Mayıs 2013 dünyada döviz akımlarında önemli değişiklik
yaşanmaya başladığını hepimiz biliyoruz.
Ardından içeride Gezi Olayları yaşandı. Yabancıların risk
algısı değişmeye başladı. En son 17 Aralık’ta gündeme gelen rüşvet ve yolsuzluk
operasyonu ve yerli diziye dönüşen ses kasetleri yatırımcıları ister istemez
rahatsız ediyor.
Böylesi bir ortamdan ilk etkileneceklerin başında Hazine gelir.
Ben de özellikle iç borçlanmadaki gelişmeleri daha iyi anlayabilmek için ihale
bilgilerine ve BDDK’nın yayımladığı bankacılık verilerine baktım. Sektördeki
risk algılamasının değişip değişmediğini yorumlamaya çalıştım.
Baştan belirtmemde yarar var: Borçlanma programını her zamanki
gibi sorunsuz devam ediyor.
Kamu bankalarının
Hazine’ye desteği artmış
Bununla beraber, geçen yılın Nisan ayından Ocak 2014 sonuna
kadar geçen sürede bankaların aktiflerinde taşıdıkları menkul kıymetler (MK)
yaklaşık yüzde 11 artmış. Burada dikkat çeken gelişme özel bankaların
MK’lerindeki değişim yüzde 6,7 olması. Yabancı bankalardaki büyüme ise yüzde 9
civarında.
Böylelikle, bankacılık sektörünün toplam menkul
kıymetlerinin dağılımında da değişim olmuş. Nisan sonunda toplam MK’in yüzde
38’ini taşıyan kamu bankaları şimdi yüzde 40’ını bilançolarında
bulunduruyorlar. Yabancı bankaların
payında değişim olmazken, özel bankaların yüzde 53 olan payının yüzde 51’e
düştüğü, azalmanın kamu bankaları tarafından telafi edilmiş görünüyor.
Yanı sıra bankalar ellerindeki kamu kâğıtlarının çoğunluğunu
BIST ve TCMB’deki işlemlerde kullanılmak üzere teminata vermişler. Bu bağlamda,
özellikle kamu bankalarında görülen bir
gelişme; sektör artan oranda kâğıdını repo işlemlerinde kullanıyor. Bahsi
geçen dönemde kamu bankalarının repo konusu menkul kıymetleri tutarı yüzde 112
artarak 51 milyar lirayı geçmiş. Bu tutar
ellerindeki toplam kâğıdın neredeyse yüzde 40’na karşılık geliyor.
Resme bu açıdan bakınca, büyümek için mevduat ve ucuz kaynak
bulmakta zorlanan bankaların kredi verebilmek için repo ve diğer işlemelere
ağırlık verdikleri anlaşılıyor.
Yılbaşından bu yana kamu
kurumları daha fazla DİBS alıyor
Aynı dönemde yapılan Hazine iç borçlanma ihaleleri de
yorumlanmaya muhtaç. Kamu kurumlarının rekabetçi olmayan teklif (ROT) vererek
aldıkları kağıt miktarında artış var.
Daha doğrusu dönemi ikiye ayırmak gerek. Geçen sene Nisan –
Aralık arasında kamu kurumları net satıcı. Yani
portföylerindeki kâğıt miktarını azaltmışlar. Zamanı geldiğinde Hazine’nin
onlara ödediğinden daha az kaynağı tekrar Hazine’ye borç olarak geri vermişler.
3 milyar lirayı Hazine’den alıp kasalarına koymuşlar.
Ancak Ocak ayından bu
yana tam tersi bir gelişme var. Başta İşsizlik Fonu olmak üzere kamu kurumları
Hazine ihalelerine ilgi göstermeye başlamışlar. Yapılan DİBS ihraçlarında
fazladan 2,1 milyar liralık kâğıt almışlar.
Bir yandan kamu bankaları diğer yandan kamu kurumları
eskisine oranla daha fazla devlet borç senedi taşımaya başladıysa ne olduğunu
anlamakta yarar var. Öncelikle
ihalelerdeki faizin diğer bankalarca ve şirketlerce beğenilip beğenilmediğini
kontrol etmek lazım. Bunu anlayabilmek için tekliflerin detayını görmek
gerekiyor.
Böylesi faize baskı var ise, bir süre sonra piyasalardaki
faiz beklentisi değişecek demektir. Böylesi
bir beklenti; dışarıda FED, içeride bozulan enflasyon tahminlerine seçim
sonuçlarının etkilerinin eklendiği bir döneme denk gelmiş gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder