15 Mart 2014

Ödemeler dengesi finansmanı alarm veriyor

Ocak ödemeler dengesi rakamları yayınlanınca birçok yorumcu hemen açıktaki azalmaya vurgu yaptı. Bundan sonra açığın düşme eğilimde olduğu, fazla korkulacak bir şey kalmadığı fikrini işlemeye çalıştılar. Bir anlamda yatıştırıcı söylemleri öne çıkardılar.

Eğer sadece mutlak büyüklük olarak bakarsanız bu yorumlara katılmak mümkün. Ekonomi küçülme dönemine girdiği için daha az ithalat yapılıyor, dış ticaret açığı azalıyor. Cari açıkta buna bağlı olarak düşüyor. Bu zaviyeden bakınca resim güzel.

Ancak biraz dikkatle bakınca resmin detaylarında başka şeyler de göze batıyor. Bazı sorular sormak durumunda kalınıyor.

Sorulması gereken sorular


Birinci soru: Aylık cari açığın toplamı 4,9 milyar dolar. Ama Merkez Bankası kasasından çıkan döviz 5,8 milyar dolar. 900 milyon dolar nereye gitmiş?

İkinci soru: Yanı sıra net hata noksan kaleminden bir ayda Türkiye’ye geldiği anlaşılan para 2,2 milyar dolar. Bu parayı üstekine ekleyin. O zaman soru değişir, 3,1 milyar dolar nereye gitmiş?

Asıl soru şu: Cari açıktan fazla döviz çıkışı olmuş. Neden?

Eğer bu soruya doğu cevap verebilirsek geleceğe ışık tutabileceğiz. Karar alıcılara yardımcı olabileceğiz demektir.

Öncelikle belirtelim. Sıcak para çıkmaya başlamış. Yurt dışı yerleşikler hisse senedi ve kamu borç senedi satmışlar. Ayrıca mevduatlarını çekmişler. Toplamı 2 milyar dolar civarında. Yani cari açık rakamının üstüne bu ödemeleri yapmak için de bankalar döviz bulmak zorunda kalmışlar.

Üstüne bir de bankaların kısa vadeli borçlarındaki geri ödemeleri ve döviz varlıklarındaki azalmayı ekleyince pazılın parçaları tamamlanıyor.

Tamamlanıyor demek rahatlamak anlamına gelmemeli. Daha sorularım bitmedi. Bundan sonraki aylarda da bu tür hareketler devam eder mi? Olasılık nedir? Risk algılamasındaki değişim kalıcı mı?

Çin, Kırım ve seçim sonuçları

Her zamanki gibi dışarıya bakarak değerlendirmeye başlayayım. Gelişen piyasa ekonomilerindeki durumun izlenmesi önemli. Bizim de içinde bulunduğumuz kırılgan ekonomilere daha yakından bakmak lazım. Döviz girişindeki azalmanı etkileri yaşanacak.

Şimdi Çin ve Kırım’daki gelişmeler de dünyayı etkilemeye başladı.

Çin’de ekonomik yavaşlama, emtia fiyatlarında düşüşe neden olacak. Bu bizim gibi ithalatçılara yararken, Brezilya, Rusya gibi ihracatçıları olumsuz etkileyecek.

Yarın Kırım’da yapılacak referandum sonrasında kuzey komşularımızda siyasi çalkantıların artması kuvvetle muhtemel. Bağımsızlığını ilan eden veya Rusya’ya bağlanan Kırım, Karadeniz’de siyasi tansiyonu yükseltecek. İstikrarsızlığı artıracak. Rusya ve Ukrayna ekonomileri çalkantılı bir döneme girecekler.

Böylesi bir durumda iç siyasetin güçlü olması arzu edilir. Dışarıdaki negatif etkileri azaltmak için doğru ve hızlı kararlar alabilen bir hükümet önemlidir.

Bizde ise durum biraz tersine gelişiyor. Seçimler toplumda tam bir bölünmeye ve provokasyonlara açık hale getirildi. Umarım siyasi ortam daha da kötüleşmeden seçimler yapılır. Çıkan sonuçlar istikrara dönüşü kolaylaştıracak nitelikte olur.

Aksi halde biz her ay cari açıktan daha fazla döviz çıkışlarını finanse etmek zorunda kalırız. Böylesi bir durumda döviz rezervleri bir kaç ay sonra suyunu çekebilir.


Sonrasını yazmama gerek yok.

1 yorum:

  1. Hakan bey

    Bu yazıyı Mart 2015 itibarıyla güncellemenizi rica ediyorum.

    Saygılar,

    Engin Müftüoğlu

    YanıtlaSil