Biraz
önce duydum. Aylardır süren mücadelede yorulmuş. Gencecik bir can bu dünyadan
göçüp gitmiş.
İçim
yandı.
Ben daha
yirmili yaşlarımın başındayken yararlı arkadaşlarını hastaneye, ölülerini
mezara götüren bir neslin üyesiyim. Hakan Yurdakuler’leri unutmadım.
Hele
Erdal Eren’i. 12 Eylül’ün faşist cuntacıları tarafından yaşı büyütülerek idama
gönderilen o yiğit fidanı hiç unutamadım.
Benim
tanıdığım yurtseverlerin tek amacı vardı:
Bu topraklarda daha özgür daha
rahat refahtan daha çok pay alarak; ırk, etnisite, mezhep, cinsiyet ayrımı
olmadan beraber yaşamak.
Mücadeleleri
para, mal, mülk, şan, şöhret kazanmak için değildi.
Bu
ülkeyi sevdikleri için ölüm tehlikesini bildikleri halde mücadeleye devam
ettiler.
Ama
Berkin sadece ekmek almak için evden çıkan bir çocuk. Belki de kavramakta
güçlük çektiği bir olaylar zincirinin içinde kalmıştı.
Ona
nasıl gaz silahı doğrulttunuz? Nasıl kıydınız?
Şimdi hem
bizim hem de devletin bir görevi var. Onun katillerini bulmak. Adaletin önüne
çıkarmak. Yasaların öngördüğü en ağır cezayı almasını sağlamak. Belki o zaman
benzeri olaylar tekrarlanmaz.
Yazıyorum
ama ne kadar inandığımı sormayın. Hem önceki deneyimlere hem de son günlerde
yaşanan yargı rezaletlerine bakınca umudum azalıyor.
Ne
olursa olsun bu güzel ülke için mücadeleye devam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder