıdı verilmesidir.
Krizler,
aynen insan vücudunda olduğu gibi, bütün hastalıkların ortaya çıktığı
zamanlardır. Düşmeyen ateş, hızlı kilo
verme, devamlı öksürük nasıl çeşitli hastalıkların semptomları ise; dolarize olmuş borçlar, bütçe dışına
atılmış koşullu yükümlülükler, diğer bütçe dışı işlemler de günü gelince
bütçeye yük olacak hastalıkların belirtisidir.
Bu
bağlamda, önce son yıllarda görülen bütçe açığı – kamu borç stoku artışı
farkına dikkatinizi çekmek isterim. Rakamlar
hiç 2003-2007 arası dönemdekilere benzemiyor. 2001 Kriz Programı uygulanırken
işler ne kadar farklıymış. Sonrasında her şey değişmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder