Kısa bir teknik bilgiyle başlayayım. Hazine garantili
borçları, kamu kurumlarının ve
kalkınma ve kamu bankalarının aldıkları dış borçlara, geri ödeme sırasında
sorun çıkarsa, onların yerine Hazine’nin ödeme taahhüdü vermesidir.
Diğer
bir yaklaşımla, dış borç KİT’ler ve bankaların hesaplarında muhasebeleştirilir.
İlk sorumlu onlardır. Eğer KİT veya banka aldığı garantili dış borcu geri
ödemekte zorlanırsa, Hazine devreye girer, ödemeyi yapar.
Garanti
verilmesinin bir nedeni bazı KİT’lerin mali durumunun dış borç geri
ödeyebilecek kadar iyi olmamasıdır. Diğer bir nedeni de Toprak Mahsulleri
Ofisinde olduğu gibi, alınan borcun Hazine adına yapılacak tarımsal destekleme harcamalarda
kullanılacak olmasıdır.
Bu
bağlamda verilere bakalım.
Tablolarda,
grafiklerde kullandığım veriler, Hazine Müsteşarlığı’nca yeni yayımlanan Kamu
Borç Yönetimi Raporundan aldığım ve kendi arşivimden tamamladığım rakamlardır.
Grafik,
1996-Eylül 2015 arasındaki dönemde verilen Hazine garantilerinin büyüklüğünü
gösteriyor. Stok 2006 yılında 4,4 milyar dolara kadar düşmüş. Ancak 2015 Eylül ayında 11 milyar doları aşmış.
Son yirmi yılın zirvesi desek yanlış olmaz.
Grafikten
de görüldüğü gibi en hızlı artış 2010 ve
sonrasında.
Aynı
dönemde ilginç bir gelişme daha yolmuş.
Hazine, garantilerin
büyük çoğunluğunu TCZB, Halkbank, Vakıfbank, T. Kalkınma Bankası ve T. Sınai
Kalkınma Bankası’nın aldığı dış borçlar için vermiş. 1990’lı ve 2000’li
yıllarda bankalara verilen garantilerin toplam içindeki payı yüzde 20’ler
civarındaydı. Artık yüzde 80’lere
ulaşmış. Yani neredeyse tüm
garantiler bankaların aldığı dış borçlar için verilmiş.
Burada
kritik bir soru sormak gerekiyor. Acaba
yabancı bankalar neden bir Türk bankasına, Hazine garantisi olmadan borç
vermiyorlar? Bankaların finansal yapılarında sorun olmadığına göre, ek
garanti istenmesinin bir nedeni projeler olabilir mi?
Eğer
böyle ise, o zaman yapılan işin, sadece alınan borcun Hazine kayıtlarında
gösterilmemesinden başka bir işe yaramadığı söyleyebiliriz.
Öte
yandan, Ocak 2016 Kamu Borç Yönetimi Raporunda bu bakış açısını destekleyen
başka bir veri daha var.
Aşağıdaki Tabloda, üç büyük projenin
üstlenicilerinin, aldıkları dış borçlar için Hazine ile yaptıkları borç
üstlenim anlaşmalarının bilgileri var. 10,5 milyar dolarlık proje toplamı için Hazine özel sektörün 8,2
milyar dolarlık dış borcuna, üstlenim anlaşması imzalanmış.
Aynen
garantili borçlarda olduğu gibi bu borç da Hazine dış borç stokunda görünmüyor.
Sorulardan
sıkılmış olabilirsiniz ama küçük bir sorum daha var.
Karayolları
Genel Müdürlüğü (TCK), Körfez Geçişi
için günlük 40 bin araç ve 35 dolar ücret ve yıllık 511 milyon dolar gelir
garantisi verdi. Yapımı yılsonuna doğru bitecek olan köprüden, enflasyon
farkını da hesaba katınca, 39 $+KDV,
yani bugünkü kurdan yaklaşık 140 TL geçiş ücreti ödemeyen geçemeyecek. Bu kadar
parayı kimse ödemez, o kadar araç geçmez demeyin. Garantisi var, garanti edilen
gelirden eksik kalan kısmı TCK ödeyecek. Parası yetmezse, bütçeye ödenek
konacak Karayollarının açığı kapatılacak. Maliye buna mecbur. Aksi halde
şirketler aldıkları dış borçları ödeyemezler. Böylesi bir durumda da Hazine
borçları üstlenmek zorunda kalır.
Kısacası,
nereden bakarsanız bakın sonunda yük bütçeye gelecek.
çok değerli ağabeyim,
YanıtlaSilYID kapsamında yapılmakta olan İzmit körfezi köprü geçişli İstanbul İzmir otoyolu projesinin sözleşme süresi 22 yıl 4 ay olup yapım süresi çıkarılınca da işletme süresi 16 yıl kadardır.10,5 milyar dolarlık projenin yıllık 511 milyon dolar garanti ile 20,5 yıl gerekmekte olup TCK avantajlı durumda olmaktadır. yeterince olmasa bile ücret ödeyip de geçeceklerin olacağı düşünüldüğünde avantaj daha da artmaktadır.Bir saat 20 dakika süren izmit körfezi karayolu geçişinin 6 dakikaya,3 saat olan İstanbul Bursa mesafesi 1 saate,
9-10 saat olan İstanbul İzmir mesafesinin 3,5 saate düşeceği ve bölge sanayisinin gelişmesine sağlayacak büyük katkılar da göz önüne alındığında da projenin önemi artmaktadır.
selamlar, saygılar çervat.
ÇERVAT,
YanıtlaSilBU KADAR BORCU DEVLET ALIP TCK YAPSA MALİYET DAHA DA DÜŞEBİLİR, GEÇİŞ ÜCRETİ DE DAHA UCUZ OLURDU.
İhaleye çıkılırken hazine garantisi yoktu sonradan finansman sağlanamayınca garanti geldi. Ama geçiş ücretlerinde teminatı hazine sağladığı için konsorsiyuma geçiş ücreti konusunda indirim yaptırılmadı. Neden.?
YanıtlaSilBU sorunun cevabını bilmeyi ne kadar isterdim bilemezsin?
YanıtlaSil