11 Mayıs 2016

Döviz hakkında karar alırken...

Biliyorum bu konudan sıkıldınız.

Ben de kendimi tekrar etmekten hiç hoşnut değilim. Zaten sınırlı sayıda okuyucuya ulaşabilen bir blok yazarı olarak sizleri sıkmayı hiç mi hiç istemem. Söz veriyorum. Bu konuya, çok önemli bir gelişme olmadıkça bir daha dönmeyeceğim.

Ama kendimi yine yazmak zorunda hissetmemin nedenini açıklayayım belki bana hak verirsiniz.

Bir hafta öncesine kadar döviz bollaşacak, korkmayın FED faiz yükseltmeyecek, her şey güzel olacak diyenler vardı. İnsanlara, özellikle döviz borcu olan küçük işletmelerin sahiplerine gaz verdiler.

Şimdi siyasi ortam gerilip, AB’ye serbest vizenin riske girmesi, terörün artması, yapısal reformların gündemden kalkması, başbakanın istifa ettirilmesi, anayasal sistemin tartışılmaya başlanması döviz kurunu yukarı itti.

Her şeyi bilen “ekonomi direktörleri” şimdi birden döndüler.

Önceleri cari açık azalıyor, siyasi istikrar her hâlükârda devam edecek, sorun çıkmaz demeye getirenler şimdi kurdaki hareketi açıklamakta zorlanıyorlar.

İşin siyasi tarafını, çok sıcak bir yaza hazırlanmanızı önererek bir yana bırakıyorum.
Kurdaki ani hareketlenmenin ekonomik nedenini daha iyi anlayabilmek için ödemeler dengesi verilerine özellikle finansman kalitesine dikkat etmek gerekiyor.

Özetle bakalım.

Bu yıl Ocak – Mart döneminde cari açık 7,9 milyar dolar olmuş. Geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2,5 milyar dolar daha az. Buna karşılık borç senedi ve kredi geri ödemeleri geçen yılın ilk üç ayında 10,6 milyar dolar iken bu yıl 10,8 milyar dolar olmuş. Bankalar ve reel sektör şirketleri geçen yıla göre daha fazla dış borç geri ödemesi yapmışlar.

Görüldüğü gibi sadece cari açığa bakarsanız rakam küçülüyor. Sorun yok.

Ama sorun sadece dış ticaret ve diğerleri değil. Yanı sıra finansman kalemlerinden; borç geri ödemelerine, yabancıların hisse senedi ve tahvil (portföy yatırımı) alım/satım dengesindeki değişimlere de yakından bakmak gerekiyor. Eğer yabancılar Türkiye’den portföy almak yerine satmaya başlarsa, işlemler TL olduğu için, parasını dövize çevirip ülkesine götürmek isteyeceklerdir. Yani piyasadan döviz talep edecekler, eğer yeteri kadar döviz yoksa kurlar yukarıya doğru hareketlenecektir.
Ayrıca olay sadece finansman ihtiyacıyla da bitmiyor.

Bir de işin finansman kaynaklarının kalitesi var.  Kaliteden kastım basit. Eğer gelen döviz, fabrika yatırmalarına geliyorsa, uzun vadeli ise ve borç yaratmıyorsa bir yere kadar kabul edilebilir. Ancak, kaynağın çoğunluğu portföy yatırımı ve ticari krediler gibi kısa vadeli ise o zaman durup uzun uzun düşünmek lazım. “Açık finanse edilsin de nasıl edilirse edilsin” yaklaşımı çok yanlış.

Daha önce konuya böyle yaklaşıldığı için, gelen döviz finansmanının kalitesine bakılmadığı için yukarıda bahsettiğimiz cari açık düşerken döviz ihtiyacı azalmıyor.
Bu bağlamda yılın ilk çeyreğinde hisse senedi, hazine kâğıdı satışları artmış. Toplam 4,2 milyar dolar giriş var. Yanı sıra 2,8 milyar dolar nereden geldiği belli olamayan para var.

Diğer bir deyimle, 7,9 milyar dolarlık cari açık, 7 milyar dolarlık sıcak ve nereden geldiği belli olmayan kaynakla finanse edilmiş. Bu kaynaklar, ortalık biraz karışısın, referandum, seçim, terör gibi başlıklar çoğalsın, beklentileri karşılanmasın, geldikleri hızla hemen kaçacaktır. 

Siz siz olun, bugünlerde ekonomik karar alırken, medyadaki yorumları çok dikkatle izledikten sonra adım atın. Dolduruşa gelmeyin.

3 yorum:

  1. İllaki yastıkaltı ve $ ,fiziki altın,gerisi anayasanın bile kaale alınmadığı yerde sciencefiction....

    YanıtlaSil
  2. Hakan bey, net hata noksan üzerinden gelen para dövizin yükselmesini önlüyor. Bu çok açık ve net. Ben bu paranın daha da artacağını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. KULLANILABİLİR REZERV AZLIĞI,OLASI PETROL FİATLARI YÜKSEKLİĞİ,FEDİN HAZİRAN TOPLANTISINDA FAİZ ARTTIRMA OLASILIĞI,OLASI REFERANDUM,SİYASİ BELİRSİZLİKLER KAYNAĞI BELİRSİZ PARANIN DAHA NE KADAR GELEBİLECEĞİ VS SEBEPLERLE DOLARIN BUGÜNKÜ SEVİYENİN ÇOK ÜZERİNDE YER ALACAĞININ GÖSTERGESİDİR.

    YanıtlaSil