Sosyal
olaylarda değerlendirme yapmak göreli bir kavramdır. Kimine göre güzel olan bir
sonuç diğerine göre berbat olabilir. Örneğin bütçe açığını değerlendirirken;
piyasa iktisatçısı, iş adamı veya vatandaş konuya faklı bakacaktır. Piyasacıların vizyonu, çoğunlukla
bilançolarının vadesi kadar olduğu için hedeflenenden az gerçekleşen bütçe
açığı olumlu bir gelişmedir.
Ben
konuyu elimden geldiğince farklı ele alacağım.
Önce
aşağıdaki tabloda yer alan özet bütçe gelirleri ve performans göstergelerine
bakmanızda yarar var.
Gelir performansı
Hatırlatayım,
bütçe gelir rakamları birer tahmindir. Dolayısıyla hedeflenenden çok gelir elde
edilmesi her yıl yaşanan sıradan bir olaydır. Ancak farkların hangi kalemlerden
geldiğine bakmadan kesin bir sonuca varmamak gerekir. Gelir performansının
kalıcı olup olmayacağı detaylardan anlaşılır.
2014
yılı gelir kalemlerinde görülen 22,6 milyar liralık performans iyileşmesinin büyük
çoğunluğu; geçici bir defalık gelirlerden. Gelir ve kurumlar vergisindeki
farklar geçici tahsilatlar. Gelecek Mart
ayında beyannameler verilince bunların yaklaşık yüzde 50’si 2015 yılının
vergilerine mahsup edilecek. Diğer performans farkları ise Merkez Bankası
ve Ziraat Bankası temettüleri ve BDDK, SPK, EPDK gibi bağımsız kurumların
gelirlerinden bütçeye aktarılan kalemlerden geliyor. Tamamen idari karar sonucu
oluşmuşlar.
Tablodan
da görüleceği gibi temettü gelirleri ile özel bütçeli idarelerin gelirlerinden
alınan payların gerçekleşme farkı toplamı 14,1 milyar lira. Toplam pozitif
gelir farkının yüzde 62’sinden fazlası. 2,3 milyar lirası da Hazine
kâğıtlarının yeniden ihracından yazılan faiz geliri. Nakit girişi sağlamayan
bir muhasebe işlemi.
Gider performansı
Anlaşılan
o ki, TBMM’den alınan harcama yetkisi 12
milyar lira aşılmış. Ödenek üstü harcama yapılmış. Son yıllarda
gelenekselleştiği gibi Meclis’in bütçe hakkı yok edilmiş. Seçim yılı olması ve
büyümeye özel sektörün katkısının azalması gibi nedenlerle kamu yatırım
harcamalarına hız verilmiş. Daha ilginç olan şey, mahalli idare seçimlerinin
yapıldığı bir yılda büyükşehir ilçe belediyelerine hedeflenenden daha fazla
kaynak aktarılırken, diğer belediyelerden buna yakın para kesilmiş.
Faiz dışı fazla ve
bütçe açığı
Bana
göre işin en önemli tarafı, geçen yıl önemli
bir performansı feda edilmiş. Nasıl mı?
Gelin
rakamları yeniden ele alalım. Bütçe gelir performansını gerçekleşen rakamlardan
alalım, 425,8 milyar lira olsun. Buna karşılık harcamaları Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin verdiği yetkiyle sınırlayalım. Faiz dışı harcamalar 384,4 milyar
lirada kalsın. Faiz harcamaları da gerçekleşen miktar kadar, 49,9 milyar lira
olsun.
Bu durumda bütçe
açığı 8,8 milyar liraya düşecek, faiz dışı fazla ise 41,4 milyar liraya
çıkacaktı.
Bütçe açığı bu kadar
düşünce Hazine ilave borçlanmak zorunda kalmayacak, açığı kasasındaki paradan
kapatabilecekti. Önceki yazımda da belirttiğim gibi, Hazine geçen sene
kasadan zaten 6 milyar lira kullandı. Biraz
daha eklenir ve kamu borç stoku uzun yıllardan sonra ilk defa sabit kalırdı.
İtirazları
duyar gibiyim. Bu yoruma yapılacak en önemli eleştiri kamu yatırımlarının
artışı ve büyümenin zaten düşük olduğu bir yılda daha az harcama yapmanın
istihdama olabilecek negatif etkisi olabilir. Eleştirilere katılırım. Siyaset
tercih yapmayı gerektirir. Özü budur.
Benim
göstermeye çalıştığım şey, istenseydi bütçenin performansının çok daha iyi
olabileceği. “Çok iyinin” seçim ortamına feda edildiği anlaşılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder