Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un bitmek tükenmek bilmeyen
enerjisiyle ve liderliğiyle, 2011 yılından bu yana yapılan 21. Yüzyıl İçin
Planlama Seminerlerinin sonuncusunu, 12-13 Mayıs’ta, bilim ve irfan ocağı
Mekteb-i Mülkiye’de yaptık.
Konu başlığı enerjide ne yapmalıydı. Seçkin ve içeriği dolu
sunumlar ve tartışmalar yapıldı.
Ben kendi adıma çok şey öğrendim.
Bunları uzun uzun anlatmak zor. Bu nedenle kısaltıp,
başlıklar halinde bilginize sunacağım.
- · Toplantının ana temasını Sn. Kuruç açılış konuş konuşmasında belirledi. Türkiye’de büyüme hızı yüzde 7’e ulaşmazsa, ülkenin büyük avantajı olan genç nüfus, yarın sorunu olur. Cevabı aranan soru şu: Bu hıza yetecek enerji nasıl üretilecek?
- · Öncelik, madenler + imalat + enerjiden oluşan sanayi grubuna verilmeli. Bu grubun milli gelirdeki payı yüzde 40’lar düzeyine ulaşmalı.
- · Dünya enerji dengeleri değişiyor. Sıklet merkezi Uzak Doğu Asya’ya kayıyor.
- · Enerji jeopolitiğinde oyun eski oyun ama oyuncular değişti. Brezilya, Çin ve Hindistan gibi yeni oyuncuları ihmal ederek tahlil yapmak yanlış olacaktır.
- · Önceki yıllarda elektrik tüketimi ile milli gelir büyümesi arasında çok yakın korelasyon vardı. 1980’li yılların ortasına kadar ortalama yüzde 4,5 civarında olana paralellik, son yıllarda bozuldu. Büyüme ortalama yüzde 4’ler civarında artarken, elektrik tüketimi artışı yüzde 1’lere düştü. Nedeni; ithalata dayalı büyüme.
- · Enerji verimliliği sayesinde 3 yılda 13 milyar dolarlık tasarruf sağlanabilir. Bunun için seçici bir teşvik politikası uygulamak lazım.
- · Kamuda elektrik enerjisi üretim planlaması yapan ekip dağıtıldı. 2005 yılından bu yana planlamayı TEİAŞ yapıyor. Ama Enerji Bakanlığı yapılan planları onaylamadığı için yayınlanmıyor.
- · Enerji, doğal tekel olarak kamu malıdır. Bu bağlamda kamu da yeni bir işletmecilik anlayışı olmalı. TBMM’ye hesap veren, performans denetimini esas alan yeni yapı için, siyasi partilerden medyaya tamamen yepyeni bir anlayış yerleşmeli. Kamu eliyle zengin yaratma politikalarına son verilmeli.
- · Yeni enerji yatırımları konusunda şirketlerin kafası karışık. Fiyatlar çok düştü, finansman bulmak gittikçe zorlaşıyor.
- · Kömür, rüzgar ve güneş yatırımlarında sıkıntılar var. Dünya yenilenebilir enerjiye çok önem veriyor. Bizde işler yavaş ilerliyor.
- · Dünyanın en büyük doğal gaz rezervlerine sahip iki ülkesi Katar ve İran, ürettikleri doğal gazı bir şekilde AB pazarına iletmek istiyorlar. Bu bağlamda iki büyük gaz hattı düşüncesi var: Birinci Katar-Suriye (Sünni Hattı), ikincisi ise İran-Suriye (Şii Hattı). Ben bu projeleri duyunca, nedense aklıma bir günde ortaya çıkan IŞID ve bölgedeki eski oyuncu, yeni ABD ve Rusya dostu PKK aklıma geldi.
- · Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yatakları, ülkeler arasındaki mücavir ekonomik alan tartışması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Meis adası umutlarını lütfen daha yakından takip edin. Mısır, İsrail, Lübnan ve Suriye ile sorunlarımızı da bunlara ekleyin. Unutmayın ki; Balyoz tutuklamaları, donanmanın bölgeye gemi göndermesinden sonraki günlere rastlıyor. Bunlar üzerinde çok ama çok detaylı düşünmemiz gereken şeyler. Doğu Akdeniz’e ivedilikle barış gelmezse jeopolitik riskler çok yüksek ve tehlikeli.
- · Son olarak, Sn. Olgun Sakarya’nın yaptığı sunumdan bir grafiği, aşağıda bilginize sunmak istiyorum. Grafik şunu gösteriyor: Biliyorsunuz bir KİT olan TETAŞ, toptan elektriği özel dağıtım şirketlerine satıyor. Görüldüğü gibi elektriğin toptan satış fiyatı 2012 yılından bu yana, 20,80 kuruştan, 16,35 kuruşa kadar düşürüyor. Ama dağıtım şirketleri bu indirimleri tüketicilere, bizlere yansıtmıyorlar. Bakanlık, EPDK’da bunu seyrediyor. EMO dava açıyor, ama siyasi muhalefetten yeterli destek yok.
Özetlemek istersek; yerli ve yenilenebilir enerjiye öncelik
verilerek, verimliliğe sonsuz destek verilerek, makine ve teçhizatın içeride
üretilmesi için tam bir seferberlik başlatarak yola çıkılabilir. Ama halihazırda
sorun olarak duran yatırımların finansmanı, önümüzdeki dönemi de etkileyecek.
Çözüm için kamu öncelikli olanlar başta olmak üzere tüm seçenekler şimdiden
çalışılmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder