7 Aralık 2016

Dolar ve faiz: İki ucu kirli değnek

Dolardaki dalgalanma devam ediyor. Döviz bozdurması için vatandaşa yapılan çağrı ilginç örneklere vesile oldu. Basında yer aldığı kadarıyla, döviz bozdurup Türk Lirasına dönenlerden çok altın alındığı anlaşılıyor. Bu da ilginç. Neden TL değil?

Bu yerlilerin davranışının medyatik tarafı. Satışların döviz kuruna etkisinin sürekli olması için vatandaşın sattığı dövizi yarın, öbür gün tekrar almaya kalkmaması lazım.

Ben içerideki piyasa oyuncularının karar ve davranışlarını, şimdilik bir kenara bırakıyorum.

Gelelim yabancıların, sıcak paracıların davranışlarına.

Konuyu özeti aşağıdaki tabloda yer alan örnek yardımıyla açıklayıp, yazıyı uzatmayacağım.

Bir yabancı yatırımcının 20 Ocak 2016 tarihinde yapılan Hazine ihalesine girdiğini varsayalım. İhale 329 gün vadeli, ortalama dönem faizi yüzde 10,06 olmuş. Örneği basitleştirmek için yatırımcının 1,000 dolar bozdurduğunu varsayalım. O gün dolar kuru 3,03 TL imiş. Yatırımcının 1,000 $ x 3,03 = 3,030 liralık DİBS satın alacağını düşünelim.

19 Ocak 2016
1 $ = 3,03 TL
1,000 $ x 3,03 = 3,030 TL
14 Aralık 2016
Faiz = %10,06
3,030 x 1,1006 = 3,335 TL
1 $ = 3,03 TL olsaydı
3,335 TL / 3,03 = 1.100,6 $
Getiri = 101 $
1 $ = 3,42 TL olunca
3,335 TL / 3,45 = 975 $
Zarar = 25 $
Toplam kayıp

101 + 25 = 126 $

Her şey aynı kalır ve yatırımcı vade sonuna kadar beklerse, 14 Aralık geldiğinde, 3,030 TL x %10,06 = 3,335 TL getirisi olacaktır.

Eğer kur sabit kalsaydı 3,335 / 3,03 = 1.100,6  $ dolar getiri tahmin edecekti. Yani getirisi yüzde 10 civarında olacaktı.

Oysa dolar kuru 3,42 TL civarında.

O zaman aynı TL getirine sahip olacak sıcak paracı, tahvil itfasından elde ettiği lirayı piyasaya götürünce, 1$= 3,42 liradan dolar alabilecek. Bu durumda Hazine’den alacağı 3,335 liranın karşılığı olarak cebine sadece 975 $ girecek.

Diğer bir deyimle bırakın kar etmeyi, zarar etmiş olacak.

Şimdi siz olsanız bu şartlarda Türkiye piyasasında kalır mısınız? (Bazıları bu örnekten benim sıcak paracıların haklı olduklarını söylediğimi çıkarabilirler. Hayır, sadece onların davranış biçimini, bir örnekle göstermek istiyorum.)

Söylemek istediğim şu: ekonomi iki arada bir derede kaldı.

Döviz gelmesini ve kurların kalıcı olarak düşmesini bekliyorsak, eğer her şey aynı kalacaksa, ya kurun bu kadar oynamasının önüne geçeceğiz ya da faizleri kur değişiminden fazla yükseltip, sıcak parayı tekrar Türkiye’ye çekmeye çalışacağız. Bu arada ÖTV artışı ve akaryakıt zamları gibi nedenlerle enflasyonun yukarı yönlü olmasının da faizleri etkileyeceğini unutmayacağız.

Ama o zaman değneğin diğer ucu gündeme gelecek. Zaten büyümesi patinaj yapan ekonomiyi, borç sarmalına düşmüş reel sektörü ve hane halkını, yükselen faizlerin olumsuz etkilerinden nasıl koruyacağız? Biliyoruz ki, faizler yükselir büyüme yavaşlarsa ve diğerlerinin yanı sıra işsizlik gibi hayati sorunları orta vadede biraz daha derinleşecek.

Bunlar bilinen doğrular. Ne yazık ki, ekonomi sıcak paraya bu kadar muhtaç hale geldikten sonra, karar alıcıların eli kolu bağlı.

Bağlı çünkü ekonominin ithalata ve sıcak paraya bağımlılığı bir günde bitirilemez. O zaman kurun yıkıcı etkilerini hafifletmek için TCMB politika faizini yükseltmek durumunda kalabilir. Bu kararın kalıcı etki yaratabilmesi, ekonominin döviz ihtiyacını kalıcı olarak azaltacak, dışarıdan borçlanma ihtiyacını minimuma çekecek, kalıcı siyasi ve iktisadi önlemler alınmasına bağlı. Aksi halde her kur oynayışında Merkez Bankası aynı çelişkiyi yaşamak durumunda kalacaktır.

Son söz: Önemli olan sözler değil davranışlardır. (Racine)

2 yorum:

  1. Bu yorumlamayla, dövizin düşmesi yabancıları rahatlatmış olmuyor mu?

    YanıtlaSil
  2. Siz bana hitap ediyorsunuz ve ben Sizi anlıyorum.Fakat diğer vatantaşlarımızla nasıl iletişim kuracağız.Sorunun kök nedeni bu galiba?.Veya başka irdeleyeyim:Din,iman, para,çıkar,homoekonomikus ve VİCDAN,PAYLAŞMA,insanlar biraz aynaya bakabilmeyi öğrenmeli ama bunun için minimum bir eğitim ve variyet şartki oda bura namevcut.Saygılar.ME

    YanıtlaSil