27 Ocak 2015

On bir yılda 584 milyar lira faiz ödemesi için yüklü iç borç alınmış

Siyasetçilerin çok sevdiği konuların başında gelen faiz ödemeleri konusuna, teknik açıdan bakmanın yararlı olacağı düşüncesiyle aşağıdaki tabloyu hazırladım.

Baştan belirteyim. Her zaman tekrar ederim. Maliye Bakanlığı’nın bütçe verileri ile Hazine’nin nakit rakamları farklıdır. Borçlanmaya esas olan nakit açıklarıdır.
Şimdi gelelim tabloya.

2003 yılından bu yana, Hazine 584 milyar lira nakit faiz ödemesi yapmış. Buna karşılık 249,3 milyar lira faiz dışı fazla vermiş. Yani toplam bütçe gelirleri, faiz hariç harcamalardan daha fazla olmuş. Bunlara 77 milyar lira özelleştirme gelirlerini de ekleyin. Kalan yaklaşık 258 milyar lira bütçe nakit açığına karşılık geliyor.

Önce bir konuya açıklık getirelim. Faiz ödemeleri olmasaymış bütçe açık vermeyecek, aksine 259 milyar lira fazla verecekmiş. Bunu bir kenara yazalım.


Bu sonuca bazı itirazların olacağını ve “Efendim faiz geçmişin yükü değil mi?” deneceğini biliyorum. Ancak hatırlatayım, kamu borçlarının vadesi daha yeni birkaç yıllık süreye çıktı. Yani ödenen faizlerin çoğu son yıllarda alınan borçlara ait. Ayrıca, yıllık faiz yükü de azalmıyor. Kamunun 50 milyar lira civarında bir harcaması var.

Şimdi açığın finansmanına gelelim. 258 milyar liralık borcun çok büyük bir bölümü, yaklaşık yüzde 96’sı iç borç. Diğer bir deyimle, Hazine bankaların elindeki tasarrufları almış bütçe açığı için kullanmış. Eğer kamu daha az borçlansaydı bu kaynaklar yatırıma gidecek ve işsizlik daha düşük olabilecekti.

Faiz meselesini biraz daha netleştirebilmek için aşağıdaki tabloya biraz daha yakından ama farklı bir açıdan bakalım.

2003-14 arasındaki dönemde oluşan 584 milyar liralık faiz yükünü ödeyebilmek için 249 milyar lira faiz dışı fazla verilmiş. Faizleri ödeyebilmek için; yatırımlardan, sosyal transferlerden, tarımsal destekleme ödemelerinden fedakârlık edilmiş.
Dahası, cumhuriyetin birikimleri KİT’ler ve diğer kamu malları satılmış 77 milyar lira gelir elde edilmiş ve faiz ödemelerine gitmiş.

Bunlar yetmemiş 258 milyar lira da yeni borç alınmış.

Oransal olarak bakarsak; faizleri ödeyebilmek için toplam faiz yükünün yüzde 43’ü kadar faiz dışı fazlayla ödenmiş, yüzde 13’ü kadarı özelleştirme gelirleriyle kapatılmış ve yüzde 44’üne karşılık gelen miktar borçlanma yoluyla finanse edilmiş.

Sonra da buna mali disiplin ve sürdürülebilirlik denilmiş.

Yanlış mı?


Nereden baktığınıza bağlı. Her seferinde 2001 Krizindeki şartlarla veya 2009 Küresel Krizi sonrası AB ülkeleriyle karşılaştırırsanız sorun yok. Ama bütçe nakit dengesini kendi içinde, biraz geriye gidip tarihsel gelişimiyle ele alırsanız kalıcı bir düzelmenin olmadığını görebilirsiniz. Ancak yine de yiğidin hakkını yemeyelim. Düzelme yok ama ciddi bir bozulma olduğunu söylemek te haksızlık olur. 

Sadece abartmanın manası yok demeye getiriyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder