Geçen yılın
bütçe verileri yayınlandı. Açık rakamını, nakit dengesi ile bütçe dengesi
arasındaki büyük farkı şimdilik bir kenar koyup, ben bazı gelir ve harcama
kalemlerini dikkatinize sunayım.
Gelirlerdeki
performansın ithalden alınan KDV, MTV ve çıkarılan yeniden yapılandırma
kanunlarının sonuçları olduğu görülüyor. Genel performansı değerlendirmek için
enflasyon + büyüme rakamına beraber bakmak lazım. Geçen yıl enflasyon %12 idi.
Büyüme ise %6-7 aralığında bekleniyor. O zaman gelirlerde %18-19 civarındaki
değişim normal karşılanmalı. Geçen yıl merkezi bütçe gelirleri %14, vergi
gelirleri ise %17 kadar artmış. Kötü bir performans değil.
Gelirlerde,
sıklıkla ele aldığım, tahakkuk/tahsilat sorunu yine göze çarpıyor. Aşağıdaki
tabloda 2004-2017 yıllarındaki toplam gelirler, dahilde alınan KDV ve
cezalardaki tahakkuk/tahsilat oranları görülüyor. İki konu önemli. Birincisi
yıllar itibariyle tahsilat oranları düşüyor. Yüzde 87’lerde olan toplam gelir
tahsilatları %65’lere düşmüş. Cezalar için de benzeri bir durum söz konusu.
Ama ben dahilde
alınan KDV oranlarına dikkatinizi çekmek isterim. Burada da yıllar itibariyle
düşüş var. Yüzde 83’lerde olan tahsilat oranı, yüzde 50’nin altına düşmüş.
Birileri devlete teslim etmek üzere müşteriden topladıkları paralara el
koymuşlar.
Bu sorun kalıcı.
Konunun yasal, idari, ahlaki yanlarını takdirlerinize bırakıyorum. Ama bir de
ekonomik yanı var. 2017 büyümesinin bu kadar yüksek olmasını anlatmaya
çalışanlar çeşitli cevaplar buluyorlar. KGF destekleri, vergi indirimleri,
bütçe harcamaları gibi konular çok işlendi. Ama 57 milyar liralık KDV’yi devlete ödemeyenlerin bunu kaynak olarak
kullandıkları pek konuşulmadı. Demem o ki, azımsanmayacak miktarda bir kamu
kaynağı, birileri tarafından harcandı ve ekonomi büyüdü.
Kaynak: Muhasebat Genel Müdürlüğü
Harcama
tarafında artık klasikleşen “ödenek üstü harcama” sorunuyla karşı karşıyayız. Hükümet, TBMM’nin izin verdiği ödeneklerin
üstüne 32,6 milyar lira daha harcama yapmış. Yazmak işe yarayacak mı
bilmiyorum ama Meclis’in “bütçe hakkı” yine delinmiş. Bütçe hakkının ne demek
olduğunu uzun uzun anlatmayacağım. Anlamak isteyenler bugünlerde ABD’de
yaşananlara baksınlar. ABD Kongresi borç limitini artırmayınca, devlet bazı
faaliyetlerini durduruyor. Bizde TBMM’ye sorulmadan ödenek üstü harcama
yapılabiliyor ve borçlanma limitinin üstünde yeni borç alınabiliyor.
Fazla
harcamaların en büyüğü sosyal güvenlik ve sosyal yardımlara gitmiş. Bu
kalemlerde 17,1 milyar lira fazla harcama yapılmış. Sosyal güvenlik açıkları da
geçici değil, kronikleşti. Her yıl beklenenden çok harcama var. İkinci büyük
fark kalemi 10,6 milyar lirayla karayolu ulaştırma giderlerinde. Bir kısmının
karayolu müteahhitlerinin alacaklarına gittiğini tahmin ediyorum. Umarım onlar
da borçlarını kapatmışlardır.
Bunlardan sonra
kamu düzeni için yapılan harcamalar geliyor. Ülkenin bir bölümünde ve
sınırlarının dibinde terör ve savaş varken bu sapmalar gayet doğal. Tamam bu
doğru. Ama buradaki sapmaya öncelik veren doğru yaklaşımın acil olmayan diğer
harcamalardan kesilerek, daha çok bütçe açığı, daha az borçlanma yapılması gerekirdi.
Sonuç olarak, geçen yıl
bütçe 47,4 milyar lira açık verirken, Hazine 78,4 milyar lira net nakit borçlanma
yapmış. Kanımca 2017 için, mali disiplin göstergesi budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder