Başlık biraz iddialı mı oldu? Aşağıda Maliye Bakanlığı
Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerinden yararlanarak hazırladığım tabloya
bakıp beraber karar verelim.
Veriler 2006 yılından
başlayarak tahakkuk eden bütçe gelirleri ile bunlardan yapılan tahsilatları
içeriyor. Sonra tahakkuk / tahsilat arasındaki fark hesaplanıyor. Son
sütunda da bulunan farkın tahakkuka oranı yer alıyor. Yani tahakkuk eden
gelirin ne kadarının tahsil edilemediğini, toplanamadığını gösteriyor. (Vergi
dışındaki bazı kalemlerde geçmiş yıl verilerinde kümülatif tekrarlar olabilir.)
Tabloya göre; 2006-13
arasındaki sekiz yılda 2,6 trilyon liralık gelir tahakkuk etmiş. Diğer bir
deyimle, yürürlükteki kanunlara göre toplanması gereken gelirin toplamı bu
kadar. Buna karşılık 1,8 trilyon liralık
tahsilat yapılabilmiş. Yani 807 milyar liralık gelir, her hangi bir nedenle
toplanamamış. Tahsil edilemeyen miktar tahakkuk miktarının yüzde 31’ine
karşılık geliyor.
Öncelikle belirtmekte yarar gördüğüm bir değişime değineyim.
2006 yılında, yıllık bazda, tahsil edilemeyen gelirin oranı yüzde 14. Bu oran 2010
yılında yüzde 23’e çıkıyor. 2012 ve 2013 yıllarında yüzde 29’u geçiyor. Yani
aflar sıklaştıkça, ekonomide gelir tahakkuk etmesine rağmen, Maliye Bakanlığı gelirlerin üçte birini toplayamıyor.
KDV’de tahsilat rezaleti
Sadece vergi gelirlerine bakacak olursak. Orada durum biraz
daha iyi. Sekiz yılın ortalama oranı yüzde 25. Ama dâhilde alınan KDV tahsilatı tam bir rezalet. Tahsil edilemeyen vergi
oranı yüzde 37’ye çıkıyor. Rezalet diyorum
çünkü, o vergi benim cebimden devlete verilmek üzere alınmış. Birileri,
belki bazı belediyeler belki bazı batık şirketler bilemem ama 106 milyar liraya
el koymuşlar.
Sadece doğru dürüst KDV tahsilatı yapılsaydı, ortalama
faizin yüzde 10 olduğunu kabul etsek Hazine 10 milyar lira daha az faiz
ödeyecekti. Bunu tüm vergiler için
hesaplarsak tasarruf edilen faiz miktarı 50 milyar liraya çıkıyor. Tahsilat
yapılsaydı havaalanı, köprü, hastane gibi projeler, bütçede yeterli kaynak
olacağı için, bol keseden garanti verilmeden yapılabilecekti.
Toplum ikiye bölündü
Ama bundan daha önemlisi, artık toplum bu konuda da ikiye
bölünmeyecekti: Vergisini zamanında
ödeyen “enayiler” ve afları bekleyerek devletin sırtından çıkar sağlayan
“akıllılar”. “Akıllılar” her geçen gün çoğalacağı için bir dahaki krize
kadar tahsilat sorunu biraz daha derinleşecek. Buna karşılık harcamalarını
azaltamayan devlet borçlanmaya, gelene gidene garanti vermeye, özel sektörün
borçlarını üstlenmeye devam edecek. Biz de sadece bütçe açığı rakamlarına
bakarak mali disiplinden bahsedeceğiz. Kendimizi avutup sevineceğiz.
Tabi bu arada yetkililer vergi adaleti nutukları atarken, birileri
kamu kaynaklarıyla zenginleşmeye devam edecekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder