Benim kamu dengeleri tecrübem basittir. Hiç bir zaman ortada
görünen bütçe açığına bakmam. Bütçe dışında gelişen bir dünya vardır. Oralarla
ilgilenme gayret gösteririm. Bu bağlamda bir süredir bütçe dışında yaşanan
gelişmelere dikkatinizi çekmeye çalışıyorum.
Ekonomistlere göre
kriz borçlanırken değil, borçlar geri ödenirken çıkar. Bu nedenle
şirketlerin, ülkelerin ne kadar borçlandıklarından çok aldıkları borcu geri
ödeme kabiliyetleri var mı yok mu ona bakılır. Borç deyince sadece Hazine’nin kiler değil, KİT’ler, belediyeler,
Sosyal Güvenlik Kurumu, fonlar, döner sermayelerin borçları dahil hepsinden
bahsediyorum.
Hatırlayın, 2001 Krizinde sorun bütçe açığının büyüklüğü
değildi. Kamunun borçlanma gereğinde görülen artıştı. KİT’ler, mahalli
idareler, bütçe dışı fonlar, kamu bankalarındaki görev zararları, kriz
patlayınca hepsi bir araya geldi ve masaya kondu. Ödemek çok zor ve maliyetli
oldu.
Bu bağlamda, bütçe dışında kaydedilen hazine garantileri,
borç üstlenimleri, yeni borçlanma araçlarını yakından izlemek gerekiyor. Son
yıllarda hızla büyümeye başladılar.
Şimdi KİT’lerin ve belediyelerin
çoğalan banka borçlarına bakalım.
Geçen Eylül sonu itibariyle KİT’leri banka borçları 3,6 milyar liraya ulaşmış. Bu tutar Küresel
Krizin en zor günlerinin yaşandığı 2008 yılından beri en yüksek seviye.
Yıllık banka borcu stoku 1,5 – 2 milyar arasında değişen
KİT’lerin bankalardan borç almasının arkasındaki nedenlerin birisi bütçeden
bekledikleri yardımın gelmemesi olabilir.
Bu kanıya görev zararı verilerindeki gelişmelerden vardım.
Oradaki miktar da tarihi zirvesinde. TCDD,
TMO,TKİ gibi KİT’lerin Hazine’den görev zararı alacakları 3,4 milyar lira olmuş.
Bu rakam 2002 yılından sonraki en yüksek miktar. Anlaşılan Hazine bütçe açığını büyük göstermemek için görev zararı
ödemelerini ötelemiş.
Gelelim biraz daha dikkat çeken bir veriye, belediyelerin
bankalara olan borçlarına. Maliye Bakanlığının bilgi yayımlamaya başladığı 2009 yılında belediyelerin bankalara kısa
vadeli 1,6 milyar lira, uzun vadeli 3,9 milyar lira olmak üzere toplam 5,5
milyar lira banka borçları varmış.
2014 Eylül sonunda
kısa vadeli borçlar fazla artmamış, 1,8 milyar lirada kalmış. Ancak uzun vadeli
borçlarda bir patlama yaşanmış 10,1 milyar liraya, toplam banka borçları ise
11,9 milyar liraya ulaşmış. Artış hızlı.
Bu borçlar nasıl
ödenecek?
Yine borç ve yiğit edebiyatı yapılmazsa, borçların geri
ödenmesi için öncelikle kamuya olan vergi ve sigorta prim borçları ödenmeyecek.
Kamu açıkları büyüyecek. Ardından,
üreticiye ve müteahhitte olan borçların ödemesi ötelenecek. Başta küçük esnaf
olmak üzere piyasada nakit sıkıntısı yaşanacak.
Veya yeni banka borçları alınacak, seçim yılında bütçeden
aktarılacak para artırılacak ve bütçe açığı az da olsa büyüyecek. Açık borçlanma yoluyla finanse edilecek.
Faiz kazancı elde edenler biraz daha mutlu olacak.
Daha kötüsü, açığın çok büyümemesi için işçi emeklilerine
mini minnacık zamlar yapılacak.
Kısacası kışın yenen hurmalar zamanı gelince rahatsızlık
verecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder