23 Aralık 2015

Gerçek yapısal reformlar 4: Performansa dayalı KİT sistemi

Cumhuriyetin kurucu kadrolarına öncelikli ekonomik hedeflerini sorsanız, sanırım, “sanayileşme” derlerdi. Sanayileşmek için gerekli olan sermaye, teknoloji ve yetişmiş emeğin olmadığı ortamda, ellerinden geldiğince içten, dürüst, fedakârca bir kalkınma mücadelesi verdikleri kesin.

Gerek o yıllarda gerek 1950 sonrası Demokrat Parti (DP) döneminde, KİT’ler sanayileşme ve sanayiye ara mal üretiminde hayati önemde rol oynadılar. Bugün gittikçe önemini yitiren sanayi sektörü varlığını, büyük oranda, KİT sistemine borçludur.

Bununla beraber, özellikle 1950 sonrası döneme bakınca, “her mahallede bir milyoner yaratmak” şiarıyla iktidar olan DP ve sonrasındakiler, kamu eliyle zengin yaratmak için, diğer kamu kaynakları gibi KİT sistemini de sonuna kadar istismar ettiler.

1980 ‘e kadar, dışa kapalı ekonomide böylesi bir yapıyı sürdürmek kolaydı. Ama 24 Ocak kararlarıyla gümrük duvarları kaldırılınca, dış rekabete dayanamayan KİT’ler birer birer dökülmeye, kamuya yük olmaya başladılar.

Çözüm hemen bulundu. Özelleştirme.


Ama özelleştirmenin özünün, mülkiyetin el değiştirmesi değil KİT’in ekonomiye kazandırmak olduğu kavranmadı. Karlı, özellikle doğal tekel durumundaki KİT’lerin çoğu birilerine, sadece o ihalede yüksek para verdiği için, devredildi. Özelleştirmenin sonucu, tüketicinin çıkarlarına olması gerekirken, yeni sahiplerinin çıkarına oldu.

Bugün bütün dünya yeni bir büyüme modeli arayışı içinde. Bizde yeni modelin özü yeniden sanayileşme olmalı. Bazı ara mal üreten sektörlerde, yoğun teknoloji kullanan alanlarda, G. Doğu gibi kalkınmada geri kalmış bölgelerde yapılacak yatırımlarda KİT’lere yeniden görev verilmeli.

Ancak, yeni KİT’ler eskileri gibi, siyasetçilerin elinde oyuncak olmaya, kamuya yük oluşturmaya başlarlarsa ne olacak? Kamuya yük olma durumunu şimdilik bir yana koyalım.

Gelin KİT’leri siyasetçilerin günlük müdahalelerinden kurtarmak için bir model üzerinde konuşalım.

Yapı kısaca şöyle.

KİT’lerin yatırım kararları ilgili bakanlıkla Kalkınma Bakanlığı, finansman ihtiyacı ise Hazine Müsteşarlığı öncülüğünde belirleniyor. KİT yönetimleri ve ilgililer burada yıllık performans kriterleri üzerinde ön anlaşmaya varacaklar. Örneğin, TCDD ne kadar yolcu taşıyacağını, ne kadar demiryolu inşa edeceğini, ne kadar zarar beklediğini, bunların sonucunda ne kadar bütçe desteğine ihtiyacı olduğunu burada ortaya koyacak.

Klasik sistemden farkı olan önemli bir değişiklikten bahsedelim. KİT yöneticileri, gerekli Anayasa değişikliği yapılarak, özel sektörde deneyimi olan uzmanlar arasından seçilebilecek. Veya yönetim hakkı, YPK’nın koyduğu performansa uyacağını taahhüt eden ekiplere belli bir süreliğine devredilebilecek. Bu müzakereleri, YPK adına KİT’lerin Yatırım ve Finansman Programını yapan, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığındaki ekip yapacak. YPK’nın istediği performansı ben daha iyi gösteririm diyen ekibe yönetim hakkı devredilecek.
Ortaya çıkan taslaklar, Yüksek Planlama Kurulu’na (YPK) götürülecek. Siyasiler varsa isteklerini sıralayacaklar ve bütçe tahsisleri üzerinde son sözü söyleyecekler.

En önemlisi, bu aşamadan sonra hükümetin KİT’in günlük işlerine müdahalesi bitecek. İş artık KİT yöneticilerine kalacak.

Ardından TBMM devreye girecek. KİT Komisyonu yeniden yapılandırılacak. Komisyon uzman ve Sayıştay desteği ile tahkim edilecek. Meclis kamu adına denetim yapacak ve faaliyetleri YPK’da belirlenen performans kriterleri açısından denetleyecek. Söz verilen hedeflere uyulmadıysa nedenleri sorgulanacak ve gerekirse ceza verilecek. Uygun görürse yönetim ibra edecek.

Diğer bir deyimle KİT yöneticileri hükümetten çok TBMM’ye hesap verir olacaklar.
Böylelikle hem muhalefet hem de kamuoyu bir KİT’in çalışmalarından en geniş şekilde bilgilenmiş olacak. TBMM ve kamuoyu denetimine açılmış KİT sisteminin siyasetçiler tarafından istismar edilmesi, tüketiciye yük olması engellenmiş olacak.


Bu bir özet. Eğer istenirse detayı tartışılır ve devlete yük olan değil, sanayileşmeye yardımcı olan, ithalatı azaltan bir yeni sistem kurulabilir.

3 yorum:

  1. sayın Hocam,
    İçinden geçtiğimiz zamanlarda yeniden KİT´lerden bahsetmek hem cesaret isteyen hem de vizyon gerektiren bir iş.
    düşüncelerinize katılarak, sizi tebrik ediyorum.

    iyi çalışmalar.

    YanıtlaSil