Ekonomik büyüme rakamı üç olmuş beş olmuş
diye uzun tartışmalar yapılıyor. Çok az
insan büyümenin nereden geldiğini ve nereye gittiğini izliyor, konuşuyor.
Sıcak paraya dayalı büyüme modeli diyerek konunun kaynak tarafını dikkatle
izliyoruz. Ama alınan paralarla ne kadar sanayi yatırım yapabiliyoruz, ithalatı
azaltıcı önlemler alabiliyoruz pek ilgilenmiyoruz.
Bu gözlemden hareketle TÜİK verilerinden yararlanarak, özel sektör
sabit sermaye yatırımlarına baktım. Çalışmalarımın sonucunda hazırladığım grafikler
aşağıda.
İlk
grafik özel sektör yatırımlarının çeyrekler itibariyle büyümeye katkısını
gösteriyor. Görüldüğü gibi, 2011 yılının son
çeyreğinden itibaren özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısı çoğunlukla
negatif. Diğer bir deyimle ekonomik büyüme kamu yatırımlarından, kamunun ve
hanehalkının tüketiminden geliyor. Çoğumuzun
bildiği bir gerçek; Türkiye tüketerek büyüyor.
Özel sektör yatırımlarına biraz daha
yakından bakarsak, büyümeye sağlanan pozitif katkının da nereden geldiğini daha
iyi anlayabiliriz.
Bu bağlamda konuyu anlayabilmek için ikinci grafik bize biraz daha yardımcı
olacak. Aşağıdaki grafikte özel sektör yatırımları makine-teçhizat ve inşaat
olarak ayrılmış. Rakamlar yine TÜİK web sitesinden. Yatırımların dönemsel
değişimini gösteriyor. (Tarih sıralamasının yukarıdaki grafiğin tersi olduğuna
dikkatinizi çekmek isterim)
Görüldüğü
gibi, özel sektör sadece 2013 yılının ilk çeyreğinde reel anlamada makina ve
teçhizat yatırımını çoğaltmış. Onun dışında genellikle inşaat yatırımlarında
reel artış var.
Sizi bilmem, ama benim oğlum, öğrencilerim
iş arıyorlar. Hadi bir bölümünü turizm, bankacılık, muhasebecilik gibi hizmet
sektörüne yerleştirdik diyelim. Tarımda çalışmayacaklarına göre, sanayi yatırımları
da artmazsa nerede kalıcı iş bulacaklar?
Daha
önemlisi makina-teçhizat yatırımı yapmayan özel sektör bu kadar dış borcu ne
yapıyor? Sadece AVM, konut yatırımları ve ithalat
için mi kullanıyor? Eğer böyleyse yakın gelecekte işimiz iş.
Son bir soru daha; yatırımlardaki reel azalmanın nedeninin arkasında ekonomik ve siyasi
gelecekle ilgili risk algılamalarının ne kadar etkisi var? Bu konu önemli.
Diğerlerinin yanı sıra bir de bu tür etkenler yatırım kararlarını yönlendiriyorsa,
o zaman sorun ekonomik konjonktürle ilgili değil. Sanayicilerin, girişimcilerin risk algılarında büyük değişim var
demektir.
Eğer böyle ise ne yapacağız? Yazı
uzamasın burada keseyim. Cevabı yorumlarınızla siz verin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder