Eğer
gerçekten geleceği düşünen bir politika demeti uygulamak istenirse üç temel
önceliği öne çıkarmalı: Bölüşüm,
ekonomik bağımsızlık ve büyüme (BBB).
Yazması
kolay. Ancak her birisi yüzlerce kütüphaneyi dolduracak kadar kitap konusu.
İktisatçılar asırlardır bunlar üzerinde yazıyor, konuşuyor, tartışıyor.
Evet,
bu söylem doğru. Ama hangi cenahtan olurlarsa olsun tüm gerçek iktisatçıların
üzerinde anlaştığı tek bir konu var. Ekonomi
üretmeli, istihdam ve refah yaratmalı. Yeteri kadar istihdam yaratamayan
makro ekonomik politika seçenekleri başarısızdır. Uygulayanlar, yanlışlarından
dönmeyenler ya iktisat bilmiyordur ya da ekonomik bağımsızlık konusuna bilerek
ve isteyerek önem vermiyorlardır. Üretim yerine, ithalatçı, dışa bağımlı
politika seçeneklerini destekliyor olabilirler.
İktisada
gerçekçi bakanların önem verdiği diğer bir konuda bölüşümdür. Ekonomik
bağımsızlığı üretimi ve önemseyen, orta vadede başarılı olan uygulamaların
sürdürülebilirliği refahın gerçekçi bölüşümüne bağlıdır. Eşit ve adil bölüşüm
toplumsal barışı ve ortak yaşamı pozitif destekleyecektir.
Ekonomik
bağımsızlık deyince aklıma ilk olarak, sıcak para (kambiyo rejimi), ithalata
bağımlılık gibi konular geliyor. Bu konuya şimdilik girmeyeceğim. Ama yeteri
kadar önem vermeyenlerin, politikalarının temeline koymayanların niyetlerine
dikkat edin. Ya iktisat bilmiyorlar ya da... Neyse.
Yazı
kısa olacak diye işin en can alıcı yanını, istihdam konusunu atlamayalım. İstihdam
açısından önemli olan büyüme ve bölüşüm hangi politikalarla sağlanır kısaca
bakalım.
Aşağıda
bir tablo var. İki makro ekonomik politika seçeneğinin hedeflerini, uygulayıcı
kuruluşlarını ve araçlarını gösteriyor. Siz tabloya finansal sektöre yönelik politikaları, dolayısıyla BDDK, SPK, BİST
gibi kurumları da ekleyebilirsiniz.
Ben
klasik makro politika seçeneklerine dönersem, para politikası kısa vadeli bir seçenek. Merkez bankaları öncelikle
fiyat istikrarını hedefliyorlar. İkinci öncelikleri finansal istikrar. Büyüme
ve istihdam, eğer fiyat istikrarıyla çelişmezse uygulanıyor. Bölüşüm ile para
politikasının doğrudan bir ilişkisi yok.
Maliye politikası işin her şeyi.
Hükümetler başarılı olmak istiyorlarsa, hem büyüme hem de bölüşüm alanlarında
maliye politikalarını etkin ve verimli kullanmak zorundalar. Vergi, harcama ve
borçlanma politikaları aracılığıyla bir yandan üretim teşvik edilirken diğer
yandan tarımsal üretim desteklenir, vergi ve sosyal güvenlik politikalarıyla
bölüşüm eşitlenmeye çalışılır.
Akılcı ve sürdürülebilir
bir maliye politikası “kamu eliyle zengin yaratma” esaslı olmamalıdır. Bundan vaz
geçilebilir ve üretimi, bölüşümü ve ekonomik bağımsızlığı (BBB) esas alan bir politika seçeneğine geçilebilirse istihdam ve
refah en üst düzeylere çıkar.
Yoksa,
son günlerde politikacılardan duymaya başladığımız; bakanlıkları açıp
kapatmakla, birini bölüp ötekine bağlamakla başarılı maliye politikası seçeneği
yaratılamaz.
Makro ekonomik
politikalar
|
Hedefleri
|
Uygulayıcı
Kuruluşlar
|
Araçları
|
1-
Para politikası
|
Fiyat istikrarı
Finansal İstikrar
Büyüme (İstihdam)
|
TC Merkez Bankası
|
Kısa vadeli faizler
Para arzı
|
2-
Maliye politikası
|
Büyüme (İstihdam)
Bölüşüm
|
· Maliye Bakanlığı
· Hazine Müsteşarlığı
· Kalkınma Bakanlığı
· Ekonomi Bakanlığı
· Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
· Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
· Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
·
Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
|
1-
Gelir Politikaları
· Vergi Politikaları
· Vergi dışı gelirler
2-
Harcama Politikaları
· Teşvik
· Kamu yatırımları
· KİT
· Tarımsal destekleme
· Sosyal Güvenlik
Emeklilik
Sağlık
Sosyal Yardımlar
· Sosyal transferler (SGK hariç)
· Yerel yönetimlere transferler
3-
Açık (Borçlanma politikaları)
· Faiz politikası
·
Koşullu
yükümlülükler
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder