Bütçenin
önemli gelir kaynaklarından birisi de KİT’ler, kamu bankaları ve TC Merkez
Bankası’ndan elde edilen vergi dışı gelirlerdir.
Vergi
dışı gelirlerin yapısını bilmek, bütçe gelirlerinin sürekliliğini anlayabilmek
açısından önemlidir. Eğer bu kaynaklarda oynaklık ve/veya dönemsellik varsa,
bütçe açığını büyütmemek için vergi gelirlerini ayarlamak gerekebilir. Ancak
vergi gelirleri ayarlanamıyorsa, doğal sonuç yaşanacak, bütçe açığını kapatmak
için daha fazla borçlanmak gerekecek.
Aşağıdaki grafikte 2005-15 yılları arası
dönemi kapsayan veriler yer alıyor.
İlk bölümde; KİT’ler, Türk
Telekom (TT), PTT ve Diğer iştiraklerden elde edilen temettü gelirleri yer
alıyor. 2005 yılında 2,1 milyar olan bu gelirler, 2015 yılında 4,4 milyar
liraya çıkmış. Gelirlerin yapısına yakından bakmakta yarar var. 2005-13
arasında en önemli kalemlerden birisi TT ‘un temettü gelirleri. 2013-14
yıllarında EÜAŞ (Elektrik Üretim AŞ)’de bir nakit operasyonu yapılmış. Elektrik
dağıtımının özelleştirmesinden elde gelirlerin bir bölümü, TEDAŞ’ın EÜAŞ ’a
borcu olarak alınmış ve oradan da bütçeye gelir yazılmış. Grafikten görüldüğü
gibi bu gelirlerin toplamı 2014 yılında 6,2 milyar lira iken geçen yıl 1,9
milyar liraya düşmüş.
İkinci bölümde gösterilen kamu
bankaları ve TCMB’ den alınan temettüler, toplam vergi dışı gelirler içinde
önemli yer tutuyor. Hatta Merkez Bankası’ndan alınan temettüler olmasa bütçe
açığı oldukça büyür. (Bilindiği gibi temettüler banka ve KİT’lerin bir önceki
yılda elde edilen karlarından alınıyor. Gelirler ise cari yılda elde ediliyor).
Merkez Bankası’nın karı, elinde tuttuğu ve büyük çoğunluğu bankalardan munzam
karşılık olarak aldığı dövizlerin değerindeki değişimden kaynaklanıyor. Diğer bir deyimle, bankalar dışardan döviz
borçlanıyor, bir nedenle TCMB’na veriyor. O da yıl içindeki kur hareketlerinden
gelir elde ediyor. Temettüyü dönüp en büyük hissedarı olan Hazine’ye ödüyor.
Bir anlamda bankalardan dolaylı bir vergi alınıyor. Hem de az buz değil.
Üçüncü bölüm, KİT’lerden elde
edilen hasılat payları. Örneğin Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)
havaalanlarında uçaklardan, yolculardan ve hava kontrol hizmetlerinden elde
ettiği gelirlerin büyük bölümünü Hazine’ye aktarıyor. Ancak verilen garantiler nedeniyle bu gelirlerin azalacağı, hatta
Hazine’nin DHMİ’ye sermaye aktarmak zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Dördüncü kalem olan 406 sayılı Kanun ve imtiyaz sözleşmesi uyarınca yapılan
Hazine payı ödemeleri, adından da anlaşılacağı gibi Telekom ve GSM imtiyaz
sözleşmeleri için yapılan ödemeleri içeriyor. Geçen yıl bu kalemden bütçeye gelen
gelir 2,9 milyar lirayı geçmiş.
Son bölüm gelirleri diğer
gelirler olarak tanımlayabiliriz. Toplamları da oldukça küçük.
KİT’lerden
elde dilen vergi dışı gelirlerin toplamına baktığımızda, 2009 ve sonrasında olduğu gibi, gelirlerin kriz dönemlerinde oldukça
azaldığını görüyoruz. Tahmin edebileceğiniz gibi, bunun en büyük nedeni, bu
yıllarda TCMB’nin ve bankaların gelirlerinin azalması.
Bu bağlamda toplamı 6
– 13 milyar lira arasında değişen vergi dışı gelirlerin sürekli olmasını
beklememek lazım. O zaman yapılması gereken ilk değişiklik vergi reformunu
hızlandırıp, buralardan elde edilen bir tür dolaylı vergileri kaldırmak veya
minimuma indirmek olmalı. Bunun yerine, önce kayıtdışılık azaltılmalı sonra
gelirden ve servetten vergi almanın yolları aranmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder