Önceki yazımda belediyelerin bütçe
açıklarındaki artışı incelemiştim. Açıklarının geldiği düzeye dikkatinizi
çekmeye çalışmıştım. Hatırlatayım, geçen sene 60 milyar liralık harcama yapan
belediyeler 6 milyar lira açık vermişler. Aynı dönemde 408 milyar lira harcayan
merkezi hükümet ise sadece 18 milyar lira civarında açık vermiş. İlki toplam harcamanın yüzde 10’na diğeri
yüzde 4,4’ne karşılık geliyor. Dolayısıyla
belediyelerdeki rakam küçük deyip geçmemek lazım. Yapısal bir sorun var.
Yapısal gelir ve harcama sorunlarını
uzmanlara bırakıp ben anladığım konuya döneyim, açığın nasıl finanse edildiğine
bakayım.
Devletin
resmi rakamlarından yararlanarak aşağıdaki tabloyu hazırladım.
Borç verileri 2006 yılından itibaren yayınlanıyor. Ben önceki seçim dönemini
kapsayan 2009 ve 2013 rakamlarını da tabloya ekledim. Tablonun ilk bölümü milyar lira olarak büyüklükleri, ikinci bölüm bazı
borç rasyolarını gösteriyor.
Kısa
vadeliler ve dış borçlar artmış
Belediyeler
patinaj yapmaya başlamışlar. Yıllık 60 milyar
liralık harcamaya karşılık 51 milyar lira borç stoklamışlar. 2006 – 2013
arasındaki borç stoku artışı yüzde 64.
Bir
yandan dış borçlanmaya hız vermişler diğer yandan vadeyi kısaltmışlar.
Dış borçlardaki artış hızı dikkat
çekiyor. 2009 – 13 arasında iç borçlar yüzde 55 civarında artarken, dış borçlar
yüzde 152’de fazla büyümüş. Tahminen bu dış borçların büyük çoğunluğu yerli
bankaların dışarıdaki iştiraklerinden alınmıştır. Bir bölümüne de bu sayede
Hazine garantisi verilmiştir.
Kamuya
olan borçlar azalırken sevinelim mi?
Hazine garantisi deyince, belediyeler
kamuya olan borçlarını azaltmışlar. Sakın buradan yapısal bir değişim olduğu
sonucunu çıkarmayın. Yapılan borçların
yeniden yapılandırılması. Bugünlerde özel sektör için yapılan önceki
yıllarda defalarca belediyeler için yapılmıştı. Bu bağlamda 2010 yılında 22,7 milyar lira olan kamuya borç toplamı 2013
sonunda 16 milyar lira olmuş.
Asıl
dikkat çeken gelişme bankalara borçlardaki büyüme
İç
borçlanmada üzerinde en çok durulması gereken gelişme banka borçlarındaki hızlı
artış. 2006 yılında sadece 1,3 milyar lira olan banka
borçları 2013 sonunda 10,9 milyar lira olmuş. Yılda 6 milyar lira açık
vereceksin 11 milyar lira bankalara borçlu olacaksın.
Hadi o stok rakamı diyelim. Yılık artışa bakalım. Muhasebat Genel
Müdürlüğü verilerine göre 5,5 milyar lira taze borç var. Bankalara borçlardaki
yıllık artış 3,5 milyar lira. Böylelikle bankalara olan borçların toplam
içindeki payı da çoğalmış. Yüzde 6,3’ten
geçen yıl sonu itibariyle yüzde 21’i geçmiş.
Bunu bir uzman, bir bilen bize açıklasın
lütfen. Yanılıyor muyum? Bu işte yanlış giden bir şey yok mu? Yoksa karışma bankalar da bu iş için
varlar, oralarda çalışan bunca insan ( biri de benim) bu sayede ekmek yiyor mu
demeliyim?
Ama sorun ülkenin sorunu. Kahin değilim. Sadece 1994 ve 2001 Krizlerinden aldığım
derslerin sonucu edindiğim tecrübelere dayanarak söylüyorum: Bundan sonraki
krizde Hazine, belediye borçları ile bol kepçeden dağıtılan hazine garantileri
ve özel sektörün dış borlarını üstlenmekten sorun yaşayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder