Borç yöneticilerinin bir temel
kuralı vardır: Faizler yükselirken
borcunu azalt, düşerken ihtiyacın kadar borçlan.
Gelin bu ilke ışığında gelişmelere
göz atalım.
Son aylara kadar dünyada faizlerin
yönü konusunda çok fazla tartışma yoktu. Şimdi yavaş yavaş, başta FED olmak
üzere parasal sıkılaştırma, bilanço küçültme dönemine doğru gidildiği
konuşuluyor. Politika yapıcıların söylemelerinde ne kadar tutarlı olduklarını
zaman gösterecek. Ancak beklenmedik
siyasi ve ekonomik gelişmeler olmazsa eğilimin yukarı yönde olduğu
söyleyebiliriz.
O zaman, başlangıçtaki kural
gereğince; ülke olarak kamudan
başlayarak, özel sektör ve hane halkının sırtında ağırlaşan borç yükünü
azaltacak önlemler almanın zamanı geldi. Hatta geçiyor bile.
Özellikle 2009 Küresel
Krizinden sonra hızla artan reel sektörün ve hane halkının borçlanmasını, önce
yavaşlatmak sonra düşürmek için bir şeyler yapılması gerekiyor. Eğer
gecikilirse, dünyada faizler daha fazla yükselmeye başlayınca ekonominin
zorlanması, belki de krize girmesi kaçınılmaz olacak.
Böyle diye gereğinden fazla
borçlanmaya da gerek yok.
Ancak haberler biraz farklı. Özel
sektör ve büyük projeler için döviz kredisi arayışları artarak devam ediyor.
Yanı sıra, geçen gün “Çiftçiye
ucuz kredi müjdesi” başlıklı bir haberde, Tarım
Kredi Kooperatiflerinin artık yurt dışından da borçlanabilmesine yönelik
yasal hazırlıklar yapıldığı belirtiliyordu. Yani çiftçiye kredi dağıtmak için
dışarıdan borç alınacak. İyi de dış borca hazine garantisi istenecek mi? Kur
riski kimde olacak? Çiftçiye mi yansıtılacak? Bunları yasa taslağı, bir KHK
içinde yer almazsa, TBMM’ye gelince göreceğiz.
Hadi bu tutar çok fazla büyük
değil diyelim.
Hazine’nin ilk altı aylık borçlanmasına bakınca değişik bir durum göze çarpıyor.
Aşağıdaki tabloda, kamu borçlanma programında yer alan 2017
yılı hedefi ile ilk altı aylık gerçekleşmeler ve farkları yer alıyor. Hazine yılın ilk yarısında, hem iç hem de dış borçlanmada
piyasaya ödediğinden daha çoğunu borçlanmış.
Borçlanma/ödeme oranı (borç çevirme rasyosu) iç borç için yüzde 116
olmuş. Diğer bir deyimle, Hazine ilk altı ayda iç piyasaya 100 lira ödemek
için 116 borçlanmış. Dış borçlanmada durum biraz daha ağır. Dışarıya 100 lira
öderken 159 lira borç almış.
Sonuç olarak ilk altı ayda,
geçen yılın sonunda açıklanan 2017 Borçlanma Programının, özellikle dış borç
tarafında şakül kaymış. Bu yıl dışarıya
net (1 milyar lira) ödeyici olmayı planlayan Hazine, aksine sadece ilk yarıda net
18 milyar lira borç almış.
Bu gelişmeleri bir yere kadar 16
Nisan Referandumuna bağlayarak açıklamaya çalışanlar var. Eğer yılın kala
yarısında kamunun borçlanması azalırsa haklı çıkacaklar. Ancak bütçedeki
gelişmeler pek o yönde değil. (Umarım bilgilerim eksiktir de ön görülerimde
yanılıyorumdur.)
Çünkü daha önemlisi, iç borçlanmadaki bu artış, iç piyasadaki
faizlere de baskı yapmaya başladı. Bir yandan yüksek enflasyon, bir yandan
yüksek iç borçlanma diğer yandan döviz kurlar faizi zorluyor.
Düşmesi isteniyorsa, üçüne
birden çözüm bulmak gerek.
Bilginize.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder