Ah
bir bilsem. (Bilsem her işi bırakır döviz alır satarım)
Bu
işin uzmanları var. Onlar kısa vadeli iniş çıkışları tahmin edebiliyorlar. Bu
tahminleri doğrultusunda para kazanıyor veya kaybediyorlar. İşleri çok kolay
değil.
Ancak,
özellikle bizdeki gibi dışa tamamen açık ekonomilerde doların geleceği, doğal
olarak, sadece iç dengelerle belirlenmiyor. Asıl belirleyici olan doları basan
ABD’nin dengeleri. Her egemen ülke gibi onlar da kendi çıkarlarına bakarak
karar alıyorlar.
Amerikan
ekonomisinin yakın gelecekte yaşaması olası gelişmelerin FED’in faiz yükseltme
kararında etkin olacağını söylemek gereksizdir sanırım.
Siz
bakmayın FED’in açıklamalarındaki, “dünyadaki ekonomik gelişmeler” laflarına.
Orada söylenmek istenen şey özetle şöyle: ABD’li yatırımcıların içerde ve
dışarda para bağladıkları trilyonlarca dolarlık, faize dayalı türev ürünleri
var. Faiz yükselmeye başlayınca bu alanda sıkıntılar ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla, Amerikan merkez bankası, bir yandan bu diğer yandan ucuz kredi
olanaklarını çoğaltmak, ABD Hazinesine yardım etmek için işi ağırdan almaya
çabalıyor.
Bu
resmin bir yanı.
Ama
bir de faizlerin yavaş yükselmesinden hiç memnun olmayanlar var.
Kim
onlar derseniz; emekliler.
Büyük
savaşlar sonrasında, her ülkede olduğu gibi Amerika’da da, II. Dünya Savaşı
sonrasında çocuk sahibi olmak teşvik edilmişti. 1945-55 arasında doğanlara
“baby boom” (bebek patlaması) nesli deniyor. Bu nesil şimdi 60lı, 70’li
yaşlarının civarında. Artık emekli olmaya hazırlanıyorlar.
Emekli
olacaklar ama hesaplar karışmış durumda. Konuyu biraz olsun açmak için ABD’li
uzmanların bir hesabını sizlerle paylaşmak isterim.
Ancak
önce hatırlamakta yarar var. Orada emeklilik için sosyal güvenlik kurumu
benzeri kamusal bir yapı yok. Emeklilik ve sağlık harcamalarını insanlar çalıştıkları
sürece yaptıkları birikimlerinden, yani ceplerinden yapıyorlar.
Şimdi
gelelim hesaba.
Uzmanlara
göre, emekliliği yaklaşan ortalama bir
Amerikalının yaklaşık birikimi 110 bin doların biraz üstünde. Birikimlerin bu
kadar düşük olmasının bir nedeni gelirlerin düşük, borçların çok olması.
Faizler de düşük olunca, birikim yapabilenler bile düşük getiri elde
edebildikleri için sıkıntı büyüyor.
Buna
karşılık iki kişinin 65 yaşından
sonraki beklenen ömründe (yaklaşık 20 yıl) yapacağı olası sağlık harcamasının
218 bin dolar olarak tahmin etmişler. Yani para yetmiyor.
Uzmanlar
bu hesaplara dayanarak, şu anda 30 ila 54 yaş arasında olan insanların yüzde
80’nin, emekli olduklarında yeteri kadar birikimleri olmayacağını ileri
sürüyorlar.
Ne
olacak o zaman?
Kimse
o yaşında ortada bırakılamayacağına göre yük bir şekilde kamunun üzerine
kalacak. Ama kamunun yükü hali hazırda o kadar yüksek ki bir de bunlar
eklenince ne olacak?
Çözüm
önerilerinden birisi olabildiğince çok emekli fonunun dünyada yüksek getirili
alanlara yatırım yapıp açığın azaltılması. Yukarıda bahsettiğim türev ürünler,
sözde bu tür yatırımların risklerini azaltıyor. (FED için iki tarafı temiz!
değnek)
Diğeri
servetin çok büyük bölümünü elinde tutan ve nüfusun yüzde 1’ini oluşturan zenginlere,
servet vergisi koymak.
Bazı
uzmanlar FED’in faiz kararında, “uzun vadeli dertler beni ilgilendirmez, o
maliye politikasının işi” yaklaşımını bırakması gerektiğini düşünüyorlar. Ama
onların da karar alıcılar arasında çok taraftarı yok.
Anlayacağınız
dünya henüz 2008 Krizinden tam olarak çıkabilmiş değil. Bol likidite, daha önce
de değindiğim gibi, bütün ayıpları örtüyor. Biliyoruz ki bu suni denge, finansal varlık balonları
patlayana kadar devam edecek. Patlayınca tüm pislikler ortalığa saçılacak.
Dolara
olan o zaman olacak. Borcu olanlar yanacak. Elinde doları olanlar
sevinecek.
Kaleminize Sağlık.
YanıtlaSilHocam elinize gönlünüze sağlık..
YanıtlaSilBizim ülkedeki pahalılığa bakıp dünya öyle zannetmemeli, biz de sıradan bir apt. dairesi fiyatına ABD de villa alınabiliyor..
Yani gelişmiş dünya bol para ve düşük emtia ( petrol) ile üretim/tüketim tetiklemeye çalışıyor onların tüketim üzerindeki vergileri bizdeki kadar zalimce ( üretim olmayınca ) olmadığından üretim desteği ile gelir arttırmak çabasındalar, ayrıca kanunların değil kişilerin yönettiği ülkelerde borsa vs. araçları kullanarak doldur boşalt yöntemi ile kendi fonlarını finanse etmek derdindeler, ( tespitiniz çok doğru ) bu durum kendi ülke çıkarları için uzun vade de yerinde bir uygulama..
ABD yeni başkan ile zararları minimize edilmiş emeklilik fonlarını da kısmı olarak kamulaştırabilir, ( sağlık gibi ) Kapitalimiz mi? insan mı? bakalım kim kazanacak, onlarında kendi içinde böyle bir kavgaları olmalı..
Oyun herkesce biliniyor ise yeni bir oyuna geçme vaktidir, yani kısa bir zaman sonra bu döngü pahalı emtia, dar likidite ye doğru gidecek gibi görünüyor, sürümden kazanmak yerine paha dan kazanacaklar..
İşte o vakit geldiğinde final cümleniz daha iyi anlaşılacak, yani kasa hep kazanır hocam bizler ne kadar kazanç ne kadar kayıp marjımız var onu belirleyelim hem ülke hem bireysel..
Lakin ülke gündemine, uzun vadeli politikalara bakınca işimiz zor, iç meseleler bazen dış meselelerin önüne geçer, sular durulur taşlar yerine oturur giden giden kalan sağlar bizim midir?
Saygılarımla ve teşekkürler